Somut olayda, taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan ...1. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ...1. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R Davacı, davalı şirketin termal kaplıca tesisinden bir adet 23.03.2010 tarihinde yapılan sözleşme ile 9.000,00-TL bedelli devremülk satın aldığını, 8.750,00-TL ödemesine rağmen 8.450,00-TL fatura verildiğini, ancak sözleşmeden hiç yararlanmadığını, 27.07.2015 tarihli cayma ihtarı gönderdiğini belirterek sözleşmenin iptali ile ödediği 8.450,00-TL bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, tapunun davacıya devredildiğini ve fesih gerekçelerinin oluşmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. Taraflar arasındaki devremülk satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Yüksek Yargıtay emsal içtihatlarında vurgulandığı üzere, davacının satış tarihindeki taşınmaz bedelini tam olarak ödemesine rağmen dava dışı arsa sahipleri ile yüklenici arasındaki hukuki uyuşmazlık sonucu davacının tapusunun iptal edilmiş olduğu ve buna ilişkin kararın 03.02.2021 tarihi itibariyle kesinleşmiş olduğu, ifanın imkansız hale geldiği tarihin 03.02.2021 tarihi olduğu ve dava tarihinden sonraki bir tarih olduğu gözetildiğinde dava tarihinin esas alınması gerektiği, denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesaba ilişkin dosya kapsamında aldırılan rapora göre bedelin dava tarihi itibariyle 338.623,21 TL olduğu görülmekle her ne kadar mahkemece rayiç bedel tespiti için rapor aldırılmamış olsa da dosya arasına alınan Ankara Batı 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/261 Esas sayılı dosyasında 2015 yılı 1. ayı için dava konusu taşınmazın değerinin 200.000,00 TL olarak bulunduğu ve...
KARAR Davacı, davalı ile devremülk satış sözleşmesi imzaladığını, devremülkün tapusunun devredilmediğini belirterek devremülk sözleşmesinin iptali, borçlu olmadığının tespiti ve ödediği bedelin iadesini istemiştir. Davalı, davacının 9.200 TL ödeme yaptığını, davayı bu kısım yönünden kabul ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, devremülk sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davalı davacının 9.200 TL ödemede bulunduğunu savunarak öninceleme duruşması öncesinde davayı kısmen kabul etmiştir....
Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile bu sözleşme nedeni ile düzenlenen 25/06/2015 ila 25/03/2018 tarihleri arasındaki sıralı 34 adet senedin iptali ile davacıya iadesine, davacı tarafından davalı şirkete ödenen 21.750,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. Taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaza ilişkin tapunun 28.01.2014 tarihinde davacıya verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmenin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 2. Tüketici ve ... 3....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, taraflar arasında kurulan devremülk satış sözleşmesinin iptali, davacı tarafça davalı tarafa ödenen bedelin iadesi, düzenlenen senetlerin iptali, borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit taleplerine ilişkindir. Konu ile ilgili benzer mahiyette bulunan Yargıtay 13....
Somut olayda davacı, davalı şirketten 11 adet (A) grubu (konaklama süresi 14 gün) ve 1 adet (C) grubu (konaklama süresi 30 gün) olmak üzere 12 adet devremülk satın aldığını, sözkonu devremülkler için “Ka'l” kararı verilmiş olması ile artık sözleşmenin ifasının mümkün olmadığı gerekçesi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, davacının aldığı devremülk sayısı ve toplam konaklama süresi dikkate alındığında davacının tüketici kavramını taşımadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin ve senetlerin iptali,borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 12. Tüketici Mahkemesi ve ... 2....
HUMK’nun 74.maddesi uyarınca hakim her iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepte fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Eldeki davada davacı açıkça ödediği bedelin 1997 tarihinden itibaren faiziyle tahsilini istediği için denkleştirici adalet ilkesine göre karar verilmesi olanaklı değildir. Öte yandan davacı dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünüde iddia ve ispat etmiş değildir. Hal böyle olunca mahkemece davacı tarafça ödenen 1.200.000.000 TL (eski TL)’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek, HUMK’nun 74.maddesine aykırı olarak ve talebi aşacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....