Dava meraya elatmanın önlenmesi, eski hale getirilme bedeli ve alınan malzeme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yapılan yargılama sonunda dava konusu 57 parselin mera parselinden ifraz edilerek ariyet ocağı olarak tescil edildiği ve davalının Üretim İzin Belgesi bulunduğundan davanın red edilmiş olması yerinde görülmüştür. Ancak vekalet ücreti ıslah edilen eski hale getirme bedeli üzerinden takdir edilmiş ise de bozmadan önceki gerekçeli kararda da belirtildiği üzere bu davalarda eski hale getirme bedeli ile zemin bedelinin karşılaştırılıp, şayet zemin bedeli yüksekse eski hale getirme bedeline, şayet zemin bedeli düşükse zemin bedeline hükmetmek gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi...
İnşaatın ruhsatsız yapıldığı kaçak olduğu anlaşılmakla bir talep hakkının varlığından sözedilemez ise de, mevcut durumun yasal hale getirilip getirilemeyeceği araştırılmamıştır. O halde, mahkemece inşaatın yasal hale getirilip getirilemeyeceği Belediyeden sorulmalı, gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak yasal hale getirilmesi mümkün ise inşaat ruhsatının alınması, işin yasal hale getirilmesi iskân ruhsatını da alarak eseri tamamlaması için davacıya yetki ve mehil verilmesi, bu mehil sonunda yasal hale getirildiği takdirde davacının hak kazandığı bağımsız bölümlerin tapu payları da belirlenerek davacı adına tesciline karar verilmelidir. İnşaatın yasal hale getirilemeyeceğinin anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmeli, her iki halde de davanın açılmasında kusurları bulunmayan davalılara masraf ve vekalet ücreti yükletilmemelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Ancak; Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının E-7 blok 47 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalının kendisine ait bağımsız bölümdeki balkonunu projeye aykırı olarak sabit eser niteliğinde kapattığını, yapılan ihtara rağmen balkonun mimari projeye uygun hale getirilmediğini belirterek projeye aykırılığın giderilmesi ve balkonun eski hale getirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
reddi gerekmiştir. 2-Davacı tarla nitelikli taşınmazın davalı tarafından yol olarak kullanılarak el atılan bölümünün eski hale getirilmesini istemiş, mahkemece talep gibi karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlalı, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27/11/2010 tarih, 2011/274-300, 06/12/2008 gün, 144-234, 23/09/1974 tarih, 224-408 ve 16/04/1973 gün, 213-345 Esas ve Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere ve 5271 sayılı CMK'nun 42/1. maddesinin “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme gözetildiğinde, sanık tarafından verilen dilekçelerin eski hale getirme ve temyiz talebi niteliğinde bulunduğu, temyiz dilekçesi ve eski hale getirme talepli istemin birlikte verilmesi halinde, karar verme yetkisinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğunun anlaşılması ve sanığın 27.02.2019 ve 01.07.2019 tarihli dilekçeleri ile eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin temyiz talebinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : 1- Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK'nın 204/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet 2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK'nın 158/1-f-son, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler ile eski hale getirme ve temyiz istemlerinin reddine dair ek karar, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz isteğinde de bulunulması halinde, eski hale getirme talebi hususunda karar verme yetkisi Yargıtay'ın ilgili dairesine ait olduğundan ve sanığın 11/11/2014 tarihli dilekçesinde, eski hale getirme talebiyle birlikte dosyanın tekrar gözden geçirilmesi isteğiyle temyiz iradesini de ortaya koyduğundan, eski hale getirme talebinin reddine ilişkin 13/11/2014 günlü ek karar kaldırılarak yapılan incelemede...
sanığın dilekçe vererek tebligatı babasının aldığını, kendisinin o tarihte hastanede yatmakta olduğunu beyan ettiği ve ilgili belgeleri dilekçesine eklediği, belgelerin incelenmesinde sanığın 25/01/2013 tarihine kadar hastanede yatmakta olduğu, bu tarihte taburcu edildiği dolayısıyla gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte hastanede yatmakta olduğu anlaşılmış ise de; 5271 sayılı CMK'nın 41/1, 1412 sayılı CMUK'nın 42/1. maddeleri uyarınca eski hale getirme dilekçesinin engelin kalkmasından itibaren bir hafta içinde verilmesi gerektiği, somut olayda sanığın 25/01/2013 tarihinde taburcu olmasına rağmen eski hale getirme ve temyiz dilekçesini 15/02/2013 tarihinde verdiği anlaşıldığından, Sanığın süresinden sonra yaptığı eski hale getirme ve temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 28/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 04/09/2013 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunan sanığın bu talebi ile ilgili olarak, CMK'nın 42. maddesinin 1. fıkrasında, "süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında dairemizce karar verilmesi gerekip, öncelikle eski hale getirme istemi hakkında karar verilmesi gerektiğinden, mahkemenin eski hale getirme isteminin reddine dair 06.09.2013 günlü ek kararı ile bu karara itiraz üzerine verilen......
Bu itibarla mahkemece işin esasına girilerek pilon yeri için kazılmak suretiyle el atılan bölümün eski hale getirme ve yer bedeli uzman bilirkişiler marifetiyle ayrı ayrı tespit ettirilerek el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme masrafından fazla ise müdahalenin önlenmesi kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine; şayet eski hale getirme masrafı zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yapılan incelemede; Taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kal ve eski hale getirme talebi de varsa, dava konusu taşınmazda, niteliğine göre oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp, taşınmazın kamulaştırmasız el konulan bölümün bedeli bulunur ve taşınmazın eski hale getirme bedeli de tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, kal ve eski hale getirme masraflarından fazla ise müdahalenin önlenmesi ve kal kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmeli; şayet kal ve eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden ve dava konusu taşınmazdan geçirilmiş olan su borularının güzergahı konusunda, fen bilirkişisinden alınan krokili raporlar arasındaki çelişki de giderilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması...