Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2021 NUMARASI : 2021/180 ESAS 2021/202 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : DAVA DİLEKÇESİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firmanın davetine icabet ederek firmanın devre tatil satışı yaptığı yere gittiğini, Yalova ili, Termal ilçesi, Killi Orman Mevkii G22D14C2D Pafta, 424 Ada, 23,24,25,26 ve 27 Parselde bulunan devre tatilin 12.Hafta kullanımını kapsayacak şekilde 19.10.2019 tarihli ve 7710207038 numaralı devre tatil sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin aynı devre tatil sözleşmesine konu devre tatilin 30.Hafta kullanımını kapsayacak şekilde 08.11.2019 tarihli ve 1 numaralı Protokol ve 30.Hafta kullanımını kapsayacak şekilde 08.02.2020 tarihli ve 2 numaralı Protokol imzaladığını, müvekkilinin kullanımına tahsis edilecek dairenin henüz inşaatının bitmediği daha sonra teslim edileceği bildirildiğini, müvekkilinin söz konusu devre tatile konu yeri hiç görmediğini, kullanmadığını...

Konaklama belgesinde, 123 nolu odada 13.03.2014-16.03.2014 tarihleri arasında davacının tatil hakkını kullandığı anlaşılmaktadır. Söz konusu konaklama belgesi davacı tarafça da kabul edilmekte olup ihtilaf konusu değildir. Somut olayda uyuşmazlık; davacının süresinde cayma hakkını kullanıp kullanmadığına ilişkindir. O halde mahkemece, devre tatil sözleşmesinde davacının tatil dönemi ve tahsil edilen odanın niteliği araştırılarak davacının sözleşmeye uygun kullanımının bulunup bulunmadığı ve davacının konaklama belgesinde geçen kullanım dönemi ile kullandığı oda değerlendirilip sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

    Somut uyuşmazlıkta, davacı 4 yıl önce davalı şirketten devre mülk satın aldığını, davalıların bu satın aldığı devre mülkü satabileceklerini söylemesi üzerine davalılarla tekrar yaptığı toplantı sonrası bu kez 01/11/2021 tarihinde 52.000,00 TL ödeyerek yeni bir sözleşme imzaladığını, sözleşmeye konu yerde tatil hakkını kullanmadığını davalının edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin iptali ile sözleşme için ödediği 52.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini istemiştir. Dava devre tatil satışından kaynaklanmaktadır. Devre tatil sözleşmeleri T.B.K.nun 26. maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan ve tanımı 6502 sayılı kanunda düzenlenen sözleşmelerdir.Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla taraflar arasında 6502 Sayılı Kanunun 3/c maddesinde tatil amaçlı taşınmaz malların da yasa kapsamında düzenlenmesine göre uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir....

    UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre tatil sözleşmesinin iptali, sözleşme kapsamında ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği iadesi ve davalılara verilen bonoların geçersizliğinin tespiti ile İstanbul İcra Müdürlüğü'nün 2020/19766 Esas sayılı icra takibinin iptali; talep ise devre tatil sözleşmesi kapsamında senetlerin kullanılmaması, üçüncü kişiler tarafından icra takibine konu edilmemesi ve tahsil edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir konulmasına kararının istinaf istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....

      dava, yerel mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildiğini, bu durum usul ve yasaya açıkça aykırı olmakla birlikte mutlak bozma sebebi olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme bir devre tatil kullanım sözleşmesi oluğu düşünüldüğünde, bu sözleşmenin sonsuz süreli olması hayatın olağan akışına da açıkça aykırı olduğunu, zira devre tatil ilişkisi sürekli borç doğuran bir ilişki olup, devre tatil sözleşmesi de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca müvekkil şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarına göre de, "iktisadi hürriyeti kabul edilmez derecede sınırlayan bir akdin de ahlaka ve adaba aykırılığı kuşkusuzdur." hiç bir sözleşme sonsuz süreli olarak akdedilemeyeceğini, bu durum anayasanın eşitlik ilkesine ve Türk...

      Haftası için kazanılmış olan devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesinin ve belirtilen dönemlerde mezkur daireye davalıların ve üçüncü şahısların her türlü müdahalesinin önlenmesi, davalılarca 2004 yılında kullandırılmayan devre tatil hakları için şimdilik 7.135 TL. Maddi tazminat ve 15.000 TL manevi tazminat alacağının ağustos 2004 tarihinden itibaren kısa vadeli reeskont kredi faizi ile ödetilmesini istemişlerdir. Yargılama sırasında davasını ıslah ederek sözleşmenin iptali ile ödenen sözleşme bedeli ve her yıl ayn nitelikte tatil köyünde tatil yapmaları durumunda harcayacakları bedel için 30.376,00 TL maddi tazminat talep etmiştir....

        Prestij adlı devre tatil sistemi pazarlayan şirketin elemanlarınca çeşitli vaatlerle bulunarak manevi baskı ile tatil köyüne gittiklerini ve burada kullanma olanağının olmadığı bir dönem için kendilerine devre tatil sözleşmesi imzalattıklarını, bu devre tatilden hiç yararlanmadığını, sözleşme ile belirli süreli sahibi olduğu devre tatil konusu yeri hiç görmemiş ve hiç tatil yapmamış olması hususları nedeniyle cayma hakkının süresinin başlamamış olduğunu, sözleşme gereği aidatta ödediğini, bunların iadesini talep ettiğini belirterek sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          KARAR Davacı, davalı ...Ş. ile 21.01.1992 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmeleri gereğince 31.12.2020 tarihine kadar devre tatil hakkını E-80 nolu dairede 32.haftada kullanmak üzere 7260 DM ödeyerek satın aldığını ve 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını kullandığını, tesisin işletmesinin 2000 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 8.7.2003 tarihinde tesisin bulunduğu taşınmazın üst hakkını,önceki üst hakkı sahibi olan ... AŞ.’nin ......

            KARAR Davacı, 06/11/2008 tarihinde davalıdan devre mülk satın aldığını 950 TL ödeme yaptığını, tatil hakkını hiç kullanmadığını, davalının kendisine herhangi bir uyarıda bulunmadan kambiyo senedine özgü takip başlattığını ileri sürerek sözleşmenin iptaline, ödediği 950 TL’ nin iadesine ve icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış davaya cevap vermemiştir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne davacı ve davalı arasında tanzim olunan 06/11/2008 tarih ve 1048 no.lu satış sözleşmesinin iptaline, davacının bugüne kadar yapmış olduğu 200 TL ödemenin iadesine, davacının kambiyo senedine ilişkin icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin istirdadına ve borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava taraflar arasında düzenlenen devre tatil sözleşmesinin iptali ve satış bedeli olarak verilen bononun iptali ve yine yapılan kısmi ödemelerin istirdadına ilişkindir....

              Borçlu, alacaklının sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirmediğini bu konuyla ilgili Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu ve hakem heyeti tarafından sözleşmeden vazgeçme talebinin kabul edildiğini ve ödeme yaptığı kısım için alacaklı aleyhine genel haciz yoluyla takip yaptığını ve takibin kesinleştiğini sözleşme kapsamında verdiği bonoların bedelsiz kaldığını belirtmiş; alacaklı da vermiş olduğu cevap dilekçesi ile ortada geçerli bir devre tatil sözleşmesi olduğunu ve sözleşmenin bedeli olarak verilen bonoların olduğunu belirtmiştir. Üç ayrı icra dosyasında da takibe konu bonoların taraflar arasında imzalanan devre tatil şözleşmesi kapsamında verildiği çekişmesizdir....

                UYAP Entegrasyonu