Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, anılan talebin değerlendirilmesinde, işçinin çalışmalarının iki aylık denkleştirme süresine tabi tutulması da dosya içeriğine uygun değildir. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin “5.c.” maddesinde; “İşçiye, işveren tarafından; İş Kanunu gereğince denkleştirme esasının benimsendiği durumlarda fazla çalışma ücreti ödenmez; karşılığı izin verilir” şeklinde hüküm bulunduğu görülmekte ise de, söz konusu iş sözleşmesi hükmü denkleştirmeye ilişkin açık bir düzenleme içermemekte olup, anılan hükümde 4857 sayılı İş Kanunu’na atıf yapmakla yetinilmiştir. 4857 sayılı Kanun’un 63. maddesinde ise, denkleştirme esasının uygulanması (belli sınırlamalar dahilinde) tarafların anlaşmasına bırakılmıştır....

    GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshi iddiasına dayalı denkleştirme (portföy) tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davanın, tek satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan denkleştirme tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 122/5. maddesi gereğince acente tarafından talep edilebilecek denkleştirme tazminatının, niteliğine uygun düştüğü ölçü de tek satıcılara da uygulanabileceği, 6102 sayılı TTK'nın 122. maddesinde "(4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir." hükmünün bulunduğu, TTK 122/4. maddesi uyarınca denkleştirme isteminin sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren 1 yıl içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, bu sürenin niteliği hususunda öğretide görüş birliği olmadığı, hak düşürücü süre mi yoksa zamanaşımı süresi olup olmadığının yasal düzenlemede açıklanmadığı, ancak bu sürenin hak düşürücü süre olduğunun kabul edildiği, 6098 sayılı TBK'nın 142 ve 58....

        Davalı vekili, davacının bir komisyon alacağı bulunmadığı gibi davacı acentenin sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, portföy tazminatı istenemeyeceğini, Plas-Met'in davacı ile çalışmak istemediğini, davacının acentelik faaliyetini gereği gibi yerine getirmediğini, tahsil ettiği primleri müvekkiline ödemediğini, hakkında güveni kötüye kullanmak suçundan dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının tahsil ettiği primleri davalı şirkete ödemediği, bu sebebe binaen davalının acentelik sözleşmesini feshinin haklı sebebe dayandığı, davalı tarafından yapılan haklı sebeple fesih nedeniyle davacının denkleştirme tazminatı isteyemeyeceği, komisyon alacağının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          GEREKÇE: Açılan dava, acentelik sözleşmesinin haksız fesih edilmesi nedeniyle doğan portföy tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

            tazminatına yönelik olarak, TTK m. 122/4 hükmü gereği sözleşmenin sona ermesi tarihinden itibaren 1 yıl içinde istenmediğinden bu tazminatın zamanaşımına uğradığını, talep edilemeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafa tekel niteliğinde bir hak vermediğini, bu nedenle de TTK m. 122/ 5 hükmü uyarınca davacı tarafın denkleştirme tazminatı talep edemeyeceğini, ayrıca denkleştirme tazminatı için müvekkili davalı şirketin, sözleşmenin feshinden sonra yeni müşteriler sayesinde önemli menfaatler elde etmesi, ücret kaybına uğranılması, denkleştirme ödenmesinin hakkaniyete uygun olması gibi şartların oluşmasının gerektiğini, ancak somut uyuşmazlıkta bu şartların gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin ... sektöründe öncü, köklü bir şirket olduğunu, Türkiye'de milyonlarca abonesi olduğunu, davacı şirketin faaliyet gösterdiği lokasyonda müşteri portföyünün esas itibariyle davalı şirketin müşteri portföyü olduğunu, davacı şirketin sadece müvekkili şirketin ürün ve hizmetlerini pazarladığını...

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .../... esas sayılı dosyasında sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müspet zararının tahsilini, bu dosya ile birleştirilen mahkememizin .../... esas sayılı dosyada sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart ve manevi tazminat talebi yanında sözleşmenin haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, bu dava dosyasında da aynı ismi taşıyan ve aralarında organik bağ bulunduğu iddia edilen davalı şirket hakkında aynı sözleşmeden kaynaklanan sözleşmenin ihlaline dayalı olarak cezai şart ve manevi tazminat, sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasına dayalı olarak müspet zarar tazminatı, denkleştirme tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği buna göre İzmir ......

                Ayrıca sözleşmenin 5.1 maddesinde davacı bayinin tekel hakkı bulunmadığı açıkca belirlenmiştir.TTK 122 maddesi gereğince ancak tekel hakkı bulunan bayii denkleştirme tazminatı talebinde bulunabilecektir.Davacı bu yasal koşulu sağlayamamıştır. Davacının tekel hakkı bulunan bayii olmadığı, sözleşmenin süresinden önce haksız olarak fesih edildiği sabit olmakla kar mahrumiyeti ve denkleştirme tazminatı talepleri ile diğer tüm taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

                  Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini, davalının sözleşmeyi haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı ödemesi gerektiğini, davalının müvekkili tarafından bulunan müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinden sonra önemli menfaatler sağladığını, sözleşmenin devamı halinde sigortacılık kanunu hükümlerine göre müvekkilinin komisyon hakkı kazanacağını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketin uğradığı zararla hak kazandığı portföy tazminatı ve mahrum kaldığı komisyon bedeli olarak şimdilik 20.000,00 TL’nin 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 m. uyarınca faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 253.897,43 TL’ye yükseltmiştir....

                    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2021 NUMARASI : 2020/79 2021/184 DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının son brüt maaşının 2.770,00 TL olduğunu, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, mahkeme kararı uyarınca davacıya 4 aylık boşta geçen süre ücreti için 9.687,29 TL , 5 aylık iş güvencesi tazminatı için 15.694,96 TL kıdem tazminatı olarak 49.140,60 TL ve ihbar tazminatı olarak 5.211,00 TL ödeme yapıldığını, işe başlatmama tazminatına esas ücretin 11/07/2018 tarihi emsal ücreti, boşta geçen süre ücretinin ise fesih tarihi ücreti itibariyle hesaplandığını, 4 aylık boşta geçen süre ücretinin de kıdem ve ihbar süresine eklendiğini, davacının fazla çalışma ücreti alacağı olmadığını, işçilerin haftada 6 gün 1,5 saat ara dinlenme ile 08.45- 17.45 ya da 12.15- 21.15 saatleri arasında çalıştıklarını, ayrıca denkleştirme sistemi uygulandığı, ayrıca...

                    UYAP Entegrasyonu