İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacıya ait konutta, dava konusu deprem olayı nedeniyle meydana gelen hasarın depremden kaynaklanan ağır hasar olduğunun ve ... teminatı kapsamında kaldığının kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve 587 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince davalı ... (...) harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ----- sayılı ---- faaliyetlerine devam eden kamu tüzel kişiliğini haiz bir kurum olduğu, müvekkili Kurumun, davacı sigortalının hasar talebini , ----- raporlarının tesbitlerine göre değerlendirdiği, binada meydana gelen hasarın deprem sebebiyle meydana gelip gelmediğinin nasıl ve kimlerce yapılacağı ise yasal düzenlemelerle ----------- açıkça belirlendiği, binanın yapısal sorunları ve mevcut yönetmeliklere uymaması nedeni ile yıkılıp yapılması yasal olarak iyileştirme olup---- olmadığı, ----- poliçeleri sigortalıların beyanlarına göre oluşturulmadığı, poliçedeki teminat miktarının-----sorumluluğunun üst sınırını teşkil ettiği ve zararın meydana geldiği tarihteki serbest piyasa rayiç birim fiyatlarına göre hasar bedelinin -----belirlenmesi gerektiği, sigorta poliçesindeki deprem rizikosunun amacının deprem nedeniyle meydana gelen hasarın yani riziko nedeniyle oluşan gerçek zararın giderilmesi olduğu, rizikonun yapının yapım eksikliğinden...
Nedir bu yanlış politika deprem öncesine değil deprem sonrasına ağırlık veren bir politika. Yani depremler olduktan sonra depremzedelerimize nasıl yardım ederiz, onların yıkılan evlerini yeniden yaparız, Kızılay çadır, battaniye, aş götürür ve depremzedelerimizin mağduriyetini gidermek için çalışırız. Bu konuda 99 depreminden sonra bir miktar yol alınmıştır, onu da inkâr etmiyorum ama çağdaş ülkelerde depremle mücadelede esas olan deprem sonrası olan değil deprem öncesidir. Yani deprem öncesi zarar azaltma politikasıdır. Deprem olmadan önce alacağımız önlemler ile olası bir depremin oluşturacağı zararları azaltmak minimuma indirmek politikasıdır. ... Şimdi 99 depreminden sonra aradan 21 yıl geçti. Hep dile getiriyoruz depremle mücadelede başarının anahtarı binalarımızı o bölgede beklenen olası en büyük depreme dayanıklı hâle getirmektir. Bunu 99 depreminden sonra İstanbul’da kentsel dönüşüm adı altında uygulamaya başladılar....
Dava, zorunlu deprem sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, davacıya ait olup davalı nezdinde zorunlu deprem sigorta poliçesiyle sigortalı olan 4 nolu bağımsız bölümün deprem nedeniyle ağır hasar gördüğünü ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuş; davalı ise, depremin doğrudan sebep olduğu zarar bedelinin eksperce belirlenmesi üzerine gerekli ödemeyi yaptığını savunmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, inşaat mühendisi bilirkişinin 02.11.2020 tarihli raporu benimsenerek, depremin doğrudan etkisiyle oluşan zararın giderilmeyen bölümü için davanın kısmen kabulüne ve binanın yapım eksiği ile zaman içinde oluşan yapısal kusurları nedeniyle oluşan zararların da ZDS teminatında olmadığı kabul edilerek, fazla isteğin reddine karar verilmiştir....
Dava, zorunlu deprem sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, davacıya ait olup davalı nezdinde zorunlu deprem sigorta poliçesiyle sigortalı olan 1 nolu bağımsız bölümün deprem nedeniyle ağır hasar gördüğünü ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuş; davalı ise, depremin doğrudan sebep olduğu zarar bedelinin eksperce belirlenmesi üzerine gerekli ödemeyi yaptığını savunmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, sigorta eksperi bilirkişinin 29.09.2020 tarihli raporu benimsenerek, depremin etkisiyle sigortalı konutta oluşan hasarın hafif hasar olduğu ve bu zararın giderildiği, binanın yapım eksiği nedeniyle oluşan hasarın da sigorta teminatında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
ın satın aldıkları ve deprem neticesinde yıkılan binanın kaçak nitelikte olduğunu bilmelerine rağmen inşa aşamasında etkin bir rol almadıkları, kaçak nitelikteki binayı satın alarak bir takım riskleri üstlenen sanıkların meydana gelen neticede taksir düzeyinde sorumlu oldukları kabulünde tereddüt bulunmamakla, bir depremin meydana geleceği ve bu deprem neticesinde sahip oldukları binanın yıkılarak ölümlere sebebiyet vereceğini öngörmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği, binanın deprem sonucunda yıkılması nedeniyle sanıkların da mağdur olmuş olduğu anlaşıldığından basit taksir düzeyinde sorumlu olduklarına mahkememizce kanaat edinilmiş olup deprem sonucunda 8 kişinin ölmesi, 2 kişinin yaralanması şeklinde zararın ağırlığı gözetilerek sanıklar hakkında teşditli ceza uygulanması yoluna gidilerek ceza tayin edilmiştir....
numaralı Word kredi kartını 02.07.2014 tarihinde sanığa verdiği, aynı gün 91,31 - 50,76 - 50,04 TL miktarlı işlemlerin katılanın bilgisi ve rızası dahilinde yapıldığı, katılanın daha sonraki günlerde bahse konu kredi kartının hesap özetini incelerken 06.08.2014 tarihinde .... isimli iş yerinden aynı kredi kartından 196,00 TL işlem tutarı kesildiğini fark ettiği, bu işlemin ise müştekinin rızası dışında yapıldığı iddia edilen olayda; suça konu kredi kartından usulsüz olarak çekildiği iddia edilen tutarın 196 TL olduğu, ancak dosya içeriğine göre, sanık tarafından katılanın ev sahibi adına 196 TL prim bedeli karşılığı deprem sigortası poliçesi düzenlendiği, sanığın da bu nedenle katılanın kredi kartından bu miktarın çekildiğini bildirdiği, katılanın ise deprem sigortası yapıldığını doğruladığı, ancak aralarındaki önceye dayalı para alışverişi nedeniyle deprem sigortası poliçe bedeli olan 196 TL’nin bundan mahsup edilmesi konusunda anlaştıklarını beyan ettiği, her iki ifade, taraflar arasındaki...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; müvekkiline ait, davalıya "zorunlu deprem sigortası" kapsamında sigortalı konutta 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle hasar meydana geldiğini açıklayıp 6.656,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Davacı vekili dilekçesinde, davacının davalıya ait işyerini kiraladığını, davalının deprem standartlarına ve yasaya uygun bir yapı inşa etmemek/ettirmemekle veya bu şekilde inşa edilen bir yeri kiraya vermekle kusurlu olduğunu belirterek maddi, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın deprem nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu ve mal varlığına ilişkin davaların sulh hukuk mahkemesinin görevi dışında olduğundan davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz olunmuştur. Dosya önce temyiz incelemesi için Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gelmiştir. Mezkur Daire davanın taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğunu belirtmek suretiyle dosyayı dairemize göndermiştir. Ne var ki dava bina sahibinin sorumluluğuna dayalı olup, mahkemece de bu şekilde nitelendirme yapılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/11/2013 tarih ve 2012/390-2013/442 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı bankadan kullanılan kredi ile satın alınan taşınmazın deprem nedeniyle hasar gördüğünü, davalı banka tarafından DASK zorunlu deprem sigortası yaptırılmasına karşın poliçenin yenilenmemesi nedeniyle sigorta tazminatı ödenmediğini, davalı bankanın poliçelerin yenilenmemesi nedeniyle kusurlu ve sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 43.300 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsilini istemiştir....