Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ilişkisinin sürekli borç doğuran bir ilişki olduğunu, devre tatil sözleşmesinin de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca Müvekkil Şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarına göre de, "İktisadi hürriyeti kabul edilmez derecede sınırlayan bir akdin de ahlaka ve adaba aykırılığı kuşkusuzdur."...

    DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkeme kararının usul ve yasalara, somut durum ve yüksek mahkeme içtihatları hilafına aykırı şekilde karar verdiğini, taraflar arasında devremülk sözleşme imzalandığını ve sözleşme kapsamında devir ve teslim etmesi taahhüt edilen taşınmazın bulunduğu blok inşaatının tamamlandığını, kullanıma hazır hale getirildiğini, tapusunun çıktığını ve üyeye teslim edildiğini ancak davacı olan üyeye yıllık ödenen aidat bedelini ödemesi şartı ile kullanımını yapabileceği şeklinde konaklamaya davet işlemi de yapıldığını, davalı şirketin davacı ile aralarındaki devre tatil sözleşmesi kapsamında edimlerini ifa ettiğini ve sözleşmenin geçerli olarak uygulanmaya geçirildiğini, davacının iyi niyet kuralları aykırı olarak söz konusu davayı açtığını, devre tatil sözleşmelerinin B.K.nun 19/1- TBK 26 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmeler olduğunu, bu sözleşmenin B.K.nun da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri...

    Haftası için kazanılmış olan devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesinin ve belirtilen dönemlerde mezkur daireye davalıların ve üçüncü şahısların her türlü müdahalesinin önlenmesi, davalılarca 2004 yılında kullandırılmayan devre tatil hakları için şimdilik 7.135 TL. Maddi tazminat ve 15.000 TL manevi tazminat alacağının ağustos 2004 tarihinden itibaren kısa vadeli reeskont kredi faizi ile ödetilmesini istemişlerdir. Yargılama sırasında davasını ıslah ederek sözleşmenin iptali ile ödenen sözleşme bedeli ve her yıl ayn nitelikte tatil köyünde tatil yapmaları durumunda harcayacakları bedel için 30.376,00 TL maddi tazminat talep etmiştir....

      Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir. Satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketici on gün içinde edinimlerini iade eder. Devre tatil amaçlı taşınmazın ön ödemeli satışında devir ve teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren otuz altı ayı geçemez. Devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti, yeniden satım, değişim sözleşmeleri ve ön bilgilendirmenin içeriği, tüketici ile satıcı ve sağlayıcının hak ve yükümlülükleri, cayma hakkı, ön ödemeli satışlar ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir....

      GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Arkadaşının tatil kazandığını duyduğunu, Yalova'da yemek organizasyonuna katılacağını söylediğini, kendisinin de arkadaşı vesilesiyle organizasyona katıldığını, kendisinini davalı firmanın elemanları tarafından ağır psikolojik baskı altına alınarak maktu olarak hazırlanmış hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi adı altında düzenlenen sözleşmeye imza attığını, sözleşme incelendiğinde bunun bir devre tatil sözleşmesi olduğunu, sözleşmeden caymak istediğini davalı firmaya bildirdiğini, satıcı firmanın bunun mümkün olmadığını söylediğini, devre tatil için bahsi geçen 2+1 stüdyo dairenin 4+1 yapıp devredileceğini söyleyerek kendisinin tekrar psikolojik baskı altına alınarak yeni bir sözleşme imzalattıklarını, sözleşmeler yapılırken önceden bilgilendirme formu verilmediğini, dever tatil sözleşmesi yapılırken kendisine cayma formu verilmediğini, sözleşmede bahsedilen dairenin henüz kendisine teslim edilmediğini belirterek davalı...

      sürekli borç doğuran bir ilişki olup, devre tatil sözleşmesinin de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca müvekkili şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, her sözleşmenin ifa edilmek amacıyla akdedileceğini, ahde vefa ilkesi uyarınca da sözleşme kurulduktan sonra meydana gelen hal ve şartların, tarafların sözleşme ile üstlendikleri ifaları etkilemeyeceğini, ancak bu ilkenin istisnasız uygulanmasının mümkün olmadığını, bazı durumlarda ifa tamamen imkânsız olmamakla beraber, edimin ifası çok zorlaşmış ve sözleşme sonucu gerçekleşecek edimden çok daha ağır mali külfet getirecek bir hal almış olabileceğini, sözleşme kurulduktan sonra gerçekleşen değişikliklerin sözleşmenin bir tarafı için katlanılmaz durumda ise mağdur tarafın sözleşmenin uyarlanmasını talep...

      KARAR Davacı, davalı ...Ş. ile 21.01.1992 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmeleri gereğince 31.12.2020 tarihine kadar devre tatil hakkını E-80 nolu dairede 32.haftada kullanmak üzere 7260 DM ödeyerek satın aldığını ve 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını kullandığını, tesisin işletmesinin 2000 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 8.7.2003 tarihinde tesisin bulunduğu taşınmazın üst hakkını,önceki üst hakkı sahibi olan ... AŞ.’nin ......

        Devre tatil sözleşmelerinde; tesis işletmecisi ve yatırımcısı bu sözleşme ile tatilciye belli dönemlerde tesisten yararlanma , kullanma, konaklama, kiralama hakkını belli bir bedel karşılığı tanımakta, devre tatilci de, başlangıçta peşin yada kısa süreli taksitle sözleşme bedelini ödemekte ayrıca her yıl tesisin bakım ve işletme bedeli olarak da cüz'i bir bedel ödemektedir. Bu hali ile, devre tatil sisteminden yararlanmak üzere sözleşme yapanlar genellikle, mütavazi bir bütçeye sahip, makul seviyede harcanacak bir bedel ile her yıl belli bir dönemde tatil yapmak isteyen kimselerdir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davalı taraf davacı ile müzakere etmeden, yeni sözleşme yapmadan veya mevcut sözleşmeyi karşılıklı olarak müzakere ile tadil etmeden oteli herşey dahil sistemine çevirmiş ve devre tatilcilerden bu sisteme geçiş için yaptırdığı yenileme ve lüks sayılabilecek iyileştirme bedellerini aidat olarak talep etmiştir....

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı arasında 11.10.2014 tarihinde devre tatil sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, davalı taraf yakınları ile birlikte devre tatil sözleşmesine istinaden müvekkil şirket tesislerinde konakladığını ve hizmet aldığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararından anlaşıldığı üzere mahkeme yargıcı devre tatil sözleşmeleri ile devre mülk sözleşmelerini ayırt edemediğini ve somut olayımızda devre tatil sözleşmesi akdedilmesine rağmen devre mülk sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulamış olduğunu, yerel mahkemenin somut olayımızla hiç ilgisi olmamasına rağmen Kat Mülkiyeti Kanununun somut olaya uygulamış olduğunu, devre tatil sözleşmeleri mülk hakkı vermeyeceğini, devre tatil sözleşmeleri, tüketiciye yılın belli döneminde hizmet alma hakkı sağladığını, devre tatil sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakta olduğunu, devre tatil sözleşmeleri adi yazılı şekilde yapılabileceğinin sabit olduğunu, devre tatil sözleşmesinin...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Sözleşme iptali ve yapılan ödemelerin iadesine ilişkin olarak açılan davada Ankara 3. Tüketici Mahkemesi ile Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, Tapulu Devre Tatil Satış Sözleşmesinin iptali ile davalıya ödenen 2.400 TL'nin davalıdan tahsili ve henüz ödenmeyen 3.600 TL yönünden de davacının borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin mülkiyete dair düzenlemeler içermesi ve devre mülk sözleşmesi olması nedeniyle Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu