Kurum, özel hukuk sözleşmesine göre taşınır ve taşınmazlarını üçüncü şahıslara kiraya verecek ve gelir elde edebilecektir. 6183 sayılı Kanunun 1. maddesinde, akitten doğan alacaklar ile bunların takip masraflarının takibi 6183 sayılı Kanun kapsamı dışında tutulmuştur. Kurum ile üçüncü şahıslar arasında kira sözleşmesinin varlığı, miktarı ve yorumu ile ilgili ihtilaflar genel mahkemede görüleceği gibi Kurumun kesinleşmiş kira alacağının takibi ise yine 6183 sayılı Kanun kapsamı dışında tutulduğundan genel hükümlere göre yapılacaktır. İnceleme konusu karar, tamamen özel hukuk sözleşmesi içerisinde kalan kira ilişkisi ve bundan doğan kesinleşmiş alacaklara ilişkin olup, Borçlar Kanunu uyarınca sözleşmeden doğan sorumluluk hükümleri kapsamında olduğundan ve Sosyal Güvenlik Kanunlarından kaynaklanmadığından, Yargıtay Hukuk Daireleri İş Bölümü kararının 17. Hukuk Dairesine ilişkin bölümünün 7. maddesi uyarınca dosyanın Yargıtay 17....
. - K A R A R - Şikayet eden vekili, eşyanın aynından doğan borcun gecikme zammı ile diğer vergi borçlarının rehinli alacaktan önce ödenmesi gerektiğini belirterek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, eşyanın aynından doğan gecikme zammının da eşyanın aynından doğan borç gibi değerlendirilmesi gerektiği, diğer vergi borçlarının ise imtiyazlı olmadığı, 4949 sayılı Yasayla kaldırıldığını belirterek sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Şikayet eden vekili, kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, 08.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava kredi kartı kullanımından doğan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali talebine ilişkindir. Bu durumda kredi kartı kullanımından doğan alacak özel kanun niteliğinde bulunan 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na göre inceleme yapılması gerekirken somut olayda 6502 sayılı kanunun uygulanması yerinde değildir. Bu durumda konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, müvekkilinin davacının endüstriyel tasarımından doğan haklarına bir tecavüzünün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir, sözü edilen bu düzenlemeler özel yetkiye ilişkindir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, sözleşme ve faturalardan doğan alacağının tahsili istemli olarak eldeki davayı açmıştır. Başka bir ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının tahsilini talep etmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin 1. fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp, dava açabilir. Dava konusu olayda alacaklı davacı para alacağının ödetilmesi için ikametgahı olan Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde alacak davasını açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kredi kartı sözleşmesinden doğan alacak sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/157 KARAR NO : 2021/214 DAVA : Patentten Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi DAVA TARİHİ : 30/04/2021 KARAR TARİHİ : 10/05/2021 Mahkememize açılan Patentten Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi davası incelendi....
Yine 28/07/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine; “temyiz edilebilen alacak davaları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar” ibaresi eklenerek, kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanların temyize tabi olacağı hükme bağlanmıştır....
Yani davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmadı ise, borç alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlar da Borçlar Kanununun 73/l. maddesi uygulanmaz. Ne var ki HUMK.nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa yerinde dava açılamaz (sebepsiz iktisap gibi), genel yetkili yer olan yani davalının ikametgahında dava açılır. Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisi; sözleşmeden doğan bir dava, davalı veya vekilinin, davanın açıldığı zaman orada bulunmaları koşulu ile sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de açılabilir (İİK.nun 50. maddesinde bu koşul aranmaz)....
sayılı Faydalı Model Belgesi tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan davalıların eylemleri nedeniyle zarara uğradığını, karşı yanda bulunan davalıların, müvekkilin ... sayılı ... tescilinden doğan haklarını ihlal eden “asansör ağırlık ray bağlama konsolu ile kuyu bölme aparatı” ürünlerini üretmesi; satışa arz etmesi ve ticari amaçla bulundurma eylemlerinin SMK m.141 hükmü gereği faydalı model belgesinden doğan hakları ihlal ettiğini, karşı yanda bulunan davalıların hukuka aykırı eylemlerinin, müvekkilinin faydalı model belgesi tescilinden doğan haklarını ihlal etmekte ve haksız rekabet yaratmakta olduğunu, iş bu davanın ........