in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan ...Turizm A.Ş. Ile 1.12.1993 tarihinde imzalamış olduğu devre tatil sözleşmesine göre, davalı .... ile ...Turistik Tesisleri A.Ş.’nin tapuda irtifak hakkı sahibi oldukları ... Tatil Köyünün E-62-96 nolu ünitesinde her yılın 32-33. haftasında kullanılmak ve 31.12.2020 yılına kadar geçerli olmak üzere devre tatil kullanım hakkını satın aldığını, sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiğini, 1999 yılı sonundan itibaren devre tatil köyü işletmesinin davalı ... A.Ş.’ne devredildiğini, ... A.Ş.nin 2003 yılına kadar sözleşme şartlarına uyduğunu, ancak adı geçen şirket tarafından 2004 yılında devre tatil hakkının kullanılacağı tesise alınmadığını ileri sürerek, 2004 yılı tatil bedeli 4.800 TL....
(İstanbul BAM 17/1200 E. 17/1398 K. 22.11.2017) İstanbul BAM 17/942 2017/69 06.07.2017 T kararları ve müstakar onlarca Bölge Adliye ve yerel mahkeme kararları da bu yönde olduğunu, davacıya sözleşmeye konu tapunun devri gerçekleştirildiğine göre, müstakar Yargıtay kararlarına göre davaya konu sözleşme de geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu, sözleşme geçerli olduğuna göre şartları oluşmayan surette tapu müdürlüğünde yapılan devre ilişkin cayma hakkı kullanılmayacağını, bilindiği üzere gerek tüketicinin korunması hakkında kanun ve gerekse devre tatil yönetmeliği yeniden değiştiğini, değişikliklere kadarki tüm uygulamalara ve tecrübelere nazaran yasa koyucu ısrarla ve yine gerek kanunda, gerekse yönetmelikte, cayma hakkı süresinin sözleşme tarihinden itibaren başlayacağını düzenlediğini, davacının haksız ve kötüniyetli iddialarına karşılık Devre tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği 10....
KARAR Davacı, davalı elamanlarının tanıtımı ile devre tatil sözleşmesi imzalandığını, ancak vaad edilenlerin gerçek olmadığını anladığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalıya duruşma gününün tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece, tensiple, mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, devre tatil sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkin olup, davacı tüketicidir. Her ne kadar HMK.daki genel kurala göre davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılacağı kabul edilmiş ise de, 4077 sayılı kanunun 23.maddesinin üçüncü fıkrasında Tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği kabul edilmiştir. Kaldı ki, davalı yetki itirazında bulunmamıştır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin feshi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Dava, davacı T7 A.Ş arasındaki 23.09.2017 tarihli devre tatili satış sözleşmesinin feshi ile 24.11.2017 tarihli davalılardan Doğatur T5 Şirketi arasında kurulan devre tatili satış sözleşmesini iptali ile ödenen 30.290 TL’nin iadesine ilişkindir. 6100 s.HMK.nun 50.m.sinde devre tatil sözleşmeleri ve sözleşmenin usul ve esasları,tüketicinin yasal hakları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.Bu yasal düzenlemey göre,devre tatil sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir.Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir.Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ; : Davalı T6. vekili 15/02/2022 tarihli istinaf dilekçesinde; sözleşme tarihinin 17/05/2009 tarihi olduğunu, davada 13/06/2003 tarih ve 25137 sayılı resmi gazetede yayınlanan devre tatil sözleşmeleri uygulama usul ve esasları hakkındaki yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı resmi gazetede yayınlanan devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağını, mahkeme kararının kanunların geriye yürüyemezliği ilkesine aykırı olduğunu, davacının müvekkiline ait tesislerde konakladığını, cayma hakkı bulunmadığını, sözleşmeyi fesih ve iptal hakkı da bulunmadığını, davacının iddialarını hukuki bir nedene dayanmayan soyut iddialardan ibaret olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür....
hakkının miras yolu ile varislere intikal ettiği ve şirketin murislerle aynı şartlarda sözleşme yapmak zorunda olup, sözleşmede yer alan yararlanma sürelerinin uzun olduğu, bazen kullanıma sunulan iktisadin kıymetin ömrünü de aştığı, davacının esas ticari faaliyetinin devre tatil organizasyon ve işletmeciliği oluşturduğu, devre tatil pazarlaması işinin bu açıdan ticari bir teslim olup, işin devre tatil hakkının satışı olduğu ve kurumlar vergisi ile gelir vergisi yönünden vergiyi doğuran olay, satış anında meydana geldiğinden satış bedelinin ne zaman tahsil edildiğinin vergiyi doğuran olay açısından önemi bulunmadığı, devre tatil alıcılarının devre tatil ünitelerinden uzun yıllar yararlanacak olmasının önceden tahsil edilen satış bedelinin ileriki yıllarda yapılacak bir hizmet karşılığı olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından, devre tatil satışlarının maliyetinin inceleme elemanınca değerlendirilmediği iddia edilmekte ise de, esasen devre tatil satış maliyeti, tatil köyünün genel...
Bu Kanun'un 50 nci ve 84 üncü maddelerine dayanılarak çıkartılan Devre Tatil Yönetmeliğinin 1 inci maddesinde, Yönetmeliğin amacının, taşınmazların yılın belirli bir dönemine ilişkin kullanım hakkının devrine ya da devri taahhüdüne ilişkin sözleşmelere uygulanacak usul ve esasları düzenlemek olduğu, kapsam başlıklı ikinci maddesinde ise, bu yönetmeliğin devre tatil, ön ödemeli devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti, değişim ve yeniden satış sözleşmelerini kapsadığı, devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olmasının yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, bu yönetmeliğin uygulanmasında, devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan ve tapu tesciline konu edilen satışlara ilişkin sözleşmelerin, bir yıldan uzun süre için kurulması ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanıması halinde devre tatil sözleşmesi olarak kabul edileceği...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, devre tatil üyelik sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin istirdadı talepli davadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasında 30.09.2018 tarihinde devre tatil sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme bedelinin 15.950,00 TL olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Dava tarihi olan 03.12.2019 tarihinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 68. Maddesinde düzenlenen il hakem heyetine başvuru parasal sınırı 8.480,00 TL olup,davada sözleşmenin iptali talep edildiğinden ve sözleşme bedelinin 15.950,00 TL olduğu anlaşıldığından ve doğrudan tüketici mahkemesine dava açılabileceğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 50....
Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali, sözleşmenin iptali ve bedel iadesine ilişkindir. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanmış, dava konusu satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemeyeceği, tapu devrinin verilmesinin de satış sözleşmesine geçerlilik kazandıramayacağı, davalının sözleşme kapsamında üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği, davacının tatil hakkını kullanmadığı gerekçeleriyle taraflar arası imzalanmış olan sözleşmelerin iptaline, davacıya tapu devrinin dava dışı şirket tarafından yapılmış olması nedeniyle davacının tapu iptal ve tescil isteminin pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davalının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, Dava, davacı tarafından imzalanan devre tatil satış sözleşmesinin iptali, sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi ve tapu iptal istemine ilişkindir....