Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacılar, davalılardan 2027 yılına kadar geçerli olmak üzere devre tatil hakkı satın aldıklarını, ancak 2004 yılında tatil için gittitlerinde içeri alınmadıklarını, ileri sürerek, şimdilik 1.500 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın tahsiline istemiş, yargılama sırasında sözleşmeden cayma hakkını kullandıkların bildirmişlerdir. Davacılar davanın reddini dilemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 157/1, 62/1, 52/2-4, 51 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanık ... müdafisi ile sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Katılanın, olay tarihinde Altınkum civarında gezmekte iken sanık ... ve temyiz kapsamı dışında bulunan diğer sanık ... ile tanıştığı, sanıkların kendilerini ...isimli şirketin yetkilisi olarak tanıttıktan sonra "Golden Beach" villalarında devre tatil sattıklarını belirttikleri, katılanın yapılan tanıtımdan etkilenerek devre tatil satın almayı kabul ettiği, sanıkların esasında katılanın cayma hakkını kullanmasını engellemek maksadıyla sözleşmenin geçmiş tarihli yapılması halinde 7.000 TL olan bedelin 6.000 TL'ye düşürüleceğini beyan etmeleri üzerine aralarında 15/07/2010 tarihli "Golden Beach Tatil Sözleşmesi" imzaladıkları, bunun üzerine katılanın 10 adet 400, 10...

      uygulanmasında, devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan ve tapu tesciline konu edilen satışlara ilişkin sözleşmeler, bir yıldan uzun süre için kurulması ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanıması halinde devre tatil sözleşmesi olarak kabul edilir" dendiğini, taraflar arasında yapılan Devremülk Satış Vaadi Sözleşmesinin müvekkili bakımından bir yıldan uzun süre için kurulmuş ve bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanınmış olması dolayısıyla, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve 14.01.2015 tarih ve 29236 sayılı Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği gereğince devre tatil sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiğini, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 50/2 maddesinde “Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması...

      Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tüketicinin 25/07/2017 ila 30/07/2017 tarihleri arasında devre tatil yaptığı ve sözleşme şartlarından yararlanmış olduğunu, ayrıca hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açılmış olduğunu, Özkan Ergül tarafından devre tatilin 31/08/2017 tarihinde kiralanarak konaklama yapılmış olduğunu, bu kiralama protokollerinin tüketiciye sözleşme esnasında verilen bedelden yapılan tenzil indirimi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Termal Saray Otel İşletmeciliği Tur. İnş. Paz....

      Temyize konu davada mahkemece, gerekçeli kararın son paragrafında"....tüketicinin davalı tarafa ait tesislerde henüz devre tatil hakkını kullanmadığı ve yasal süresi içinde cayma hakkını kullanmış olduğu..." gerekçesine dayalı olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olduğu kabul edilip davanın kısmen kabulü denilmiştir. Oysa ki hüküm fıkrasının 1. bendinde "Taraflar arasında düzenlenen 20/12/2014 tarihli ve MİEM T1645 sayılı ... Devre Tatil Üyelik Sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine..." denilerek gerekçe ile karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu husus açıklanan yasal düzenlemeye göre HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

        A.Ş ile devre tatil sözleşmesi yaptığını, davalının 2001 yılından beri işletmeyi çalıştırdığını, 2004 yılında tesise alınmadığını öne sürerek, tesisten 2025 yılına kadar yararlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davacı açtığı iki dava ile, 2004 yılında tatil hakkını kullanamaması nedeniyle 7.500 YTL maddi, 2.500 YTL manevi, 2005 yılında tatil hakkını kullanamaması nedeniyle de 1.000 YTL maddi, 2.500 YTL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiş, bu dosyalar da asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

          KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 4.6.2011 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, tatil hakkını kullanabilmesi için bir davetiye gönderilmediğini, tarafına tatil hakkını kullanmak uzere yer teslimi yapılmadığını, 6.6.2011 tarihli ihtarla cayma hakkını kullandığını, ödediği bedelin iade edilmediğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile yapılan ödeme tutarı 2.884 TL. İle yaptığı ihtar vs. masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 2.884 TL.nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı dava dilekçesinde, ödediği devre tatil bedeli ile yaptığı ihtar masrafı ve avukata ödediği ücretin ödetilmesini istemiştir. Mahkemece tatil bedelinin iadesine karar verilmiş ancak davacının diğer talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....

            Davalının istinaf taleplerinin incelenmesinde, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, TMK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşmenin, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale geldiği, devre mülk sözleşmelerinin tecrübe - muayene koşulu ile yapılan satış sözleşmelerinden (TBK m.249) olup, davacı tüketicinin kullanımdan / teslimden imtina ettiğinin usulüne uygun ispat vasıtaları ile ispat edilememiş olması, davacı tüketici yönünden tecrübe ve muayene şartının gerçekleşmediği ve davacının devre mülk sözleşmesinden cayma hakkını yasal usule uygun kullandığı, davacının yargılama sırasında sunduğu dilekçeyle hükme konu edilen...

            Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 4.6.2011 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak sözleşme gereğince tatil hakkını hiç kullanmadığını, süresinde cayma hakkını kullandığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece davacının davalıya ait tesisleri görüp konaklayarak sözleşmeyi imzaladığı, tecrübe ve muayene koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu otelde, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine...

              Tatil Köyünde F 43 no.lu stüdyo odada 01.01.1991 tarihinde başlamak ve 31.12.2020 tarihinde sona ermek suretiyle 30 yıl süreyle her yılın 34.haftasında kullanılmak üzere devre tatil hakkı tanındığı,taşınmazın tapu kaydında davalı ...Ş. lehine 30 yıl süreli kira şerhi bulunduğu,davalı Karadeniz Konfeksiyon San. ve Tic. Ltd.Şti.nin 13.05.2004 tarihinde 11490/16308 taşınmaz hissesi 2008/15095-2009/5786 satın alarak mülkiyet hakkı sahibi olduğu,2004 yılında davacıya devre tatil hakkı kullandırılmadığı anlaşılmakta olup bu hususlar taraflar arasında da çekişmesizdir.Bu durumda davalı ...Ş. sözleşmenin tarafı olarak ve davalı Karadeniz Konfeksiyon San. ve Tic....

                UYAP Entegrasyonu