WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemeleri'nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 7. Tüketici Mahkemesi’nce, davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu, taşınmazın bulunduğu ......

    Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) kararında; Dava konusu ihtilafın ve davacı talebinin taraflar arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, taşınmaz aynına ilişkin olmadığı, davanın hukuki niteliği gereği kesin yetki kuralı teşkil etmeyen dava olduğu nazara alınarak davanın İskenderun Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği takdir ve kanaatine varılarak ( Benzer mahiyette Yargıtay 20....

    Dava, miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel tazmini isteğine ilişkindir. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Geçersiz satışa konu olan bedelin tahsiline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacılar vekili, vekil edenlerinin dava konusu taşınmazda miras payının devri sözleşmeleri ile hisse satın aldıklarını, taşınmazın değerinin tespit edilerek vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiş ise de; geçersiz sözleşme nedeniyle sözleşmede belirlenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gereklidir. 10.07.1940 tarih 1939/2 Esas ve 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından...

      Davacının iptal edilen payı belirlendikten sonra; davacının ödediği bedelin iptal edilen paya düşen kısmı Yargıtay, mahkeme ve taraf denetimine açık şekilde hesaplanmalıdır. Davacının iptal edilen kısım için 08.05.2001 tapu devri tarihinde ödediği bedelin davacının talebiyle bağlı kalındığında dava tarihi itibariyle ulaştığı değerinin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanması gerekir. Mahkemece, iptal edilen kısım için ödenen bedelin dava tarihinde karşılık gelen ve denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değer hesaplanırken tüfe, banka mevduat faizi, cumhuriyet altını, külçe altın, asgari ücret ve dolar bazında ortalamaları alınarak karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında aldırılan 17.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda 8.922,87 TL ve yine 05.03.2013 tarihli ek raporda ise 5.876,71 TL hesaplanmış, ancak mahkemece neye göre hesaplandığı belirli olmayan ve denetlenemeyen 6.344,80 TL'ye hükmedilmiştir. O halde tüfe/üfe artışlarının.......

        K A R A R Davacı, davalı şirketten 07.06.2015 tarihli sözleşme ile devre mülk satın aldığını, satış bedeli olarak 15.000,00 TL ödediğini, sözleşme konusu taşınmazın inşasının sözleşmede belirtilen tarihler içerisinde tamamlanmadığını, 21.10.2015 tarihinde sözleşmeden caymak istediğini davalıya bildirdiğini, ancak herhangi bir cevap alamadığını belirterek 07.06.2015 tarihli devre mülk sözleşmesinin iptali ile ödenen 15.000,00 TL'nin avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, Davanın KABULÜ ile 07/06/2015 tarih ... sayılı ... Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin feshine, sözleşme bedeli olarak ödenen 15.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir....

          Ülkemizde yaşanan ve uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyreden enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı göz ardı edilmemelidir. Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. Bugüne kadarki Yargıtay uygulaması gözetildiğinde, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE – ÜFE endekslerindeki artışlar ile altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar dikkate alınıp denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak, dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin (miktarın) hüküm altına alınması esası benimsenmiştir....

            Buna göre, davacı tarafından bedelin ödeme tarihinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün saptanması gerekir.” 3. Değerlendirme Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

              VE ... nolu hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin İPTALİNE, Davacı tarafından davalıya ödenen 250 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, 109 adet çeşitli vade ve miktarlardaki MİEMT501 için toplam 17.000,00 TL bedelli ve MİEMT500 için toplam 17.000,00 TL bedelli bonoların iptali ilendavacıya verilmesine, bu bonolardan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 01.03.2014 tarihli ... ve ... no lu devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve imzaladığı senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

                Somut olayda, dava, devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

                  imkansızlaştırma ihtimaline karşı davalıların adına kayıtlı taşınmazlar ve motorlu araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, 24/10/2007 tarihli haricen satış sözleşmesi başlıklı akdin objektif İmkansızlık nedeniyle ve başından itibaren batıl olması nedeniyle davalılara ödenen 23.000,00TL satış bedelinin iadesine ve akit tarihi olan 24/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek faiz ve munzam zararı ile denkleştirici adalet ilkesi gereği bedelin güncel değeri belirlenerek faizi ile davalılardan tahsilini, mümkün değil ise davalılara ödenen 23.000,00TL'nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca 24/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek faiz ve munzam zararı ile harca esas değer 40.000 TL olarak elitrirek davalılardan müştereken ve müteselsilen faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu