GEREKÇE : Davanın konusu tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı tarafından tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden; davalı tarafından ise boşanma ve fer'ileri ile tasarruf yetkisinin sınırlandırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın tarafından usulüne uygun olarak harcı yatırılarak açılmış bir "tasarruf yetkisinin sınırlandırılması" davası (TMK.md.199) bulunmadığı gözetilmeden, davalının taşınmazlara yönelik tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir....
Mahkemece belirtilen taşınmazlara ait tapu kayıtları getirtilerek kısıtlanması istenilen ...’ün bu taşınmazlarda pay sahibi olup olmadığı, taşınmazlar üzerinde herhangi bir satış işleminin gerçekleşip gerçekleşmediği ve taşınmazların gelirlerinin ne şekilde tasarruf edildiği hususlarında gerekli araştırmaların yapılması, ayrıca davacının kardeşi ...’ün kısıtlanması istenilen ...’ün malvarlığını kötü yönettiği iddiasına ilişkin olarak kolluk araştırmasının yapılması gerekmektedir. Vesayete ilişkin hükümlerin kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle, başta davacı olmak üzere tarafların göstereceği tüm delillerin toplanıp değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, Türk Medeni Kanununun 406.maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı hususunda kesin kanaat oluşturacak şekilde yeterli bir araştırma yapılmadan mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, tedbir nafakası ve davalının emekli ikramiyesi üzerindeki tasarruf yetkilerinin kısıtlanması talebine ilişkin olup, bağımsız olarak açılan nafaka davası bulunmamaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Tasfiyeye konu edilen ...'daki taşınmaz, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 13.05.1999 tarihinde ferdileşme yolu ile muris adına tescil edilmiştir. Hükme esas alınan rapor incelendiğinde; muris ...'...
İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması halinde veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi İcra ve İflas Kanununun 110. maddesi uyarınca da borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple haczin kalkması halinde de şerhin terkini mümkündür....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nın 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu mal varlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir. Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu mal varlığının dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacak miktarı bulunur....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nın 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu mal varlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir. Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu mal varlığının dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacak miktarı bulunur....
V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ SÜREÇ A.Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur. 2.Dairenin, 04.03.2021 tarih, 2021/264 Esas, 2021/1972 Karar sayılı ilamı ile; aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılmasının diğer eşin açık rızasına bağlı olduğu, bu ... alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işleminin geçersiz olduğu, evlilik sadece boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin aile konutuna sağladığı korumanın da sona erdiği, aile konutu ile ilgili malik olmayan eş yararına getirilen korumanın malik eş sağ iken başlayıp, malik eşin ölümünden sonra da devam ettiği, malik eşin dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra ölmesinin herhangi bir önemi bulunmadığı, tasarruf işlemi sırasında evlilik birliğinin varlığı ve malik olmayan eşin tasarruf işlemine açık rızasının bulunup bulunmadığının...