Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu kaydın herhangi bir müstenite (belgeye) dayalı olmadığı yapılan araştırmalarla sabit olmuştur. Yokluk durumu ancak dayanak bir belge için söz konusu olacağından; böyle bir belgeye dayalı kaydın yoklukla sakat olduğunun tespiti istenebilir. Tarafların evliliğinin herhangi bir dayanağı (müsteniti) bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dayanağı olan belge bulunmadığından, şeklen dahi var olan bir evlilik yoktur. Durum, müstenitsiz hatalı sicil (kütüklenim) oluşturma niteliğindedir. Hatalı sicilin ortadan kaldırılması da, Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine dayalı nüfus kayıt düzeltim davası ile sağlanır ve bu davada nüfus idaresinin hasım gösterilmesi, davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu nedenle, davanın nüfus kayıt düzeltim davası olduğu şeklinde nitelendirilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekir. Açıklanan yönde karar verilmek üzere, hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum....

    Davacı, dava konusu taşınmazın zilyedi olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle zilyedi olduğu taşınmazdaki davalının haksız müdahalesinin önlenmesini talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu, arkasında nesnel ya da öznel bir hakka dayalı olarak talepte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, salt zilyetliğin korunması istemine dayalı bir dava olduğundan, TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedeniyle açılmış olup, davacı tarafından terk hukuki sebebine (TMK m. 164) dayalı davası bulunmadığı halde, gerekçede davanın terke dayalı olarak açıldığı da belirtilmek suretiyle ret hükmü kurulması doğru olmamıştır. 2-Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (6100 s. HMK. m. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açılmıştır. Mahkemece zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiş, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Davacının, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davası hakkında toplanan deliller değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkek munhasıran Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde yer alan "terk" hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Erkeğin, aynı Yasanın 166/1-2. maddesinde düzenlenen "evlilik birliğinin sarsılması" hukuki sebebine dayalı bir davası bulunmadığı gibi usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah işlemide mevcut değildir. Munhasıran terke dayalı olarak açılan boşanma davasında, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinin şartlarının oluştuğundan söz edilip, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma kararı verilemez ( HUMK m.74; HMK m. 26 )....

            Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Davacı, dava konusu taşınmazın kiracısı olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle kiracısı olduğu taşınmazdaki davalının haksız müdahalesinin önlenmesini talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının kira ilişkisinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı olarak elatmanın önlenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, asıl dava; ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil; karşı dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı sözleşmenin iptali ve tenkis isteklerine ilişkin olup; öncelikle asıl dava çözümlenmesi gerekeceğinden asıl davada talep şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21....

                Hukuk Mahkemesi Dava, taraflar arasında kooperatif hisse devrine ilişkin yapılan sözleşmeye dayalı alacağa yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda davalı, yüklenici ... İnşaat Ltd. Şti’den olan alacağına karşılık devraldığı hisseyi davacıya devretmiş, bu devir sözleşmesinde, hisseye ilişkin kooperatiften istenebilecek her türlü ödemeden dava dışı ... İnşaat Ltd. Şti.nin sorumlu olacağı öngörülmüştür. Bu sözleşmeye dayalı olarak hisseyi devralan davacı da kooperatife ödemek zorunda kaldığı parayı davalıdan tahsil etmek istemektedir. Kooperatif davada taraf değildir. Bu açıklamalar ışığında, davada kooperatif hukukuna ilişkin bir uyuşmazlık söz konusu olmayıp, taraflar arasındaki dava, sözleşme ilişkisine dayalı bir davadır. Bu itibarla, kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun l4. maddesi uyarınca 13. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 13....

                  "İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... arasındaki davadan dolayı Artvin Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 28.12.2005 gün ve 13-400 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, adi ortaklık sözleşmesine dayalı pay bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmadığı gibi iş sahibi davada taraf değildir. Esasen davalı da Artvin C.Başsavcılığı’nın 2004/1236 Hz. Sayılı evrakı içinde yer alan ifadesinde, adi ortaklık ilişkisine dayalı ödeme savunmasında bulunmuştur. Bu hali ile uyuşmazlığın adi ortaklık ilişkisine dayalı bulunduğu kabulü ile dosyanın temyiz incelemesini yapma görevi Yüksek 13. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın görevli dairenin belirlenmesi için Yargıtay Başkanlar Kurulu’na gönderilmesi gerekmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi K A R A R Taraflar arasında görülen reklam sözleşmesine dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali davası sırasında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararları sonucu dosyanın yargı yeri belirlemesi için Dairemize gönderildiği, Dairemizin 18/06/2007 tarihli 8030-8197 sayılı kararı ile maddi hataya dayalı olarak İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin merci tayini yapıldığı, oysa ki, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiği, bu hususun düzeltilmesi için davacı vekili tarafından müracaat edildiği anlaşılmakla, davacı talebi yerinde görülerek Dairemizin 18/06/2007 tarihli merci tayinine ilişkin kararın maddi hataya dayalı olduğu belirlenmekle, dosyanın İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahekmesi yerine ... 1....

                      UYAP Entegrasyonu