Ltd.Şti Şirketi arasında ilk defa EMTY825 sözleşme No'lu 23.08.2011- 01.01.2028 kullanım süreli ve 8.365,00- TL bedelli devre tatil sözleşmesi imzalanmıştır.Bu sözleşmeden sonra, ikinci defa, (bir önceki sözleşmenin üzerine 3000,00- TL fark ödeyerek Devre Mülk sistemine geçmek suretiyle) Müvekkil T1 T6 arasında EMTY825A sözleşme No'lu Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi başlığını taşıyan 18.06.2013 tarihli ve 3000,00- TL bedelli sözleşme imzalamıştır. Bu sözleşme ile; müvekkilin, devre tatil sisteminden, "141 Daire, 411 Kişilik 28....
Taraflar arasında imzalanan 12.08.2012 tarihli Hisseli Gayrimenkul Satış sözleşmesi başlıklı satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde "İş bu sözleşmenin konusu Yalova İli Termal İlçesi Killi Orman Mevkii G22D14C2D pafta 3015 ada 4 ve 5 parsellerinden birinin üzerinde kurulu bağımsız bölümlerden birinin 7/10920 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar." şeklinde ifade edilen hükümle tapuda pay devrini içeren bir devre mülk sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği (Y.13. HD. 21.6.2018 T, 2016/8215- 2018/6992 sy.k) anlaşılmaktadır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2023 NUMARASI : 2021/798 E - 2023/271 K DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı T9 10.12.2011 tarihinde EAVP13 numaralı “Devre Mülk Pay Vaadi Sözleşmesi” isimli bir devremülk sözleşmesi imzalandığını, ardından müvekkili ile davalı Prestij İnşaat arasında 31783179AA numaralı devremülk yükseltme sözleşmesi imzalandığını, sonrasında, müvekkili ile davalı Termalde Termal arasında 18.07.2017 tarihinde 3178- 3179AAA numaralı bir devremülk yükseltme sözleşmesi daha imzalandığını, müvekkili sözleşmelere ilişkin olarak 76.357- TL ödeme yaptığını, sözleşmelere ilişkin olarak müvekkile hisse devri vaat edilmesine rağmen tapuda hisse devri de yapılmadığını...
Sözleşme içerisindeki devre mülk- devre tatil ayrımını, Şekil şartını ve 15 güne dair yasal düzenlemeleri bil(e)meyen bilmesi de beklenemeyecek müvekkilim tarafından sadece davalı şirkete olan güvene dayalı olarak imzalanmış ve detaylı inceleme yapıma gereği duymadığını, müvekkil ve birçok kişi Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığı ve tapu verileceği iradesiyle sözleşmeyi imzaladıklarını, yaşanan bu somut olay karşısında davacı müvekkilimizin ve birçok müvekkilimizin iradeleri yanıltılarak dürüstlük kuralına uygun davranmayan davalı tarafından hak kaybına uğratıldıklarını, yapılan işlem neticesinde gerçek amaç, hata/hile yoluyla müzayaka ile fesada uğramış olup alacaklı konumunda olan iyi niyetli davacı müvekkilimizin hukuki amacına, devre mülk edinme amacına ulaşması engellendiğini, davalı şirketin asıl amacı; devre mülk satışı yapıyor olarak gösterip aslında -çıkarı doğrultusunda- devre tatil satış vaadi sözleşmesi yapmak olduğunu, yapılan bu işlem davalının hukuku yanıltmaya yönelik...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/150 KARAR NO : 2022/908 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BEYPAZARI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2021 NUMARASI : 2020/677 ESAS - 2021/857 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 10/03/2013 tarihinde 14.093,00- TL bedelli devre mülk satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkiline tapu kaydının devredilmesine rağmen inşaatın tamamlanmadığını ve müvekkilinin devre mülkten faydalanamadığını belirterek sözleşmenin iptali ile yaptıkları ödemelerden şimdilik 100,00- TL'sinin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18/03/2021 tarihli duruşmada davayı ıslah ederek talebini 14.093,00- TL nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplanacak miktarın hüküm altına alınmasını talep etmiştir...
Devre mülk hakkı ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir haktır. Bu hak da taşınmazın aynına ilişkin olduğundan satışının resmi şekilde yapılması zorunludur. Diğer yandan devre mülk sözleşmeleri tecrübe ve muayene koşuluna bağlı sözleşmeler olduğundan cayma hakkı mal ve hizmetin tecrübe ve muayene edilmesinden sonra başlayacaktır, yine istikrar kazanmış Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere; resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olan harici gayrimenkul satış sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra sözleşme konusu taşınmazın alıcıya tapuda devredilmesi halinde tarafların sözleşmeye geçerlilik tanıdıklarının kabulü gerekir. Devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....
GEREKÇE : Davacı şirket, davalı tüketici ile devre mülk sözleşmesi imzaladığını, sözleşme kapsamında davalı tarafça tüm ödemelerin yapılmasına, sözleşmeye konu bağımsız bölümün kullanılmasına rağmen tapu devrinin alınmadığını beyanla davacı şirket adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline, aksi kanaatte olunması halinde rezervasyon bedeli, cezai şart ve tadilat giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkemece, taraflar arasında yapılan devre mülk sözleşmesinin adı yazılı olup geçersiz olduğu, bu sözleşmeye dayalı tapu iptal tescil talep edilemeyeceği, ancak sözleşme feshi ile sebepsiz zenginleşmeye dayalı taraflarca karşılıklı verilenlerin talep edilebileceği gerekçeleri ile davacının birincil talebi olan tapu iptal tescil talebinin reddine, ikincil taleplerinden sözleşmenin iptali talebinin kabulüne diğer davacı ikincil taleplerinin reddine karar verilmiş, karar, davacı tarafça istinaf edilmiştir....
Devre mülk ten bir devre mülk satın almak için 28.6.2003 tarihinde sözleşme imzalandığını, daha sonra iki haftalıktatil hakkı ve peşin ödemeli içeren yeni bir sözleşme yapıldığını, davalılara 15.000 YTL senet verilip, ayrıca 960,00 YTL peşin verildiğini, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca başlangıcının 1.6.2004 tarihi olmasına rağmen 2004 döneminde tatil hakkını kullanamadığını, yapılan ikinci sözleşmede iki haftalık tatil belirlenmesine rağmen, sözleşmenin konusuna 1 haftalık hakkın yazılmış olduğunu, ayrıca interval İnternational şirketi ile yaptığı görüşmede bu sisteme kaydedilmediğini, bedelin ödenmesine rağmen davalıların üzerine düşen edimini yerine getirmediğini, davalıların devre mülk tapularını vermediğini, devre tatil sertifikası gönderdiklerini, devre tatil sözleşmesi olarak yorumlanması durumunda ise, cayma hakkı ile ilgili ibarelerin yer almadığını, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 685.00 YTL aidat borcu bulunmadığının tespiti ile sözleşmenin feshi ile bu güne kadar...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile 18/01/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 8.000 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 18.01.2015 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini, ödediği 8.000 TL'nin avans faizi ile birlikte iadesini ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
konumunda olan iyi niyetli davacı müvekkilinin hukuki amacına, devre mülk edinme amacına ulaşmasının engellendiğini, davalı şirketin asıl amacının; Devre mülk satışı yapıyor olarak gösterip aslında -çıkarı doğrultusunda- devre tatil satış vaadi sözleşmesi yapmak olduğunu, yapılan bu işlemin davalının hukuku yanıltmaya yönelik tek taraflı hukuka aykırı işlem olduğunu, müvekkilinin sonuçlarını biliyor olsaydı kendi lehine sonuç doğuracak şekilde sözleşmeyi tapuda ya da noterde gerçekleştireceğinin apaçık ortada bir gerçek olduğunu, resmi şekil şartının tapu ya da noterde yapılması olduğunu bilse kendi aleyhine sonuç doğuracak şekilde hareket etmeyeceğini, Taraklı Termal Anonim Şirketinin müşteri portföyünün geniş olması ve yaptığı işlemlere güven duyularak hareket eden müvekkilinin açıkça yanılgıya düşürüldüğünü ve buna göre lehe hareket edildiğini, yerel mahkemenin verdiği kararda da ifade etmiş olduğu ancak değinmeyi atladığı bir husus bulunduğunu, Devre mülk sözleşmesi uyarınca tapunun...