Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizin 20.10.2015 gün ve 2015/8879 esas-2015/17859 karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir....

    Hukuk Dairesi 03/01/2015 tarih, 2015/15298 Esas, 2015/12552 Karar sayılı ilamında ise özetle; "Dava, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Ne var ki, eldeki dava, davalıların çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiklerinden bahisle açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde ecrimisil yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir." şeklinde, Yargıtay 8....

    Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK'nın 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır....

      Hal böyle olunca, ecrimisil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 24.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Ne var ki, eldeki dava, davalıların çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiği iddiası ile açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuz olup, asliye hukuk mahkemesince işin esasının incelenmesinde, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi ve ecrimisil yönlerinden bir karar verilmesi gerekeceği izahtan varestedir. Görev, kamu düzeniyle ilgili olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması zorunlu bir usul kuralıdır. Hal böyle olunca, davaya konu uyuşmazlığın çözümlenmesi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiğinden, Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm tesis edilmesi doğru değildir....

          Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre; davalı idare vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri HUMK.nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından yerinde görülmemekle birlikte; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununu değiştiren Geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 10.06.2013 gün ve 2013/6979 esas, 2013/12156 karar sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece ecrimisil isteminin reddine, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu dava konusu 2893 ada 189 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 nolu daireye davalı tarafından haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın oturmak suretiyle elatıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur. Davalı, fiili taksim uyarınca taşınmazı kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur....

              Temyiz Sebepleri Davalılar vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek, yıkım kararı verilmesi ve bu kararın icrası akabinde orantısız fahiş bir zarar ortaya çıkacağı aşikar olduğunu, davacının tüm iddialarının doğru olduğu kabul edilse dahi, satın alma tarihinden itibaren ecrimisil istenmesi mümkün olmadığını ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davanın kısmen kabulü kararın eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 683, 725 ve 995 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

                Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 20.5.2013 tarihli ve 2013/6398 Esas 2013/8119 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinden davacı tarafın dava konusu 37 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu anlaşılmakla, dava; mülkiyet hakkına ve zilyetliğe dayanılarak açılan çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğü zamanında açılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683/2. maddesinden kaynaklanan davaların taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik olduğu, mahkemenin görevinin elatılan taşınmazın değeri ve talep edilen ecrimisil değeri toplamına göre belirleneceği kuşkusuzdur....

                  Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil, ecrimisil veya tenkis isteklerine ilişkin olup mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, miras bırakanın, çekişmeli 8 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı oğullarına mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı temlik ettiği ve ecrimisil koşullarının oluştuğu kanıtlanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. O halde davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine; Ancak, 4721 sayılı TMK. nun 28. maddesi uyarınca ölümle hukuki şahsiyet son bulur. Diğer taraftan kamu düzenine ilişkin bulunan sicil tutma ilkesi gözetildiğinde hâkimin doğru sicil tutmakla yükümlü bulunacağı da tartışmasızdır....

                    UYAP Entegrasyonu