DAVALI : Hazine DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Borcu Olmadığının Tespiti A.. B.. ile Hazine aralarındaki ecrimisil borcu olmadığının tespiti davasının kabulüne dair Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 21.02.2013 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 05.10.2009 ve 24.11.2009 tarihli tutanaklara istinaden vekil edenine ecrimisil ihbarnemesi gönderildiğini, fuzuli şagil olmayandan ecrimisil istenemeyeceğini açıklayarak, bahsi geçen tutanaklarda belirtilenin aksine Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 177,20 m2'lik kıyıda vekil edeninin zilyetliğinin, fuzuli işgalinin bulunmadığı ve ecrimisil ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir....
Belediyesi'ne ihbar edildiği, davacı ... tarafından taşınmazın kendileri tarafından kullanılmadığını ve taşınmazla hiç bir ilgilerinin bulunmadığı gerekçesiyle taşınmazın kendileri tarafından kullanılmadığının ve ecrimisil borçlarının olmadığının tespitini istedikleri anlaşılmaktadır. Davalı ... Kayyım Bürosu Başkanlığına 60.865,00-TL ecrimisil ödenmesi için ihtar çekildiğinde uyuşmazlık yoktur. Davacı ... söz konusu taşınmazı kullanmadığını ve ecrimisil borcunun olmadığının tespitini istemiştir. Davalı ... Kayyım Bürosu Başkanlığı ecrimisil talebi konusunda ihtar çekerek muaraza yarattığından kural olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteme koşulları oluşmuştur. Bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddi doğru değildir. Mahkemece iddia savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak esas hakkında karar verilmesi gerekirken, usulden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili 14.11.2018 tarihli istinaf dilekçesinde; Taraflar arasında ne yazılı ne de sözlü kira sözleşmesi yada kira ilişkisi bulunmadığını, dosyada da bu konuda hiçbir bilgi ve belge bulunmadığını, bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, ayrıca davalının, davacıdan ecrimisil yada kira bedeli talep hakkı bulunmadığını, taşınmazı davalıya ve davacıya devreden Ömer Sarnıç’ın intifa hakkını üzerinde tutarak çıplak mülkiyetini devrettiğini, bu durumu yargılama sırasında da mahkemede beyan ettiğini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik kararının kaldırılarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Dosya içerisinde mevcut ihtarnameler, taahhütname, tapu kayıtları, vs. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.'...
Mahkemece genel nitelikteki tanık beyanlarına dayanılarak “davacının işe girerken davalı tarafça alınan boş senet itibariyle davacının borçlu olmadığının tespitiyle, senedinin davacıya İADESİNE, davacı yönünden söz konusu senedin İPTALİNE, " karar verilmiş ise de, tanık beyanları soyut ve genel nitelikte olup, davacı aleyhine yapılmış bir takip yada iddia edilen senede dayalı açılmış bir dava yoktur. Senedin varlığı bu aşamada ispatlanamamıştır. Davacının takibe yada davaya konu edilmeyen ve bu aşamada varlığı kanıtlanamayan senede dayalı borçlu olmadığının tespiti ve senedin iadesi ve senedin iptalini talep etmekte güncel bir hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar HMK.nın 114/1- h maddesi uyarınca dava şartı olup, davanın, bu aşamada hukuki yarar şartı gerçekleşmediğinden usulden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, delil tespiti taleplerini ecrimisil ihbarnamesine itiraz dilekçesi altındaki imzanın kendilerine ait olmadığının tespitine karar verilmesi olarak ıslah etmişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, talebin delil tespiti iken, ıslahla tespit davasına dönüştürüldüğü, tespit davası açılabilmesi için hukuki yararın bulunması gerektiği, imzaların kaybolma ihtimalinin bulunmadığı, ileride borcu bulunmadığının tespiti bakımından açılabilecek menfi tespit davasında imza incelemesi yapılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ecrimisil borcu olmadığının tespiti; bu talep kabul edilmemesi halinde davalı tarafından faiş takdir edilen ecrimisil miktarının tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık ihtiyati tedbire ilişkindir. Davacı vekili; müvekkilinin 3 nolu bağımsız bölümle ilgili olarak davalının düzenlemiş olduğu 05/06/2020 tarihli olan 01/01/2019 ile 31/12/2019 tarihleri arası için ve yine 2020 yılı içinde, 01/01/2020 ile 31/05/2020 dönemi içinde hesap edilmiş olan kullanım bedeli toplamı olan 47.004,00.-TL borcu olmadığının tespitine; Bu talebinin kabul edilmemesi halinde fahiş takdir edilen ve keyfiyet içeren ecrimisil miktarının mahkemece tayin ve tespitine; Ayrıca müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlarının önlenmesi bakımından yargılama sonuna kadar tahliyenin ve alacak tahsilinin durdurulması yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı vekili özetle davanın reddini savunmuştur....
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106/1. maddesine göre, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının yada yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi tespit davasına konu edilebilir. 6100 sayılı HMK'nın 106/3. maddesine göre ise “Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” Bu çerçevede, maddi vakıaların tek başlarına tespiti isteniyor ise tespit davasına değil; delil tespiti kurumuna başvurulması gerekecektir. Somut olayda, davacı maddi vakıanın tespitini istemektedir. Öte yandan, hernekadar davacının dava açmakta hukuki yararı var ise de; HMK'nın 106/3. maddesi gereğince ve yukarıdaki açıklamalar karşısında eldeki davanın dinlenme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Borcu Olmadığının Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 26.11.2015 gün ve 2014/11400 Esas, 2015/21301 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, 05.10.2009 ve 24.11.2009 tarihli tutanaklara istinaden vekil edenine ecrimisil ihbarnemesi gönderildiğini, fuzuli şagil olmayandan ecrimisil istenemeyeceğini açıklayarak, bahsi geçen tutanaklarda belirtilenin aksine Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 177,20 m2'lik kıyıda vekil edeninin zilyetliğinin, fuzuli işgalinin bulunmadığı ve ecrimisil ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre 91801 nolu aboneliğin davacının evine ait olup, bu abonelikten dolayı herhangi bir borç olmadığı, ancak elektriğinin davalı kurumca kesildiği, dava dışı İlhan İkiz’e ait bulunan 68792 numaralı aboneliğin, 3.163.48 YTL borcu olup, bu borcun taksitlendirildiği, davacının kefil sıfatıyla belgeyi imzaladığı, bu borcun ödendiği, ancak bilahare aboneliğin yeniden borçlandığı, bu borcun önceki kefilliğe istinaden davacıdan istenildiği, davacının kefil olduğu 25.11.2004 tarihli sözleşmeden dolayı borcun tamamen ödendiği ve kefilliğinin sona erdiği, sonradan biriken borçlardan dolayı herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya 6.967.91 YTL elektrik tüketiminden dolayı borcu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı yana borçlu olmadığının tespiti ve 2000 YTL manevi tazminat istemine ilişkindir....
Somut olayda; davacının, davaya konu taşınmazı kiraladığını, taşınmaz için Mal Müdürlüğüne ecrimisil ödediğini, ancak davalı belediyenin de kira bedeli istediğini belirterek borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunduğu, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, yapılan değerlendirmede; taraflar arasındaki 01/01/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hususunda ihtilaf bulunmadığı, kiralayanın malik olmasının gerekmediği, bu durumun sözleşmeyi geçersiz hale getirmeyeceği, dolayısıyla kira akdinin geçerli olduğu, mahkemece öncelikle davacının, davaya konu kira dönemi içerisinde Mal Müdürlüğüne ödediği ecrimisil miktarının ve buna ilişkin belgelerin sorulması ve dosyaya celbedilmesi, ardından da ecrimisil miktarı kadar kira borcundan sorumlu olmadığı dikkate alınarak, ecrimisil bedeli kadar borçsuzluğun tespitine, kalan kısım yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği, buna ilişkin yapılan incelemenin bu haliyle yetersiz olduğu ve istinaf isteminin kabulü gerektiği anlaşılmıştır...