devre mülk sözleşmesi olup ayni edim içeren bir sözleşme olmadığını, bu tür sözleşmelerin kanunda öngörülen resmi yazılı şekilde yapılması gerektiğini, resmi şekilde yapılmayan sözleşmenin kanunen geçerliliği olmadığını, hüküm doğurmadığını, tüm bunların yanı sıra Devre tatil sözleşmelerinin ”kapıdan satış” niteliğinde sayılmış olduğundan, müvekkilinin tatil yerini gördükten sonra yedi gün içerisinde sözleşmeden vazgeçebilme hakkı olduğunu, Devre tatil sözleşmesinden cayma hakkı, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren değil tecrübe ve muayene tarihinden itibaren yani tatil yerinin alıcı tarafından fiili olarak kullanıldığı günden sonra başladığını, ayrıca devre tatil evini ya da evin konumunu beğenmeyen müşterinın devre tatil sözleşmesinden cayarak ödediği paraları geri alabileceğini, müvekkilinin gerek sözleşmenin yapılmış olduğu tarih gerekse de dava tarihi itibariyle sözleşmeye konu hissesini almış olduğu daireden henüz yararlanamamış olduğunu, mal ve hizmetten bugüne kadar da hiçbir...
KARAR Davacı, davalı ile 20/09/2014 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 5.400,00 TL ödediğini, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 20.09.2014 tarihli 18.500,00 TL bedelli devremülk sözleşmesinin iptalini, sözleşme sebebi ödediği 5.400,00 TL'nin ödediği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte iadesini ve sözleşme sebebiyle imzaladığı 40 adet senedin iptalini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın KABULÜNE, Taraflar arasında imzalanan 20/09/2014 tarihli ... ... Ltd. ŞTİ. ... ......
KARAR Davacı, davalı ile 03/05/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 03.05.2015 tarihli 16.000,00 TL bedelli devremülk sözleşmesinin iptalini, sözleşme sebebiyle imzaladığı toplam 16.000,00 TL bedelli 25 adet senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
KARAR Davacı, davalı ile 13/06/2013 tarih 20.560,00 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 9.060,00 TL ödediğini, toplam bedeli 11.500 TL olan senetler imzaladığını, devremülkün tapuda tesliminin yapılmadığını belirterek 13.06.2013 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini, ödediği 9.060,00 TL nin iadesini ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
KARAR Davacı 1996 yılında ulusal televizyonlardan davalıların ...’nın ... ilçesinde devre mülk inşa ederek satışa sunduklarını öğrendiğini, 10.5.1997 tarihli sözleşmeyle 2 adet devre mülk satın aldığını, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesine rağmen davalıların satış sözleşmesinde yazılı bulunan yükümlülükleri yerine getirmediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 12000,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 24.10.2008 tarihinde talebini 20.194.00 TL olarak ıslah etmiştir. Davalılardan ......
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, devre mülk satış vaadi sözleşmesinden cayıldığının tespiti ve ödemenin iadesi istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Dava, davacı ile davalı Şifa Tur Organizasyon Turizm İnşaat Ticaret Limited Şirketi arasındaki devre mülk maliki davalının olduğu Kütahya ili Emet ilçesinde yapılacak devre mülklerin devri amacıyla 11.05.2013 tarihli devre tatili satış sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığının tespiti ile davacının ödediği bedellere ilişkin Adana 9. İcra Müdürlüğü'nün 2018/11362 E. Sayılı dosyasında itirazın iptaline ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile sözleşme gereğince verilen senetlerin iadesi istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, "Devre mülk sözleşmesinin haricen yapıldığı" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, "Devre tatil sözleşmelerinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 50. maddesinde düzenlendiği ve bir tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde karar verilmiştir....
sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olmadığını, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olduğunu, Kat Mülkiyeti Kanununda, gayrimenkul satışlarında cayma hakkında ilişkin herhangi bir madde bulunmadığını, cayma hakkının devre tatil sözleşmelerine ilişkin bir hak olduğunu, bu hakkın tüketici Kanunu ile belirlenmiş olduğunu, Sözleşmenin hiçbir satırında Cayma Hakkı düzenlenmediğini, devre mülk sözleşmelerine ilişkin olarak mevzuatta böyle bir cayma hakkı da öngörülmemiş olduğunu, Bu nedenle davacının, sözleşmeden caydığı şeklindeki beyanı hukuki dayanaktan yoksun ve yersiz olduğunu, Mevzuatın hiçbir maddesinde, gayrimenkul satışına ilişkin olan devre mülk sözleşmelerinde cayma hakkı olduğuna ilişkin bir madde bulunmadığını, Davacı tarafın imzasını taşıyan sözleşmezşz KMK’ya tabi bir hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, kapıdan satış sözleşmesi olmadığını, Alıcının, ‘ben istediğim, istediğim gibi sözleşmeyi feshederim’ şeklindeki düşüncesine...
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olduğu ve sözleşmeden kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti ile sözleşme nedeniyle verilen bonoların iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olduğu ve sözleşmeden kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti ile sözleşme nedeniyle verilen bonoların iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....