Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalı elamanlarının tanıtımı ile devre tatil sözleşmesi imzalandığını, ancak vaad edilenlerin gerçek olmadığını anladığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalıya duruşma gününün tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece, tensiple, mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, devre tatil sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkin olup, davacı tüketicidir. Her ne kadar HMK.daki genel kurala göre davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılacağı kabul edilmiş ise de, 4077 sayılı kanunun 23.maddesinin üçüncü fıkrasında Tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği kabul edilmiştir. Kaldı ki, davalı yetki itirazında bulunmamıştır....

    (İstanbul BAM 17/1200 E. 17/1398 K. 22.11.2017) İstanbul BAM 17/942 2017/69 06.07.2017 T kararları ve müstakar onlarca Bölge Adliye ve yerel mahkeme kararları da bu yönde olduğunu, davacıya sözleşmeye konu tapunun devri gerçekleştirildiğine göre, müstakar Yargıtay kararlarına göre davaya konu sözleşme de geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu, sözleşme geçerli olduğuna göre şartları oluşmayan surette tapu müdürlüğünde yapılan devre ilişkin cayma hakkı kullanılmayacağını, bilindiği üzere gerek tüketicinin korunması hakkında kanun ve gerekse devre tatil yönetmeliği yeniden değiştiğini, değişikliklere kadarki tüm uygulamalara ve tecrübelere nazaran yasa koyucu ısrarla ve yine gerek kanunda, gerekse yönetmelikte, cayma hakkı süresinin sözleşme tarihinden itibaren başlayacağını düzenlediğini, davacının haksız ve kötüniyetli iddialarına karşılık Devre tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği 10....

    hakkının miras yolu ile varislere intikal ettiği ve şirketin murislerle aynı şartlarda sözleşme yapmak zorunda olup, sözleşmede yer alan yararlanma sürelerinin uzun olduğu, bazen kullanıma sunulan iktisadin kıymetin ömrünü de aştığı, davacının esas ticari faaliyetinin devre tatil organizasyon ve işletmeciliği oluşturduğu, devre tatil pazarlaması işinin bu açıdan ticari bir teslim olup, işin devre tatil hakkının satışı olduğu ve kurumlar vergisi ile gelir vergisi yönünden vergiyi doğuran olay, satış anında meydana geldiğinden satış bedelinin ne zaman tahsil edildiğinin vergiyi doğuran olay açısından önemi bulunmadığı, devre tatil alıcılarının devre tatil ünitelerinden uzun yıllar yararlanacak olmasının önceden tahsil edilen satış bedelinin ileriki yıllarda yapılacak bir hizmet karşılığı olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından, devre tatil satışlarının maliyetinin inceleme elemanınca değerlendirilmediği iddia edilmekte ise de, esasen devre tatil satış maliyeti, tatil köyünün genel...

      Bu Kanun'un 50 nci ve 84 üncü maddelerine dayanılarak çıkartılan Devre Tatil Yönetmeliğinin 1 inci maddesinde, Yönetmeliğin amacının, taşınmazların yılın belirli bir dönemine ilişkin kullanım hakkının devrine ya da devri taahhüdüne ilişkin sözleşmelere uygulanacak usul ve esasları düzenlemek olduğu, kapsam başlıklı ikinci maddesinde ise, bu yönetmeliğin devre tatil, ön ödemeli devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti, değişim ve yeniden satış sözleşmelerini kapsadığı, devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olmasının yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, bu yönetmeliğin uygulanmasında, devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan ve tapu tesciline konu edilen satışlara ilişkin sözleşmelerin, bir yıldan uzun süre için kurulması ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanıması halinde devre tatil sözleşmesi olarak kabul edileceği...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, devre tatil üyelik sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin istirdadı talepli davadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasında 30.09.2018 tarihinde devre tatil sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme bedelinin 15.950,00 TL olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Dava tarihi olan 03.12.2019 tarihinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 68. Maddesinde düzenlenen il hakem heyetine başvuru parasal sınırı 8.480,00 TL olup,davada sözleşmenin iptali talep edildiğinden ve sözleşme bedelinin 15.950,00 TL olduğu anlaşıldığından ve doğrudan tüketici mahkemesine dava açılabileceğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 50....

      İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ; : Davalı T6. vekili 15/02/2022 tarihli istinaf dilekçesinde; sözleşme tarihinin 17/05/2009 tarihi olduğunu, davada 13/06/2003 tarih ve 25137 sayılı resmi gazetede yayınlanan devre tatil sözleşmeleri uygulama usul ve esasları hakkındaki yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı resmi gazetede yayınlanan devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağını, mahkeme kararının kanunların geriye yürüyemezliği ilkesine aykırı olduğunu, davacının müvekkiline ait tesislerde konakladığını, cayma hakkı bulunmadığını, sözleşmeyi fesih ve iptal hakkı da bulunmadığını, davacının iddialarını hukuki bir nedene dayanmayan soyut iddialardan ibaret olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür....

      Dava, davacı T7 A.Ş arasındaki 23.09.2017 tarihli devre tatili satış sözleşmesinin feshi ile 24.11.2017 tarihli davalılardan Doğatur T5 Şirketi arasında kurulan devre tatili satış sözleşmesini iptali ile ödenen 30.290 TL’nin iadesine ilişkindir. 6100 s.HMK.nun 50.m.sinde devre tatil sözleşmeleri ve sözleşmenin usul ve esasları,tüketicinin yasal hakları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.Bu yasal düzenlemey göre,devre tatil sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir.Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir.Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir....

      KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı altında 13.8.2005 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, aidatları düzenli olarak ödediğini, 2008 yılında tatil hakkını kullanmak istediğini bildirdiğini ancak davalı tarafça sadece odanın açık olduğu diğer aktivitelerin bu dönemde kapalı olduğunun ayrıca tahsis edilen odadan başka bir odanın tahsis edileceğinin bildirildiğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği 5350 euro sözleşme bedeli ile aidat ve masraflar karşılığı 1031 TL.nin ve % 10 tazminat bedelinin faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....

        Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali, sözleşmenin iptali ve bedel iadesine ilişkindir. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanmış, dava konusu satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemeyeceği, tapu devrinin verilmesinin de satış sözleşmesine geçerlilik kazandıramayacağı, davalının sözleşme kapsamında üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği, davacının tatil hakkını kullanmadığı gerekçeleriyle taraflar arası imzalanmış olan sözleşmelerin iptaline, davacıya tapu devrinin dava dışı şirket tarafından yapılmış olması nedeniyle davacının tapu iptal ve tescil isteminin pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davalının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, Dava, davacı tarafından imzalanan devre tatil satış sözleşmesinin iptali, sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi ve tapu iptal istemine ilişkindir....

        KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 13.12.2009 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, tatil hakkının kullandırılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile yapılan ödemenin iadesi ile verilen senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, devre tatil sözleşmesinin feshine, ödenen 2.390 euronun faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, verilen senetlerin iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalı ... Leisuru Clup tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde...Pazarlama Ltd Şt ile ... ve Tersa Ltd.Şt.ni davalı olarak göstermiş, davalı olarak gösterilen ... adına Prestij Ltd.Şt.i vekili cevap dilekçesinde, "... " isminin tesisin işletme adı olduğunu, tüzel kişiliğinin bulunmadığını ve hasım olmadıklarını savunmuştur....

          UYAP Entegrasyonu