WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/1) boşanma kararı verilemez. O halde mahkemece, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasında, delillerin özel boşanma (hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi yönünden değerlendirilerek ve bu hukuki sebebe dayalı olarak karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın 12.09.2012 tarihinde Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı olarak bağımsız tedbir nafakası davası açmış, davacı erkek ise terk ihtarını 05.11.2012 tarihinde talep etmiştir. Davalı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı davasının açılmasından itibaren dört aylık ayrılık süresi geçmeden terk ihtarına muhatap olan kadının ortak konuta dönmesi beklenemez....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açılmıştır. Mahkemece zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiş, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Davacının, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davası hakkında toplanan deliller değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedeniyle açılmış olup, davacı tarafından terk hukuki sebebine (TMK m. 164) dayalı davası bulunmadığı halde, gerekçede davanın terke dayalı olarak açıldığı da belirtilmek suretiyle ret hükmü kurulması doğru olmamıştır. 2-Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (6100 s. HMK. m. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur....

          Dava konusu kaydın herhangi bir müstenite (belgeye) dayalı olmadığı yapılan araştırmalarla sabit olmuştur. Yokluk durumu ancak dayanak bir belge için söz konusu olacağından; böyle bir belgeye dayalı kaydın yoklukla sakat olduğunun tespiti istenebilir. Tarafların evliliğinin herhangi bir dayanağı (müsteniti) bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dayanağı olan belge bulunmadığından, şeklen dahi var olan bir evlilik yoktur. Durum, müstenitsiz hatalı sicil (kütüklenim) oluşturma niteliğindedir. Hatalı sicilin ortadan kaldırılması da, Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine dayalı nüfus kayıt düzeltim davası ile sağlanır ve bu davada nüfus idaresinin hasım gösterilmesi, davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu nedenle, davanın nüfus kayıt düzeltim davası olduğu şeklinde nitelendirilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekir. Açıklanan yönde karar verilmek üzere, hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum....

            Davacı, dava konusu taşınmazın zilyedi olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle zilyedi olduğu taşınmazdaki davalının haksız müdahalesinin önlenmesini talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu, arkasında nesnel ya da öznel bir hakka dayalı olarak talepte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, salt zilyetliğin korunması istemine dayalı bir dava olduğundan, TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayalı boşanma davasının "Tanıkların beyanlarının dava açılmadan iki yıl öncesine dayalı olduğu, davacı ile davalının bu iki yıllık süreç içerisinde beraber yaşadıkları bu kapsamda iki yıl önce yaşanan olayların zımmen affedilmiş sayılması gerekitği, bu nedenle davanın ispatlanamadığı" gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacı-karşı davalının asıl davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının TMK' nın 161.maddesi uyarınca zina nedenine dayalı boşanma talebinin ispatlanamadığından reddine, davalı-karşı davacı kadının TMK'nun 166/1 maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 650 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 25.000 TL manevi tazminatın erkekten alınarak, kadına verilmesine, kadının maddi tazminat talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Zinaya dayalı boşanma ve Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1, 161 ) davalı-karşı davacı taraf; reddedilen zina davası, manevi tazminat miktarı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

                Köyü ... adresinden ayrılması sebebiyle bulunmadığından bila tebliğ iade edildikten sonra sanığın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi araştırılmadan, aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, oysa sanığın savunmasının alındığı talimat mahkemesinde ve Cumhuriyet Savcılığı'nda “Bimekan-(evsiz)” olarak adres bildirdiği anlaşılmakla; öncelikli olarak adrese dayalı kayıt sistemindeki adresinin tespit edilerek bu adrese usulüne uygun şekilde tebligat yapılması, adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresin olmaması halinde ise Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca ilanen tebligat yapılması ve sanığın kararı temyiz etmesi halinde temyiz dilekçesi ile birlikte bu sanık yönünden ek tebliğname düzenlenip eklendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, konusu taşınmazın kadastro tespit tarihi 1970 olup, davacı taraf, kadastro tespit gününden sonra 1996 tarihinde düzenlenen satış senedine dayalı olarak dava açmış olup; çekişmeli taşınmazın dosya arasında bulunan kadastro komisyon tutanağı incelendiğinde de davacının bayii olan İbrahim Koçyiğit ve diğerlerinin komisyon nezdinde yapmış oldukları itirazların da, tespit sonrasındaki harici satışlara dayalı olduğu belirtilerek, reddedildiğinin anlaşılmasına göre dava, kadastro tespitinden sonraki sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'nun 25.10.2016 tarih ve 2016/46852 Esas, 2016/46905 Karar sayılı kararı ile dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesi gerekirken, maddi hata sonucu Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosyanın Yargıtay 8....

                    UYAP Entegrasyonu