Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....
Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....
Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek, derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....
olduğu, her ne kadar Dernekler Kanunu 32/k maddesinde zayi belgesi vermeye yetkili mahkemenin dernek merkezinin bulunduğu yer olduğu yazılı ise de bu kural kesin yetki kuralı değildir....
Bir derneğin feshedilebilmesi için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin süregelen ve birden çok eylemin varlığının tespiti halinde mümkün olup ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir. Dernekte ilk kez yapılan aramada ele geçirilen suç unsurunun varlığı veya dernek başkan ve üyelerinin bireysel nitelikte suç işlemeleri durumunda derneğin feshi için yeterli neden kabul edilemez. Öte yandan bir tüzel kişi olan dernek ancak organ adına hareket eden gerçek kişilerin fiillerinden sorumludur. Somut olayda ise; davalı dernekte yapılan aramada, kumar oynandığı gerekçesiyle dernek işletmecileri hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesi'ne kumar oynanması için yer ve imkan sağlamak suçundan dava açıldığı, yargılama sonunda suçun işlendiği sabit olduğundan mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır....
Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözönüne alınması gerekir. Bu durumda mahkemece kesin yetki kuralı gereği derneğin merkezinin bulunduğu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefi olduğu düzenlemesine, 2. maddesinin 5. fıkrasında, "Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler: Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleridir....
b) Dernek ve Vakıflar kamu kurum ve kuruluşlarının sundukları hizmetlerle ilgili olarak gerçek ve tüzel kişilerden ücret, bağış, katkı payı ve benzeri adlar altında herhangi bir karşılık alamaz. c) Kamu hizmetlerinde kullanılan araç, gereç, evrak, form ve benzeri malzemenin, bu Kanun kapsamındaki dernek ve vakıflardan temin edilmesi istenemez. d) Kamu görevlileri görev unvanlarını kullanarak dernek ve vakıf organlarında görev alamaz. e) Dernek ve vakıf organlarında görev alan kamu görevlileri, bu görevleri nedeniyle ücret, huzur hakkı veya başka bir ad altında herhangi bir karşılık alamaz. f) Dernek ve vakıfların yardım toplama ve bağış kabul hizmetlerinde kamu görevlileri çalıştırılamaz. g) Kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerinden bu Kanun kapsamındaki dernek ve vakıflara ödenek, yardım veya herhangi bir kaynak aktarılamaz....
Mahallesi Merkez Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği kurulduğunu, kurulan bu derneğin camiinin betonarme kısmını yaptığını, maddi imkansızlık sebebi ile camiinin mülkiyetini vakfa devrettiğini, ancak derneğin faal olduğunu, yerel basından 28.07.2012 tarihinde öğrendiklerine göre mevcut dernek adından sadece "..." ibaresinin çıkartılarak "... ... ... Mahallesi Merkez Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği" adında yeni bir dernek kurulduğunu, kurulan yeni derneğin amacının da mülkiyeti vakfa ait "mevcut camiinin yıkılarak yerine yenisinin yapılmasını üstlenmek" olduğunu, mülkiyeti vakfa ait olan camii için yaptırma derneği kurulması amaç bakımından mümkün olmadığını, aynı ad ile aynı yerde dernek bulunması sebebi ile yeni bir dernek kurulamayacağı gerekçesi ile sonradan kurulan derneğin feshine karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur. III....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Dernekler Yönetmeliğine istinaden dernekleri tarafından Aydıncık Matbaasında 50 adet bastırılan Seri A 7801/7850 ile 8001/8050 sıra numaralı iki cilt dernek gelirleri alındı belgesi 22/10/2019 tarihinde dernek merkezinde yapılan evrak arama neticesinde bulunamadığını, söz konusu Dernek Gelirleri Alındı Belgeleri için zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmişlerdir....