Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı kapsamına alındığı, davacının 1988 yılında satın aldığı arsanın belli bir payının mülkiyetini müteahhide devretmesi karşılığında aldığı dairelerin, 1988 yılında satın alınan arsadan başka ve yeni bir edinim olduğu, böyle bir ivaz karşılığında edinilen bağımsız bölümlerin, kat irtifakı kurularak dört yıl içinde ticari amaç olmaksızın elden çıkarılmış olması nedeniyle sağlanan gelirin, değer artış kazancı olarak vergilendirilmesine ilişkin tüm koşullar gerçekleştiğinden, matrahın hukuka uygun olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tarhiyatın kaldırılmasında yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur....

    Mahkemece verilen ilk kararda, davanın kısmen kabulü ile 6 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmaz yönünden 31.880,25 TL denkleştirmeden doğan değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme sonucu, Daire'nin 11.12.2014 tarihli ve 2013/20271 Esas, 2014/2079 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın tasfiye tarihi itibariyle sürüm değerinin belirlenmesi ve dosya kapsamındaki bilgiler doğrultusunda değer artış payı alacağı hesabı için %75,47, katılma alacağı hesabı için %24,53 oranlarının kullanılması gerektiğine işaret edilerek, davacı tarafın temyiz itirazların kabulü ile hüküm bozulmuş, davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından yapılan karar düzeltme talebi de reddedilmiştir....

      Dava; mal rejiminden kaynaklanan davalar (değer artış payından doğan alacak) talebine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Davacı vekili 23/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL değer artış payı alacağı taleplerini artırdıklarını, 23.320,00 TL değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL katılma alacağı taleplerini artırdıklarını ve 41.340,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece, dava konusu taşınmazın bedelsiz olarak davalıya bağışlandığı, bağıştan rücu şartlarının oluşmadığı, bağışlanan mal nedeniyle katılma alacağı istenemeyeceği, değer artış payı alacağına ilişkin somut bir vakıa ve talep ileri sürülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285.maddesine göre bağış (hibe), bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Değer artış payı alacağı, katılma alacağı, maddi-manevi tazminat ... ile ...aralarındaki değer artış payı ve katılma alacağı ile maddi ve manevi tazminat davasının reddine dair ... 6....

          Kabule göre de; davacı vekili her bir alacak kalemi ile ilgili ayrı ayrı talep miktarlarını gösterdiği halde değer artış payı alacağının ıslah edilen miktarının 52.000 TL olduğu gözden kaçırılarak talepten fazla olacak şekilde 54.373,29 TL. değer artış payı alacağına hükmedilmesi de hatalı olmuştur....

            Davacı kadın dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın edinilmesinde ziynet eşyalarının kullanıldığı iddiasında bulunmamış, bilirkişi raporu dosyaya alındıktan sonra dosyaya sunulan dilekçe ile ziynetlerle katkıdan dolayı değer artış payı alacağı olduğunu beyan etmiştir. Buna göre, davacı kadının ziynetlerinin dava konusu taşınmazda kullanıldığına yönelik iddiası doğrultusunda değer artış payı alacağı talebi, HMK 141. madde gereği iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilmek suretiyle, dava konusu taşınmaz nedeniyle davacı kadın lehine hesaplanacak olan katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığında bedellerinin tahsili ve katılma alacağına ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Değer artış payı ve katılma alacağının hesabında, tasfiye anı esas alınır. (TMK. md.227 ve 235) Aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür. (TMK. m.239/3) Tasfiye anı, boşanma veya mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiyeye veya değer artış payına ilişkin açılmış bulunan davada, tasfiyeye ilişkin olan hükmün verildiği tarihtir. (2....

                Mahkemece, verilen ilk kararda davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, taleple bağlı kalarak alacak talebinin kabülü ile 7.000,00 TL'nin karar tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup; hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine yapılan incelemede Dairenin 2012/3562 Esas ve 2012/13263 Karar sayılı ilamı ile eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edildiği, taşınmazın öncelikle 01.01.2002 tarihi itibariyle inşaat seviyesine göre değeri tespit edilerek bu değerin davacının kişisel malı olduğunun kabulü, taşınmazın teslim tarihine kadar inşaat seviyesinin değeri tespit edilerek, davacının kişisel malının katkı oranının (değer artış payı oranı) belirlenmesi, bu oran ile taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri çarpılarak değer artış payının ve bu değer artış payı TMK'nin 230. maddesi gereği düşüldükten sonra artık değerin yarısı oranında katılma alacağının karar altına alınması gerektiği açıklanarak, her iki...

                  UYAP Entegrasyonu