Geçici 10. maddesindeki “takip işlemleri” ibaresini de takip talebi olarak anlamak gerekir (KURU, B.; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s.60). İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş takip borçlusuna karşı itirazın kendisine (varsa vekiline tebliği) tarihinden itibaren bir yıl içinde açılabilir. Bir yıllık süre içinde açılan dava, teknik anlamda bir itirazın iptali davasıdır ve ancak böyle bir davada borçlu icra inkar tazminatına mahkum edilebilir (KURU s.263). O halde 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari %40 olarak, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise icra inkar tazminatı asgari %20 olarak uygulanmalıdır....
Bu durumda 6352 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari % 40 olarak uygulanacaktır. 6352 Sayılı Kanun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı % 20 olarak uygulanacaktır. Somut olayda davacının başlattığı icra takibi 2003 tarihli olup, 6352 Sayılı Kanun’un 38.maddesiyle İİK.na eklenen geçici 10.maddesi uyarınca davacı lehine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vasisinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/61 E. sayılı dosyasında açtığı itirazın iptali davasının kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini,ancak davalının odunluğu kuaför dükkanı olarak kiraya vermek suretiyle tasarruf etmeye devam etmesi nedeniyle 06.02.2009-05.02.2010 tarihleri arasındaki dönem için 3.550,00 TL ecrimisil ve 142,00 TL faiz olmak üzere toplam 3.692,00 TL alacağın tahsili için 16.07.2010 tarihinde Hatay 3. İcra Dairesinin 2010/5938 sayılı takip dosyasında ilamsız takip yaptığını,anılan takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı,husumet itirazında bulunarak,çekişmeli taşınmazı 3 yıl önce boşalttığını belirtip davanın reddi ile icra inkar tazminatı istemiştir. Mahkemece,çekişmeli yerin davalıya ait 32 ve 33 nolu bağımsız bölümlere katılmak suretiyle davalı tarafından kuaför dükkanı olarak kiraya verildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
E.sayılı icra dosyasının borçluları davalılar ... ile ... aleyhine açmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamına dair davada dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin 16/06/2021 tarihli dilekçesi gereği davalılardan icra inkar tazminatı taleplerinin kalmadığını açıklaması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin her iki davalı yönünden ayrı ayrı reddine, davalıların icra takibine yönelik itirazlarından vazgeçmeleri nedeni ile davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine dair karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının, ... 28. İcra Müdürlüğünün ......
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir....
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalının icra takip dosyasında 5.765,95 TL asıl alacağa itirazının iptaline, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Alacak faturadan kaynaklanıp, likit (bilinebilir, belirlenebilir) mahiyette olduğundan,itirazın iptali kararı sonucunda davacı yararına İİK. 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, alacağın likit olmadığı kabul edilerek yazılı gerekçe ile icra inkar tazminatı isteminin reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/10/2014 NUMARASI : 2013/767-2014/653 Dava dilekçesinde, aidat ve yakıt alacağının tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından salt icra inkar tazminatı yönünden temyiz edilmiştir....
KARAR Davacı, davalıya ait tapulu taşınmazı harici satış sözleşmesi ile satın aldığını, kaparo olarak 10.000,00 USD ödediğini, taşınmazın tapudan devrinin yapılamayacağını öğrenince anahtarını davalıya teslim ederek ödediği bedelin tahsilini istediğini, kaparo bedeli iade edilmeyince, başladığı icra takibine vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunarak açtığı karşı dava ile taşınmazın kullanılmasından dolayı ecrimisil bedeli ile kullanılan elektrik, su bedeli ve eski hale getirme bedelinin tahsilini istemiştir....
Noterliğinin 10.08.2015 tarih ve 06756 yevmiye numaralı ihtarnamesi nedeniyle icra takibi yapılmışsa da borcun sebebinin farklı olduğunu, önceki takip kira alacağı olarak açılmış sonraki takip ise kullanım bedeli (ecrimisil) olarak açıldığını, ancak davalı borçlu taraf önceki takibe davacı müvekkili ile aralarında herhangi bir kira sözleşmesi bulunmadığı, dolayısıyla davacı müvekkiline herhangi bir kira borcu da bulunmadığı gerekçesiyle itiraz etmiş, davacı müvekkili tarafından kullanım bedeli (ecrimisil) talebiyle açılan icra takibine ve bu takibe yapılan itiraz nedeniyle açmış oldukları itirazın iptali davasında ise kötü niyetli bir şekilde itirazda bulunduğunu, Hal böyle iken ilk derece mahkemesince davalı borçlu hakkında açılan davaya konu takibin mükerrer takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından itirazın iptali davası için dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi usul ve yasa ile yerleşik Yargıtay...
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile, davalının Torul 1.İcra Müdürlüğünün 2009/21 sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalıdan %40 inkar tazminatı alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuan maddi tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlığın haksız fiilden doğmuş olması nedeniyle, tarafların kusur oranının ve gerçek zarar miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirmektedir....