Davalı idare tarafından hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir. 2908 sayılı Dernekler Kanunu'nun kamu yararına çalışma niteliğini belirleyen 58. maddesinde, "Bir derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılabilmesi için Derneğin enaz bir yıldan beri faaliyette bulunması, Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için giriştiği faaliyetlerin ülke çapında yararlı sonuçlar verecek nitelik ve ölçüde olması şarttır."...
Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülkî amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması için durumu Cumhuriyet Savcılığına bildirir. Cumhuriyet Savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir." hükmü; aynı kanunun 87. maddesinde ise "Dernekler, aşağıdaki hâllerde kendiliğinden sona erer: 1. Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hâle gelmesi veya sürenin sona ermesi, 2. İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması, 3. Borç ödemede acze düşmüş olması, 4. Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hâle gelmesi, 5. Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması, hallerinde her ilgili, sulh hâkiminden, derneğin kendiliğinden sonra erdiğinin tespitini isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir....
Gereği görüşüldü: Dava, T.M.K. 87/5 maddesinde yer alan sebebe dayalı derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı dernekler il müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Yerel mahkemece davalı derneğin tüzüğünde her ne kadar olağan genel kurul toplantılarının iki yılda bir yapılacağı ön görülmüş ise de T.M.K nu ve Dernekler Kanununda olağan genel kurul toplantılarının üç yılda bir yapılacağının düzenlendiğini ve T.M.K. 87/5 maddesinde iki defa üst üste olağan genel kurul toplantılarının yapılmamasının derneğin sona erme nedeni olarak kabul edildiği 6 yıllık sürenin davanın açıldığı tarih itibariyle dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre yerel mahkemenin red gerekçesi yerinde değildir. Davalı derneğin 2006 ve 2008 yılı olağan genel kurul toplantılarını tüzükte gösterilen Kasım ayında yapmadığı gerekçesiyle kendiliğinden dağıldığının tespiti isteminde bulunulmuştur....
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü: Dava, … Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin, içkili lokal ruhsatının iptaline ve Derneğin faaliyetten men edilmesine ilişkin 22.3.1995 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Açılan bu dava sonucunda, … İdare Mahkemesince, dava dosyasının incelenmesinden; derneğin kuruluşundan itibaren Dernekler Kanununun 37....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, derneğin tasfiyesi istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi, sona eren derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesinde açıkça sulh mahkemesinin görevli olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine (münfesih hale düştüğüne) sulh mahkemesince karar verilebilecek olmasının tasfiyesinin de bu mahkemece yapılacağı anlamına gelmediği, tasfiye kararı verilmesinin görev alanı dışında olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ... 2....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, derneğin tasfiyesi istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde; davalı derneğin tasfiyesinin yapılmasına karar verilmesi istenmiş, mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddi ve görevsizlik kararı ile dosyanın görevli ve yetkili......
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının davalı dernek hakkında alacak davası nedeniyle dava açtığının ve davayı kazanması nedeniyle ilamın icraya konularak takip başlatıldığı ve takip sonucu menkul malların haczedildiği, ancak borç ödemede acze düşüldüğüne dair aciz belgesinin alınmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK nun 87. maddesinde derneğin kendiliğinden dağılma nedenleri sayılmış, 3. fıkrasında da derneğin ödemeden acze düşmesinin de kendiliğinden dağılma nedenleri arasında olduğu belirtilmiş, aynı maddenin son fıkrasında ise ilgili herkesin mahkemeye müracaatla derneğin kendiliğinden dağıldığının tespitini isteyebileceği hükme bağlanmış, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 143. maddesi de alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine bir aciz vesikası verileceğini düzenlemiştir....
K A R A R Dava dilekçesinde, davalı derneğin 19.04.2014 tarihli genel kurulu ile bu kurulda yapılan seçimlerin iptali istenmiş; mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davalı derneğin 23.06.2014 tarihli yönetim kurulu kararının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı derneğin davacıların da içinde yer aldığı ......
Bunlar arasında, mahkeme kararıyla feshedilen veya münfesih hale düşen derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesine ilişkin davalar bulunmamaktadır. Dernekler Kanununda ve Türk Medeni Kanununun tüzel kişilere ilişkin genel hükümlerinde, sona eren derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesinde açıkça Sulh mahkemesinin görevli olduğuna dair bir hüküm de yoktur. Derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine (münfesih hale düştüğüne) Sulh Mahkemesince karar verilmiş olması, tasfiyesinin de aynı mahkemece yapılacağı anlamına gelmez. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Siirt Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....