Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tasarrufta bulunma yetkisi demek bir hakkı devretme, değiştirme, sınırlandırma veya ondan vazgeçme kısaca, o hakkı tasarruf işlemine konu yapabilme yetkisini ifade eder. Tasarruf yetkisinin hukuk düzeni tarafından tamamen veya kısmen kısıtlanmasına ise “tasarruf yetkisi kısıtlaması” denmektedir. Kural, malikin tasarruf yetkisine sahip olması, bunun istisnası ise hukuk düzeninin öngördüğü hallerde tasarruf yetkisinin kısıtlanmasıdır. Aslında somut olayda olduğu gibi mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın nedeni hak sahibinin hukuki durumu ve onun bu durumu sebebiyle yapacağı hukuki işlemlerden zarar görebilecek üçüncü kişilerin korunma altına alınmasıdır. Hiç kuşkusuz kamu düzeni düşüncesiyle de tasarruf yetkisinin kısıtlanması olanaklıdır. Tasarruf yetkisi kısıtlanması şerhi, ilgilinin emir ve talebiyle olabileceği gibi bazı hallerde kanunun öngördüğü işlemlerden ötürü de tapu kütüğüne yazılabilir....

    No:30/C Denizli adresinde davalı adına bulunan Egeness işimli işyerinde tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına, bu konuda ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir....

    Kat B2 65 nolu mesken niteliğindeki taşınmaz ve Çanakkale ili, Bozcaada İlçesi, Cumhuriyet Mah. 188 Ada 225 Parsel kayıtlı arsa niteliğindeki taşınmaz üzerinde davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına, yapacağı tasarrufların müvekkilinin onayı ile yapılması hususunda karar verilmesine ve bu hususta öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; tasarruf yetkisinin sınırlanmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine , evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek, işin esasının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 199. maddesine dayalı tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkindir. Davalı 28.03.2014 tarihli delil listesinde tanık isim ve adreslerini bildirmiş, göstermiş olduğu tanıkların dinlenmesinden açıkça vezgeçmemiştir. Mahkemece davalının delilleri toplanmadan ve tanıkları dinlenilmeden hukuki dinlenilme hakkına (HMK m.27) aykırı olarak eksik inceleme ile verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

        İ.İ.K.m.91 hükmünce gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanunu m.1010 anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hakimiyet hakkı kurmasını sağlamaz ise de, tasarruf yetkisinin dar manada kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 1010. maddesi uyarınca haciz şerhi tapuya yazıldıktan sonra borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi veya sona ermesi halinde haczi koyan makamın yazısı ile ya da şerh lehtarının talebi ile terkin edilebilir. Haciz şerhinin usulsüz kaydı hallerinde ilgilisinin terkine olur vermemesi durumunda taşınmaz maliki, şerhin terkinini dava edebilir. Ancak, taşınmaz kaydındaki haciz şerhlerinin her zaman yasal prosedürüne göre terkin edilmesi mümkün olmayabilir....

          Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

            Ailenin diğer ihtiyaçları için eşlerden biri, birliği ancak, diğer eş veya haklı sebeplerle hâkim tarafından yetkili kılınmışsa, birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması veya benzeri sebeplerle iktizası alınamazsa temsil edebilir", 190. maddesinde ise "Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hâkim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir. İstemde bulunan eş, temsil yetkisinin kaldırıldığını veya sınırlandığını, üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla bildirebilir. Temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması, durumun hâkimin kararıyla ilân edilmesine bağlıdır.", 196. maddesinde de "Eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler....

              Dava, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması istemine ilişkindir (4721 sayılı TMK'nun 199. m.si) TMK'nun 199. m.sine göre, ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim, belirleyeceği mal varlığı değerleri ile ilgili tasarrufların ancak onun rızası ile yapılabileceğine karar verebilir. Hakim, bu durumda gerekli önlemleri alır. Tasarruf yetkisinin sınırlandırılması için ya ailenin ekonomik varlığının korunması gerektiğinin, yahut evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin bunu gerektirmesinin sübut bulması gerekir. Yapılacak sınırlandırılma ölçülü olmalıdır....

              Borçlunun ihtiyaten haczedilen mallar üzerindeki tasarruf yetkisini, burada da kısıtlanır.(m. 261,II; m.86; m.91). Yani, borçlunun tasarruf yetkisinin kısıtlanması bakımından, ihtiyati haciz ile kesin haciz arasında bir fark yoktur. Bu nedenle, borçlunun taşınmazı üzerine ihtiyati haciz konulduktan sonra, aynı taşınmaz üzerine ipotek konulması halinde, ihtiyati haciz ipotek tarihinden sonra kesin hacze dönüşse bile, ipotek alacaklısı (ihtiyati) haciz alacaklısının taşınmazın satış bedeli üzerindeki hakkından sonra gelir; yani, önce (ihtiyati) haciz alacaklısına ödeme yapılır; misal: 19. HD 25.05.2000 gün ve 2934 E., 3967 K. (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, İcra Ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, sh 432, 433 ve 1060) Yargıtay 19....

                UYAP Entegrasyonu