KARAR Davacı, davalının kaplıcalar mevkiinde yapmakta olduğu devre mülklerden 25 adet hisseyi satın alıp bedelini peşin ödediğini, sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini ancak ödemelerinden bakiye 31.000 TL.nin iade edilmediğini ileri sürerek, faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşme gereğince süresinde cayma hakkının kullanılmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile devre mülk sözleşmesinin imzaladığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise süresinde sözleşmenin feshedilmediğini savunmuştur. Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi ile davacıya üyelik hakkının tapu devrinin taahhüt edildiği ve kullanımının tahsis edildiği anlaşılmaktadır....
madde 19 gereğince yapılan bu hatalı işlem esas alınmayarak, ortak iradeleri sonucunda işlem yapılması gerektiğini, davalı şirketin Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesiyle - Devre Tatil Satış Vaadi Sözleşmesinin farkını bilebilecek nitelikte olduğunu, davalı şirketin internet sitesi de incelendiğinde ana sayfasındaki ''DEVREMÜLK'' seçeneğinin de görüldüğünü, davalı şirketin sadece devre mülk satışı yaptığı ve bu satışı yapmaya devam ettiğinin açık olduğunu, davalı şirketin bahsedilen iki sözleşme arasındaki farkı bilebileceğini, daha önce aynı mahkemede, 2020/199 E....
, davalı şirketin sadece devre mülk satışı yaptığı ve bu satışı yapmaya devam ettiğinin açık olduğunu, davalı şirketin bahsedilen iki sözleşme arasındaki farkı bilebileceğini, daha önce aynı mahkemede, 2020/199 E....
Arasında SA-795 Sözleşme Numarası ile yapılmış olan Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesinin 07/10/2011 tarihinde düzenlendiğini, toplam 13.000'den fazla kişinin imzalamış olduğu sözleşme ile ilgili olarak müvekkillerinin mağdur edildiğini, müvekkillerinin devre mülk satın almak amacıyla imzaladığı sözleşmeye göre inşaat tamamlandıktan sonra tapuda satış devir işlemlerinin yapılması ve kullanıma açılmasının söz konusu olacağının düzenlendiğini, iş bu devre mülk satış vaadi sözleşmesi'nin tapuda yahut noter önünde resmi şekilde yapılması gerekirken, resmi şekilde yapılmayıp adi yazılı şekilde düzenlendiğini, davacının imzaladığı sözleşmeye dayanarak satış bedelini ödediğini, sözleşmede belirtilen söz konusu taşınmazın inşaatının bittiğini ve kullanıma hazır hale geldiğini, ancak buna rağmen tapuda bir devir işlemi yapılmamış olmasının devre mülk hakkını resmi olarak almasına engel oluşturduğunu, sözleşme kurulurken kötü niyetli davalı tarafından iyi niyetli müvekkilinin iradesinin hata/hile...
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olduğu ve sözleşmeden kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti ile sözleşme nedeniyle verilen bonoların iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olduğu ve sözleşmeden kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti ile sözleşme nedeniyle verilen bonoların iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre mülk sözleşmesinin imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre mülk sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi 2013/4117-18427 imzaladığını savunmuştur. Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi ile davacıya 9 nolu dairenin tapu devrinin taahhüt edildiği ve 6. Döneminin kullanımının tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup geçersizdir....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir....
Söz konusu dosya incelenmiş olup; 01/10/2020 tarihinde geri çevirme kararımızla; ... ... şirketi tarafından inşaa edilen 1019-03-26 devre ve 1019 bağımsız bölüm numaralı devre mülkün devrine ilişkin asıl sözleşme ile (... ile asıl sözleşme sahibi ... arasında aktedilen), devre mülk hakkının asıl sözleşme sahibi tarafından davalı ...'e temlikine ilişkin ilk temlik sözleşmesinin onaylı örneğinin temin edilmesi istenmiştir. Geri çevirme kararımıza istinaden yanlış sözleşme gönderildiğinden, 12/10/2021 tarihli Dairemizin eksiklik talebi ile '' 30.04.2012 tarihli Devre Mülk Hakkı Hisse Devir Sözleşmesi başlıklı belge ile 07.07.2010 tarihli Devre Mülk Satış Sözleşmesi başlıklı ... ... Şirketi ile ... arasındaki sözleşme temin edilerek gönderilmiştir....
K A R A R Davacı, davalı ile devre mülk sözleşmesi yaptığını, davalı tarafın tapuda kendisine ... ili,... ilçesi, ... mevkii, 10A 7. Kat 16 nolu dairenin 12-26 Eylül dönemini verdiğini, ancak sözleşme uyarınca... nolu gayrimenkulün 30 Agustos-13 Eylül tarihlerindeki devre mülk tapusunun verilmesi gerektiğini belirterek ... ili,... ilçesi, ..... mevkii, Blok no :..., Devre mülk dönemi 30 Ağustos-13 Eylül arası döneminin kayıt ve tescilini, bu talebin mümkün olmaması halinde sözleşme gereğince davalıya ödenen paraların reoskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile ... ili,... ilçesi, ... mevkii, Blok no :1-G, Daire no:4, nolu 30 Ağustos-13 Eylül arası döneminin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, devre mülk sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıt ve tescili istemine ilişkindir....