Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ve ... 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesi nedeniyle davalıya verilen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti, sözleşmenin iptali ve senetlerin iadesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, devre mülke ilişkin esasların Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Tur.Ltd.Şti ile birlikte başlatılmış olan kombi tatil kentinin yapımı, pazarlama organizasyonunun birlikte yapılacağından belediye sınırları dışında temsilcilikler ve bürolar açmak suretiyle yapılacak devre mülk satışlarına ilişkin; belediye güvencesi altında her türlü tanıtım, reklam ve pazarlama yaparak devre mülk satışları yapmaya, bedellerini tahsil etmeye, sözleşme imzalamaya, sözleşmelere belediye başkanlığı adına temsilci sıfatıyla ve şirket yetkilisi olarak imza atmaya belediye başkanlığı ve ... Tur.Ltd.Şti’yi temsilen ...’in yetkili olduğunun bildirildiği, tanıtım amacı ile bastırılan broşürlerde yapımına devam edilen devre mülklerin proje, yapım işletme, bakım ve çevre düzeninin belediye başkanlığı ve ... Tur.Ltd.Şti tarafından üstlenildiğinin yazıldığı, bu konuda gazete haberleri ve basın bildirisi yoluyla halkın bilgilendirildiği, dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının dayandığı 26.7.1997 tarihli devre mülk satış sözleşmesinde satıcı olarak ......
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaat ve taahhütler sonucu yanılarak baskı altında devre tatil sözleşmesini imzaladığını, sözleşme bedelinin büyük kısmını ödediğini, cayma bildiriminde bulunduğunu belirterek, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalılar ise dolandırma, aldatma ve yanıltma kastının olmadığını, davacının kendi hür iradesiyle sözleşmeyi imzaladığını, cayma hakkının da süresinde kullanılmadığını savunmuştur. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış 2012/19749-29938 olup, davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu 26.10.2009 tarihli sözleşmenin...
Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi ve devre mülk sözleşmesinin iptali isteminden ibarettir....
Sayılı devremülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 1.600,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Sözleşmeye bağlı olarak düzenlenen 11.260,00-TL bedelli borç senetleri bakımından davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Kısa kararda 09.05.2015 tarihli sözleşme yazılmasına rağmen hüküm kısmında 09.05.2012 tarihli sözleşme yazıldığı, bu hususun maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla hüküm kısmında maddi hataya dayalı bu yanlışlığın düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. 3-Davacı, 09.05.2015 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle davalıya verdiği senetlerden dolayı borçlu olmadığının...
Bu nedenle ara kararı davalı vekiline tebliğ edilmeksizin ara kararının gereği yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan ve 13/06/2003 tarihli Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesi gereğince, devre tatil sözleşmesinin yazılı yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Davacı sözleşmenin bir nüshasının kendisine verilmediğini ileri sürmemiştir. Bu durumda sözleşmenin bir suretinin sunulması için davacıya da süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Diğer yandan; davacı, dava dilekçesinde Kartal 2. İcra Müdürlüğünün 2012/9409 Esas sayılı ve İstanbul 34. İcra Müdürlüğünün 2016/25133 Esas sayılı takip dosyalarına ilişkin ödeme emri fotokopilerini dosyaya sunmuştur....
da herhangi bir tapu kaydı olmadığı bu şekilde davacı tarafından ödenen bedellerin TKHK gereğince davacıya iade edilmesi gerektiği ayrıca Devre Tatil sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6.maddesi gereğince devre tatil sözleşmelerinde cayma süresinin on gün olduğu ancak bu sürenin hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği tarihte işlemeye başlayacağı, davacının devre tatil hakkını kullanmadığı sabit olduğuna göre, bu süre henüz işlemeye başlamadığı ve sözleşmenin bu süre içerisinde askıda olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 50/6 maddesinde " tüketicinin , tecrübe ve muayene ettiği tarihten itibaren 14 gün içinde her hangi bir sebep göstermeksizin ve hiç bir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin cayma hakkını kullanabileceği, cayma hakkının kullanılması ile devre tatil ve buna bağlı diğer sözleşmelerin sona ereceği" hüküm altına alındığı, öncelikle davacı tüketicinin hiç tatil yapmadığı ve fiili kullanım başlamadığı ve fiili...
Dava, devre tatil sözleşmesi kapsamında ödenmeyen senetlerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında 07.07.2013 tarihinde ... 10 yıllık devre tatil sözleşmesi imzalandığı ve davalı tarafça da cayma hakkının kullanılmaması nedeniyle sözleşmenin yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 8. maddesinde sözleşmeden dönme hiçbir objektif koşula bağlanmamış olup tüketicinin iradesine bağlanmıştır. Tüketici süresi içinde sözleşmeden caymazsa sözleşme başlangıcından itibaren hüküm doğurur....
Devre mülk sözleşmesi de; tıpkı devre tatil sözleşmelerinde olduğu gibi tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşme olup, cayma hakkının sözleşmeye konu dairenin tesliminden sonra başlayacağı da açıktır. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman bu sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir. Buna göre, dava konusu devremülkün tapu devri yapılmış olsa da fiili teslimin ve davacı tarafça sözleşme konusu devre mülkte konaklama yapıldığının ispatlanamadığı, yukarıda belirtilen yönetmelik hükümlerine göre cayma formu düzenlenmemiş olması nedeniyle eksik bilgilendirmede bulunulduğundan cayma süresinin işlemeye başlamayacağı, kaldı ki, tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman bu sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu, tapu devrinin 24/2/2022 tarihinde yapıldığı, davacı tarafından 8/4/2022 tarihinde Tavşanlı 1....
Tüketici Mahkemesince, ayni hak tesis eden devremülk sözleşmelerinin resmi şekilde yapılması gerektiği, resmi şekilde yapılmayan sözleşmelerin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı iptal ve bedel iadesi istemlerine genel hükümler çerçevesinde genel mahkemelerde bakılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa ile tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi Tüketici Mahkemelerine verilmiştir. Dava devremülk satışından kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla taraflar arasında 4077 Sayılı Kanunun 3/c maddesinde tatil amaçlı taşınmaz malların da yasa kapsamında düzenlenmesine göre uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince İzmir 1....