nun 138. maddesi gereğince uyarlanması istemi KARAR : Bolu 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 2019/1380 E - 2020/722 K sayılı dosyasından verilen 13/10/2020 tarihli karara karşı davalı-karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında Abantbey Yayla Tatil Köyünde bulunan ve dava dilekçesinde ada ve parsel numarası ile sözleşme kullanım devresi belirtilen taşınmaz yönünden Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme konusu devre tatil bedelini ödediğini ancak davalı şirketin sözleşme gereğince projede değişiklik yaparak sözleşme konusu taşınmazın bulunduğu tatil köyünde yapımını edim olarak üstlendiği bir kısım evleri yapmadığını, bu evlerin yerine sözleşmeye ve devre tatilcilerin rızasına aykırı şekilde spor kulüpleri için futbol sahaları...
borç doğuran bir ilişki olduğunu, devre tatil sözleşmesinin de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca müvekkili şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarına göre de, "İktisadi hürriyeti kabul edilmez derecede sınırlayan bir akdin de ahlaka ve adaba aykırılığı kuşkusuzdur."...
KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı altında 13.8.2005 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, aidatları düzenli olarak ödediğini, 2008 yılında tatil hakkını kullanmak istediğini bildirdiğini ancak davalı tarafça sadece odanın açık olduğu diğer aktivitelerin bu dönemde kapalı olduğunun ayrıca tahsis edilen odadan başka bir odanın tahsis edileceğinin bildirildiğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği 5350 euro sözleşme bedeli ile aidat ve masraflar karşılığı 1031 TL.nin ve % 10 tazminat bedelinin faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....
A.Ş. ile 1.9.1995 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmesi gereğince 30 yıllık devre tatil hakkını ve RCI üyeliğini ... ......
İSTİNAF SEBEBİ: Davalı 21.06.2021 tarihli istinaf dilekçesiyle; davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirip sözleşmeye konu taşınmaz tapusunu devrettiğini, davacının bu nedenle dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, taşınmazın kullanıma hazır olduğunu, bu durumun davacıya SMS ile bildirilmesine ve davacının bilgilendirilmesine rağmen davacının devre mülkü kullanmadığını, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını, verilecek kararın tapu iptali sonucunu doğurduğundan temyizi kabil bir karar olduğunu, aynı uyuşmazlıklara ilişkin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi' nin aksi yönde kararları olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE: Davacı, taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi gereğince cayma hakkına dayalı olarak sözleşmenin iptali ile sözleşme gereğince ödenen bedelin iadesi talebinde bulunmuştur....
Davalı Termal&Termal vekili istinaf dilekçesinde özetle, sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, bu davada ki uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerektiğini, devre tatil sözleşmesi olmadığı için sözleşmenin hiçbir satırında cayma hakkı düzenlenmediği gibi sözleşmeden cayıldığı beyanının da hukuki dayanak yoksun olduğunu, müvekkilinin tüm edimlerini ifa ettiğini, davacının konaklama yapmadığından bahisle cayabileceğinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi (devre mülk satış sözleşmesi)nden kaynaklanan sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tapu iptal ve tescil davasıdır. Taraflar arasındaki 08/02/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde, tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirket temsilcilerinin psikolojik baskısı ile 06.08.2011 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 200.00.TL peşin ödediğini bakiye için senet verdiğini sonradan sözleşmeden vazgeçtiğini bildirmesine rağmen davalının aleyhine icra takibinde bulunduğunu ileri sürerek sözleşme ve senetlerin iptali ile ödediği 200.00.TL' nın iadesine ve maaşına konan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....
Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez..." diğer taraftan, söz konusu yasaya dayalı olarak 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan "Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği" ile devre tatil uygulamasının hukuki çerçevesinin belirlendiğini, değinilen yönetmelikte devre tatil sözleşmesinin tâbi olduğunun usul ve esaslar, sözleşmenin şekli ile tarafların hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin sona erme nedenleri ve tüketicinin sözleşmeden cayma hakkına ilişkin açık düzenlemelere yer verildiğini, ancak mahkeme gerek Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, gerek Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği ve gerekse genel çerçeveyi belirleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yer alan hükümlere ilişkin tespiti yaptığını, ancak tüm bu düzenlemeler ile çelişen nitelikte bir hüküm kurduğunu, anılan kanun hükmü gereğince davacının, taraflar...