Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 1986 yılında ... mevkiinde bulunan 3940 sayılı taşınmazı haricen davalıdan satın aldığını, taşınmazın tapudan devrinin gerçekleştirilmemesi üzerine davalının davacıya 2.500 TL meblağlı senet verdiğini, davacı tarafından senedin icra takibine konu edilmesi üzerine bu kez davalının 3940 sayılı parselin davacıya satımı hususunda noterde düzenleme şeklinde yapılan 14.08.1998 tarihli sözleşme ile gayrimenkul satış vaadinde bulunduğunu, davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak davalı hakkında tapu iptal ve tescil davası açtığını......
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
Noterliğinin 28.09.2000 tarihli ve 9879 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile yükleniciden temlikine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine Dairemizin 03.05.2011 tarihli bozma ilamı ile hüküm, “…Somut olayda da; davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu kaydı iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması yerine çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir….” gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma sonrası mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı arsa sahipleri vekili temyiz etmiştir....
-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 36.726,03 TL bedel üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takibe dayanak alacağın düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine binaen şirket yetkilisi İsmail Soncan ve T5 ile yapılan sözleşme gereği 15- 16 nolu daire için 16/05/2014 ve 27/05/2014 tarihinde yapılan satış işleminden kaynaklanan bedeller olduğunun belirtildiği, takibin T2 ve şirket yönünden kesinleştiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.03.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil, davacı ... vekili tarafından ... aleyhine verilen 21.04.2004 günlü dilekçe ile sözleşmenin feshi istenmesi üzerine davalar birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; ...'...
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706.m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değer hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen de- ğerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
Noterliği’nde 22812 yevmiye numaralı resen düzenleme şeklinde tanzim olunan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı, Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Gebizli Mahallesi 12838 Ada 2 Parselde yer alan dava konusu taşınmazda bulunan hak ve hisselerinin tamamını satmayı vaat ettiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 27.08.2020 tarihinde tapuya şerh edildiğini, davalı T8'un imzalamış olduğu satış vaadi sözleşmesine rağmen, dava konusu taşınmazı 03.03.2022 tarihinde tapuda T6'e sattığını, T6'in tapuda şerh olmakla satış vaadi sözleşmesini bildiği halde temlik ettiğini, Davacı ile davalı T8 arasında düzenlenen ve tapuya şerh edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini bilerek dava konusu taşınmaz hisselerini temlik eden davalı T6'in kötü niyetli hareket ettiğini, açıklanan nedenlerle 20.08.2020 tarih, 22812 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, Gebizli Mahallesi 12838 Ada 2 Parselde yer alan taşınmazda bulunan taşınmazın devir, temlik...
lehine 17.10.1989 tarih ve ... yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı tapu iptal ve tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....
lehine 17.10.1989 tarih ve 3015 yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı Tapu İptal ve Tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....
Mahallesi 46 Ada 4 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına, ... oğlu ... lehine 17.10.1989 tarih ve 3015 yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı Tapu İptal ve Tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....