Somut olayda; davacının, davaya konu taşınmazı kiraladığını, taşınmaz için Mal Müdürlüğüne ecrimisil ödediğini, ancak davalı belediyenin de kira bedeli istediğini belirterek borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunduğu, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, yapılan değerlendirmede; taraflar arasındaki 01/01/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hususunda ihtilaf bulunmadığı, kiralayanın malik olmasının gerekmediği, bu durumun sözleşmeyi geçersiz hale getirmeyeceği, dolayısıyla kira akdinin geçerli olduğu, mahkemece öncelikle davacının, davaya konu kira dönemi içerisinde Mal Müdürlüğüne ödediği ecrimisil miktarının ve buna ilişkin belgelerin sorulması ve dosyaya celbedilmesi, ardından da ecrimisil miktarı kadar kira borcundan sorumlu olmadığı dikkate alınarak, ecrimisil bedeli kadar borçsuzluğun tespitine, kalan kısım yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği, buna ilişkin yapılan incelemenin bu haliyle yetersiz olduğu ve istinaf isteminin kabulü gerektiği anlaşılmıştır...
Menfi tespit davasının dilekçesinde davacılar vekili müvekkili ...’ın kefalet sözleşmesinden doğan bir borcu olmadığının tespitini, mahkeme aksi düşüncede ise kefalet sözleşmesindeki limiti aşmamak üzere işleyecek faizden dolayı borçlu olup asıl borçtan sorumlu olmadığının tespitini istenmiş olmasına rağmen, mahkemece davacı kefil ... hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı-karşı davalı tarafa iadesine, 27.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- KARAR - Asıl davada davacı vekili, kooperatifin üyesi ... ...’ın hissesini 01.10.2004 tarihinde noterde devralmasına rağmen koopeartifin ... ...’ın borcunun olduğundan bahisle üyelik işlemlerini yapmadığını, ... ...’ın kooperatife borcu olmadığını ileri sürerek borcu olmadığının ve kooperatifn üyeliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı ... ...’ın kooperatif üyesi olduğunu, 21.03.2005 tarihi itibari ile kooperatife 19.951,00 TL borcu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen dosyada davacı vekili, murislerinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, üyelik gereği 1 dükkan ve 1 daire verilmesi gerektiği halde dairenin verilmediğini ileri sürerek 5. Kat 10. Numaralı daireye davalıların müdahalesinin men-i ile 01.10.2014 tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Birleşen davada davacı vekili, kooperatifçe kendisine teslimini talep ettiği taşınmazın davalıya tahsis edildiğini ileri sürerek, hukuka aykırı tahsisatın iptali ile müvekkilinin kooperatife borcu olup olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taşınmazı 2008 yılında kooperatiften aldığını, taşınmaz için kooperatife taşınmaz bedelini ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Vergi Dairesince başlatılan takip dosyasında davaya konu taşınmazdan kaynaklanan bir ecrimisil borcu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75.maddesi uyarınca davalı Milli Emlak Dairesi Başkanlığınca tanzim ve tebliğ edilen ecrimisil ihbarnamesi ile bu işlemin kesinleşmesi üzerine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından başlatılan takibin iptali ve böyle bir borcun bulunmadığının tespiti amacıyla açılmıştır. 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75.maddesinde; “Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan malların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden bu Kanunun 9.maddesinde ki yerlerden (Ticaret Odası, Sanayi Odası, borsa veya bilirkişilerden) sorulmak suretiyle komisyonca takdir ve tespit edilerek ecrimisil isteneceği, ecrimisil talep edilebilmesi için Hazinenin işgalden dolayı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 53.671 TL (nafaka) borcu bulunmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatı istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dilekçesinde; boşanma protokolü gereği iştirak nafakası olarak aylık 500 Dolar nafakayı ödediği halde, davalının icra takibi yaparak 108 aylık nafaka karşılığı 53.671 TL alacak talebinde bulunduğunu, çocuk için kararlaştırılan nafakayı eksiksiz olarak davalının banka hesabına yatırdığından, mükerrer olarak istenen nafakadan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Açıklanan nedenlerle, davacının icra dosyasındaki alacak kalemleri yönünden davalıya borcu bulunmadığının tespiti ile; -Davacının menfi tespit talebinin KABULÜ ile, Ordu İcra Dairesinin 2020/1708 esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya borcu olmadığının tespitine, icra dosyasında yapılan hacizlerin kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde söz konusu takibin iptaline, -Davalının kötü niyetli olduğunun ispat edilememiş olması nedeni ile de kötü niyet tazimatı talebinin reddine, karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 35.035,00 TL borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, ecrimisil ihbarnamesi ile 35.035,00 TL ecrimisil borcu bulunmadığının tespiti istenilmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından; gaip kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere davalının 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca ......
Bu nedenle, öncelikle dava konusu taşınmazlarda fiilen elatılan bölümler belirlenip, kamulaştırma krokisi bu alanlara aplike edilmek suretiyle, aynı yerler olduğunun tespiti halinde davanın reddine, kamulaştırma krokisi uygulandığında fiilen elatılan bölümlerin bir kısmının yada tamamının kamulaştırma krokisi içerisinde kalmadığının tespiti halinde ise bu bölümlere yönelik olarak tazminat ve ecrimisil istemi yönünden davacıların payları oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, 01.02.2004 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olan davacının, kiralananın mülkiyetinin dava dışı Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olduğundan bahisle zapta karşı tekeffül hükümleri doğrultusunda davalı kiralayana borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından fesih iradesine ilişkin belgelerin gözden kaçtığı savunması ile temyiz edilmiştir....