"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; zina nedenine dayalı boşanma kararı verilmemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, tazminatların ve kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı kadın tarafından ise; tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek, zina (TMK m.161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK.m.163) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebeplerine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davacı, davalının zinası nedeniyle hem özel hem de genel sebebe dayanarak boşanma talep edebilir. Evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava kabul edilmiş, zina sebebine dayalı boşanma konusunda ise bir karar verilmemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın alacağının ... tarihli "gayrimenkul alım - satım protokolü" başlıklı adi yazılı olarak tanzim edilmiş sözleşme ile ... tarihli düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olduğu, davalı tarafın ise, adi yazılı şekilde tanzim edilmiş satış protokolü ve kambiyo senedine dayalı olarak takibe geçtiği ve davalı tarafın dayandığı belgelerin her zaman tanzim edilebilecek nitelikte belgeler olduğu, öte yandan, davalı taraf alacağı kambiyo senedine dayalı olmasına rağmen.... İcra Müdürlüğü'nün ......
Somut olayda, davalının alacaklı olduğu 2012/7408 Esas sayılı dosyada, 15.12.2011 tanzim tarihli, 50.000,00'er TL bedelli ve 15.01.2013 tarihinden başlayarak vade tarihleri birbirini takip eden 5 adet bonoya dayalı olarak 08.06.2012 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine başlandığı, bedeli paylaşıma konu menkul mallar üzerine 28.07.2012 tarihinde haciz konulduğu; davacının alacaklı olduğu 2012/9835 Esas sayılı dosyada 17.09.2012 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak 18.09.2012 tarihinde çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 22.09.2012 tarihinde tebliğ edildiği, ihtiyati haczin 03.10.2012 tarihinde kesinleştiği; yine davacının alacaklı olduğu 2012/10852 Esas sayılı dosyada ise, 04.10.2012 tarihinde çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 17.10.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça 20.11.2012 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davacı-davalı erkek tarafından TMK 166/4. maddesine dayalı açılan boşanma davasının şartları oluştuğundan bahisle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadının, erkek tarafından açılan ilk boşanma davasından sonra eşi ile barışmak istemesinin, davacı-davalı erkeğin önceye dayalı kusurlarını affetmiş olacağı gerekçesiyle davalı-davacı kadının TMK 166/1. maddesine dayalı açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi tarafından uyuşmazlık, mahkeme tarafından nitelendirmenin zilyetliğe dayalı olarak Kadastro Mahkemesi kararı ile davalı adına tescil edilen taşınmazda davacıların miras bırakanlarının kadastro öncesi hakkına dayalı olarak tapu iptal ve tescil talebi isteği olduğu, kadastro önceki nedenlere dayalı iptal tescil isteği olarak nitelendirildiği ve kadastro öncesi miras bırakanın zilyetliğine dayalı olarak iptal ve tescil kararı verildiği açıklanarak Yüksek Hukuk Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekirken 16.02.2012 tarih ve 2011/12478 Esas, 2012/1567 Karar sayılı ilamı ile 8. Hukuk Dairesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dosyası görevsizlikle Dairemize gönderilmiştir. Daireler arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının Yüksek Hukuk Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 27.05.2008 keşide tarihli 5.000 TL bedelli çeke dayalı olarak yaptığı icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çekin zaman aşımına uğradığını, davacının çek dışında herhangi bir alacağa dayanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, zaman aşımına uğrayan çeke dayalı olarak davacı çek hamilinin kambiyo senedine dayalı müracaat hakkını kaybetmesine rağmen TTK' nun 644. maddesi hükmüne göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideci olan davalıdan alacağını tahsil edebileceği gerekçesiyle davalının icra takip dosyasında 5.000 TL asıl alacağa itirazının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda kadının asıl ve birleşen davasının reddine davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 161.maddesinde düzenlenen zina hukuksal sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davası olmadığı gibi, bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı-karşı davacı erkeğin davası evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı olduğuna göre, delilerin bu çerçevede değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile Türk Medeni Kanununun 161. maddesi gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir (HMK m. 26)....
Davacı dava dilekçesinde sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak dava açtığını bildirmiş ise de, dava konusu çekte davacı lehdar konumunda olup davalı ise keşidecidir, dolayısıyla davacı ancak temel ilişkiye dayalı olarak alacak talebinde bulunabilir. Hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı, temel ilişkiye dayalı alacağını her türlü delille ispatlayabilir. Mahkemece, davacının yasal sürede bildirmiş olduğu delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Davacı, dava konusu taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olsa da davacı ve davalı taraf harici satış senedine dayanarak talepte bulunduklarına ve tanık beyanları ve mal müdürlüğünün 17.03.2016 ve 21.03.2016 tarihli yazı ve ekleri de bu beyanları doğrular nitelikte olduğuna göre her iki tarafın ayrı ayrı şahsi hakka dayandığı anlaşıldığına göre, davacının şahsi hakka dayalı olarak elatmanın önlenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır....
Ancak dayalı parsellerin mahkemenin 2006/260 ve 2006/267 esaslarında dayalı oldukları anlaşıldığından, 3402 Sayılı Yasanın 30/2. Maddesi gereğince taşınmalara birlikte sicil oluşturulması gerekirken, oluşturulmaması doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....