Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davaya konu devre mülk hissesinin davacı adına tapuda tescili yapılmış olmakla birlikte, tesliminin yapılmamış olduğu, harici devre mülk satış sözleşmesi tapuda pay devriyle geçerli hale gelmiş olsa da, sözleşmeye konu davacıya satışı yapılan devre mülkün fiilen teslim edilerek kullanıldığı veya davacının teslimden imtina ettiğinin ispat edilemediği, gönderilen kısa mesajların hukuken geçerli bir davet olarak nitelendirilemeyeceği, tecrübe ve muayene koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmış olduğundan, davacının cayma hakkını kullanarak sözleşmenin feshini ve yaptığı ödemeyi talep hakkının bulunduğu gerekçesiyle, "1- Davacı Hülya Ubay yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, 1A- Taraflar arasındaki bila tarih ve 5850 sayılı Devremülk Devir Sözleşmesinin İPTALİNE, 1B- Sözleşme bedeli olan 15.000,00 TL'nin 23/09/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 1C-Aidat bedellerinin iadesi yönünden...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, devre mülk sözleşmesinin 4077 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde karar vermiştir....
KARAR Davacı, davalı ile 13/01/2013 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 8.750 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 13.01.2013 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini ve ödediği 8.750 TL nin iadesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile; taraflar arasında imzalanan 13/01/2013 tarih 2592 Sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 8.750,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 13.01.2013 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....
KARAR Davacı, davalı ile 27/01/2013 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 9.900 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 27.01.2013 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini ve ödediği 9.900,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile, taraflar arasında imzalanan 27/01/2013 tarih ve 3057 sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 9.900,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyeacek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 27.01.2013 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....
KARAR Davacı, davalı şirket ile 24/02/2013 tarihinde SA-4687 no'lu devre mülk satış sözleşmesi ve senetleri imzaladığını, 9.750,00-TL'sini ödediğini, devre mülkün tesliminin yapılmadığını, 24/02/2013 tarihinde SA-4687 no'lu sözleşmenin iptalini, 9.750,00-TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -Sözleşme yerel mahkeme tarafından hatalı nitelendirildiğini, davaya konu sözleşme bir devre mülk sözleşmesi olmayıp, devre mülk sözleşmesinin unsurlarını da taşımadığını, evre mülk kat mülkiyeti kanununda düzenlenmiş olup bu durumda Yerel Mahkeme davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakamadığını, işbu sözleşmenin unsurlarını taşır surette 6502 Sayılı Kanun'da 50. Maddede sahibine ayni hak sağlayan devre tatil sözleşmesi düzenlendiğini, -Dava konusu sözleşme 6502 Sayılı Kanun'da 50....
GEREKÇE : Dava, davalı ile yapılan devre mülk satış sözleşmesinden cayan davacının ödediği bedelin iadesi amacıyla davalı hakkında yaptığı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması gerektiği açıktır. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....
Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Satılanın Bedeli başlıklı 6.maddenin kenarında parantez içinde “Yukarıda adresi bulunan daire ile takas edilmiştir.” ibaresinin yer aldığı ve akabinde her bir devre mülk satış sözleşmesi için davacılara bila tarihli tapu alım sertifikası verildiği ve sertifika içeriğine her bir devre mülke ilişkin bilgiler doldurularak “Sarot Termal devre mülklerinde .... nolu sözleşme gereği ...nolu blok ... nolu dairenin ... nolu dönemine ait daireyi satın almıştır. Satın alınan devre mülkün tapusu bu belge ile verilecektir.” şeklinde açıklamanın yazıldığı anlaşılmıştır....
Somut uyuşmazlıkta, davacı 4 yıl önce davalı şirketten devre mülk satın aldığını, davalıların bu satın aldığı devre mülkü satabileceklerini söylemesi üzerine davalılarla tekrar yaptığı toplantı sonrası bu kez 01/11/2021 tarihinde 52.000,00 TL ödeyerek yeni bir sözleşme imzaladığını, sözleşmeye konu yerde tatil hakkını kullanmadığını davalının edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin iptali ile sözleşme için ödediği 52.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini istemiştir. Dava devre tatil satışından kaynaklanmaktadır. Devre tatil sözleşmeleri T.B.K.nun 26. maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan ve tanımı 6502 sayılı kanunda düzenlenen sözleşmelerdir.Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla taraflar arasında 6502 Sayılı Kanunun 3/c maddesinde tatil amaçlı taşınmaz malların da yasa kapsamında düzenlenmesine göre uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava,devre mülk sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve sözleşme gereğince davalı tarafa verilen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamının incelenmesinden;davacı vekilinin dava dilekçesinde, 21.02.2019 tarihli devre mülk sözleşmesinin feshini,sözleşme gereğince yapılan bedelin iadesini ve bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ve bonoların iptalini talep ettiği,davalı tarafın ,davacının sözleşme gereğince tesislerden faydalandığını belirterek buna ilişkin kayıtları sunduğu,davacı tarafın sözkonusu konaklamaların daha önceki yıllara ve başka sözleşmelere ilişkin olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür....