İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalarının adi yazılı şekilde düzenlenen devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin güncel değerinin davacıya iadesi talepli olarak açıldığını, yerel mahkemece aktif husumet olmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan dolayı reddedildiğini, verilen kararın usül ve yasaya aykırı olduğunu, satış sözleşmesinde bedel her ne kadar davacının eşi Ramazan Demir tarafından davalıya ödenmiş ise de, aynı sözleşmede şerh verilmiş ve tapu kaydının T1 adına tescil edilecektir şeklinde kayıt düşüldüğünü, davalı satıcının da buna istinaden dosyada mevcut tapu alım sertifikasını, davacı adına tanzim ettiğini ve iş bu şerhin gereğini kabul ettiğini, bu haliyle her iki tarafça zımni temlik hükmünde olan şerh kabul edilmiş olduğunu, somut davalarında bedelin iadesini talep hakkının davacı T1'e ait olduğunu, yerel mahkemenin takdirde hataya düşerek vermiş olduğu kararın isabetsiz olduğunu, davalı satıcı tarafça, bedelin T1...
Dava, harici satışa dayalı tapu iptali tescil, olmazsa denkleştirici adalet ilkesi gereği bedel tahsiline yönelik alacak istemine ilişkindir. Tapulu taşınmazların satışı TMK'nin 706. maddesi, 6098 sayılı TBK'nin 237. maddesi ve Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60. ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacak ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı vermeyecektir. 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1.Tüketici ve ... 3....
ödenmesi gerektiğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın denkleştirici adalet ilkesine ve hakkaniyete aykırı olduğu kanaatinde olduklarını, hüküm altına alınan bedelin ödenmesine kadar hapis hakkının tanınması talebi yönünden dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilmemesi halinde, denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenen bedelin tahsilini ve bu bedel ödeninceye kadar taşınmazda hapis hakkı tanınmasına karar verilmesini de talep ettiklerini, mahkemenin 30/04/2018 tarihli tensip tutanağında yargılamayı gerektirdiği için hapis hakkı tanınmasına yönelik talebin bu aşamada reddine karar verildiğini, yargılama tamamlanıp nihai karar verildiği halde hapis hakkı tanınmasına yönelik talepleriyle ilgili herhangi bir karar verilmediğini, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 1939/2 E. 1940/77 K. 10.7.1940 Tarihli kararı ve Hukuk Genel Kurulunun 2013/1- 1117 E. 2014/745 K. 01.10.2014 Tarihli kararı gereğince haricen satın alanın satış bedeli ödenmeden taşınmazı...
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, devremülk sözleşmenin iptali, sözleşme karşılığında ödenen bedellerin hakkaniyet ve denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değeri hesaplanarak faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, devremülk sözleşmenin iptali, sözleşme karşılığında ödenen bedellerin hakkaniyet ve denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değeri hesaplanarak faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Buna göre, davacı tarafından bedelin ödeme tarihinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün saptanması gerekir....
Dava devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.Taraflar arasında 06/05/2012 tarihinde yapılan adi sözleşmede; Çiftehan Termal isimli Tesisin Elif Blok 708 numaralı bağımsız bölümün teslim edilme şekli, bedelin ödenmesi, cayma, kullanım vs. hususları içermektedir.Davacı tarafından taksitlendirilen bedelin ödenmiş olduğu dosya kapsamından anlaşılmış olup, davacı uzun süreden beri devre mülkün tapuda devrinin yapılmadığını, bu durumdan davalının kaçındığını iddia etmekle; davalı taraf bu durumu inkar etmiş olup davacının aidat ödeme yükümlülüğü ile bir takım yükümlülüklerden kaçındığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, ayrıca, Devre Mülk Sözleşmesi 634 Sayılı Yasanın 57. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir....
yetkili olduğundan ve dava konusu taşınmaz ..... olduğundan kesin yetkili mahkeme......olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ....ahkemesince ise devremülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi yönünde açılan davalarda tapu devri gerçekleşmiş olmasına rağmen uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, kesin yetki kuralı bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Mahkemece; ödenen bedelin ödeme tarihindeki TL karşılığının tespit edilerek ödeme tarihinden dava tarihine kadar ulaşacağı değerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince bilirkişiye hesaplatıldığı belirtilmiş ve 406.790 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda; mahkeme tarafından hükme dayanak olarak alınan bilirkişi raporunda ve ek bilirkişi raporunda denkleştirici adalet kuralına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. HMK 26. maddesinde; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." düzenlemesi bulunmaktadır....