Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre tatil satış sözleşmesinin iptali ve sözleşmeden kaynaklı ödenen bedelin iadesine ilişkin alacak istemidir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. 6502 sayılı yasanın 50.maddesi uyarınca devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir. 50.maddesinin 6.fıkrası uyarınca tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. İlk derece mahkemesince tespit edildiği üzere taraflar arasında 24/08/2010 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalanmıştır....

Mahkemece; konusunda uzman bilirkişilerin katılımı ile yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarının incelenmesinde; taraflar arasında yapılan devre tatil sözleşmesinin 7. maddesi gereğince; devre tatil sahibinin dilediği an ve sebep göstermeden sözleşmeyi feshetme yetkisine sahip olduğu; sözleşmeye konu tesiste davalı tarafından yapılan mimari plan, tasarım ve konsept değişikliğinin, devre tatil kullanıcılarının kullanımından öte, spor kompleksi bazında ve turizm amaçlı ticari gelirlerin artırılmasına yönelik olması nedeni ile; yapılan bu konsept değişikliğinden devre tatil kullanıcılarının olumsuz etkileneceği; davalı tarafından, davacıdan talep edilen zorunlu yenileme payına dahil olan iş kalemleri ile masrafların önemli ölçüde turizm vasfının artırılmasına yönelik köklü yapım işleri olduğu ve bu masraflardan devre tatil kullanıcılarının sorumlu tutulamayacağı belirtilmiş olup, ayrıca; sözleşme gereğince kararlaştırılan bedelin de denkleştirici adalet ilkeleri çerçevesinde dava...

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/03/2019 NUMARASI : 2015/425 ESAS, 2019/304 KARAR DAVA KONUSU : Devre Tatil Sözleşmesinin İptali ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki devre tatil sözleşmesinin iptali ve bedel iadesi davasında verilen karara karşı davacı vekili ve davalı T4 tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Arzu Kendir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; T4 firması ile 15 Mayıs 2007 tarihinde imzalanan Resort Dedeman Antalya Ulusal ve Uluslararası Devre Tatil Sözleşmesi kapsamında 25 yıl süreli 31 Aralık 2030 tarihine kadar geçerli olacak şekilde 59 m² dört...

Tatil Sözleşmesi gereğince 30 yıllık devre tatil hakkını ve ... üyeliğini ... Tatil Köyündeki E 96 no’lu studio daireyi her yılın 33. haftasında kullandığını, devre tatil hakkını kullandığı tatil köyünün 1.11.1999 tarihinden itibaren davalı ... şirketi tarafından kiralanması ve davalının talebi üzerine bu tarihten itibaren yıllık bakım ücretlerini davalının hesabına yatırdığını, 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını düzenli olarak kullandığını, bu tarihte ise her yıl olduğu gibi devre tatil hakkını kullanmak için tatil köyüne gittiğinde devre tatil hakkının kullandırılmadığını, başka yerde tatil yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek davalıların müdahalesinin menine, 4.757.00 YTL maddi, 15.000,00 YTl manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Davacı 26.12.2005 tarihli Islah Dilekçesi ile Sözleşmenin feshi ile, maddi ve manevi zararlarının tahsilini istemiştir. Davalı ... Şirketi davanın reddini dilemiştir, davalı ... Şirketi ise , davacı ile dava dışı ......

    Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri ilk defa 7.11.2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unda ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan ve 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. 6502 sayılı Kanun’un 50.maddesinin birinci fıkrasında devre tatil sözleşmesinin tanımı yapıldıktan sonra ikinci fıkrada devre tatil sözleşmesi ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni hak olmasının bu maddenin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir. Bu hüküm, Yönetmeliğin amacını tanımlayan 1.maddesi ve kapsamını tanımlayan 2.maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, Yönetmeliğin sadece devre tatil sözleşmelerine değil, aynı zamanda devre mülk sözleşmelerine ve diğer devre tatil temelli sözleşmelere de uygulanabileceği anlaşılmaktadır....

    Sorgun Tatil Köyündeki E 89 no’lu daireyi her yılın 26 ve 35. haftalarında kullandığını, devre tatil hakkını kullandığı tatil köyünün 1.1.1999 tarihinden itibaren davalı ... şirketi tarafından kiralanması ve davalının talebi üzerine bu tarihten itibaren yıllık bakım ücretlerini davalının hesabına yatırdığını, 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını düzenli olarak kullandığını, bu tarihte ise her yıl olduğu gibi devre tatil hakkını kullanmak için hazırlıklara başladıklarını ancak devre tatil hakkının kullandırılmadığını, başka yerde tatil yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek davalıların müdahalesinin menine, 4.000,00 YTL maddi, 5.000,00 YTL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.Davacılar 7.12.2006 tarihli Islah Dilekçesi ile Sözleşmenin feshi ile, 2004 yılı için kullanılmayan hakkının bedeli olarak 3.459,00 YTL’nin Devre tatilin kalan 16 yıllık bedeli için 30.975,00 YTL’nin tahsilini istemiştir. Davalı, ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında İstanbul 6. Tüketici ve İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi davanın bu haliyle tüketici mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ise devre mülk sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

        Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 16.07.2006 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Ayrıca davalı sağlayıcı, cayma bildirimi belgesini sözleşme tarihinde davacıya vermiştir. Devre Tatil sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6.maddesi gereğince devre tatil sözleşmelerinde cayma süresi on gündür. Bu süre hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği tarihte işlemeye başlayacaktır....

          maddi tazminat ve 5.000,00 YTL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı .... davanın reddini dilemiş, davalı ... Turizm A.Ş. ise, davacı ile dava dışı ... A.Ş. arasındaki devre tatil sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, 1999 yılında ... Tatil Köyünü kiraladıktan sonra devre tatil hakkı sahiplerine aynı hizmeti vermeye devam ettiklerini, 8.7.2003 tarihinde ise adı geçen yerin üst hakkını da alarak “...” adlı beş yıldızlı otel hizmetine geçtiklerini, bu sistemin devre tatil ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....

            Somut olayda; davacı taraf kaplıca işi yapan davalı şirketle imzaladığı 7 adet devre mülk alımına ilişkin 011702, 011705, 011707, 011708, 011709, 011710 ve 013574 seri numaralı sözleşmelerin iptali ile bu sözleşme kapsamında devre tatil hakkına ilişkin olarak yapılan ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalı taraftan tazmini isteminde bulunmuştur. Taraflar arasında, 4077 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir satış yahut hizmet ilişkisi bulunmadığı gibi, davacı tarafın bireysel tüketim açısından, aynı işletmeden 7 adet devre mülk satın almış olması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, davacı da yasada tanımlanan tüketici tanımına uymamaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

              UYAP Entegrasyonu