Bu kanunun 50. ve 84. maddelerine dayanılarak çıkartılan Devre Tatil Yönetmeliğinin 1. maddesinde, yönetmeliğin amacının, taşınmazların yılın belirli bir dönemine ilişkin kullanım hakkının devrine ya da devri taahhüdüne ilişkin sözleşmelere uygulanacak usul ve esasları düzenlemek olduğu, kapsam başlıklı ikinci maddesinde ise, bu yönetmeliğin devre tatil, ön ödemeli devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti, değişim ve yeniden satış sözleşmelerini kapsadığı, devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olmasının yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, bu yönetmeliğin uygulanmasında, devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan ve tapu tesciline konu edilen satışlara ilişkin sözleşmelerin, bir yıldan uzun süre için kurulması ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanıması halinde devre tatil sözleşmesi olarak kabul edileceği belirtilmiştir...
KARAR Davacı, davalı ile 21/11/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 25.11.2015 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini ve sözleşme sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile taraflar arasında imzalanan 21/11/2015 tarih ve İD 203949 sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 25.11.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Hukuk dairesinin 02/06/2016 tarihli 2015/8972 esas 2016/14234 karar sayılı ilamınında bu doğrultuda olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin geçersizliğinin tespitine, sözleşme yönünden yapılan ödemelerin iadesi ve sözleşmeye aykırı tapu devri nedeniyle ödenmek zorunda kalınan ait tutarlarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir. Davalıların istinaf sebeplerinin incelenmesinde, Dava, davacı tarafından imzalanan devre tatil satış sözleşmesinin iptali, sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki devre tatil satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaza ilişkin tapu dava tarihinden önce 28/01/2016 tarihinde davacıya verildiği görülmüştür....
KARAR Davacı, davalının tesisinde psikolojik baskı ile 12.7.2007 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 100 dolar peşin ve 4200 dolar borçlanarak senet alındığını, tatil hakkını kullanmadığından cayma hakkını herzaman kullanabileceğini ileri sürerek, sözleşmenin feshine, 4200 dolar sözleşme bedeli ile ödediği bakım aidatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesin istemiştir. Davalı, davacının cayma hakını süresinde kullanmadığını, sözleşmenin feshi isteğinin iyiniyetli bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....
KARAR Davacı, sokakta yürürken davalı şirketin elemanlarınca isim ve soyisminin alındığını, bir hafta sonra da devre tatil kazandığı söylenerek şubeye çağrıldığını, ısrar üzerine davalı şirketin Kuşadasındaki şubesine gittiğini, davalı elemanları tarafından ablukaya alındığını, hulüs ve saffetinden yararlanılarak kendisine devre tatil sözleşmesi ve eklerinin imzalatıldığını ve 700 Euro peşinatı sözleşme anında ödeyip bakiyesi içinde senetleri imzaladığını, kendisine iki odalı daire vaat edilmesine rağmen 15.7.2007 tarihinde tesise gittiğinde vaat edilen dairenin verilmediğini, akabinde 24.7.2007 tarihli ihtarla sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek devre tatil sözleşmesinin iptalini, 6.950 Euro bedelli 36 adet senetlerin iptalini, ödediği 700 Euronun tahsilini istemiştir. Davalı, sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olmadığını, davacının tatil köyünü gezerek ve görerek serbest iradesi ile sözleşmeyi imzaladığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -Sözleşme yerel mahkeme tarafından hatalı nitelendirildiğini, davaya konu sözleşme bir devre mülk sözleşmesi olmayıp, devre mülk sözleşmesinin unsurlarını da taşımadığını, evre mülk kat mülkiyeti kanununda düzenlenmiş olup bu durumda Yerel Mahkeme davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakamadığını, işbu sözleşmenin unsurlarını taşır surette 6502 Sayılı Kanun'da 50. Maddede sahibine ayni hak sağlayan devre tatil sözleşmesi düzenlendiğini, -Dava konusu sözleşme 6502 Sayılı Kanun'da 50....
Mahkemece, sözleşmenin tatil yapılacak tesislerde yapıldığı, davacının tesisi görmeden sözleşeme yapıldığını ileri süremeyeceği, cayma hakkından yararlanamayacağı, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığı, tatil bedelinin büyük kısmını ödemek suretiyle sözleşmeyi benimsediği, ödeme planının ağırlığının fesih için gerekçe olamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Devre tatil sözleşmeleri BK'nın 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme BK'nın da düzenlenen sözleşme tiplerinden olmayıp atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından ( hizmet, kira, vekalet, satış gibi ) karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır....
KARAR Davacı,16.08.2010 tarihinde davalı şirket ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını, sözleşmede karalaştırılan 3.000 Euro peşinat 2.500 Euro bedelli iki adet senet ve 630,00 TL yıllık kullanım bedelini ödediğini,devre tatil kullanım hakkının başlangıç tarihi 13.08.2011 olup, bu hakkını kullanmadığını belirterek ödediği toplam bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; cayma hakkının günlük tecrübe ve muayene süresi başlangıcının kullanıma başlama tarihi olacağı, bu durumda dava açıldığı tarihte sözleşme askıda olup, davacının cayma hakkı süresi başlamadığı gerekçesi ile davanı reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
kapı nolu evin 30.4/29.5 dönemini kapsayan devre tatil hakkına sahip olduğunu, 14.2.2005 tarihli yazı ile davalının yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye 11.557.000.000 TL. harcama yaptığını ve bundan devre tatil hakkı sahiplerinin paylarına düşen kısmın ödenmesini istediğini, sözleşmeye göre devre tatil hakkı sahiplerinden devre tatil servis bedeli istenebileceğini, davalının belirlediği devre servis bedelini de ödediklerini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların kendilerinden istenemeyeceğini, bunun 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine, hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu bildirip, davalıya yenileme katkı payı adı altında ödeme yapılmaması gerektiğinin tespitiyle yaratılan muarazanın menine ve borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir....
KARAR Davacı, davalı ile 17/12/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 17.12.2015 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini ve sözleşme sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....