Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." yönleri gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, Araç Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili istemine ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/(1)-b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

mirasçı olmaları sebebiyle hisseleri oranında haksız tescil edilen payların iptal edilerek müvekkilleri Serpil Kılıç, T7 T3 T5 ve Bülent Kılınç’ ın üzerine tescil edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

Davacı vekili, müvekkiline ait (3) adet kamyonun noterden kat' i satış senetleri ile 15.6.1995 tarihinde davalılara satıldığını, araçların teslim edildiğini, ancak davalıların tüm uyarılara rağmen trafikte tescil işlemini yaptırmadıklarını, araçların vergilerinin müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu belirterek satış konusu araçların noter kat'i satış senetleri ile mülkiyetinin alıcılara geçtiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir....

    in davasının kısmen kabulüne, Kocayokuş mevkiinde 6487.71 m2 yüzölçümlü taşınmazın, Kovabeleni mevkiinde A1 işaretli (2769.23 m2) taşınmazın davacı ... adına tesciline, A2-E bölümleri orman olmakla davanın reddine, kamulaştırmaya konu olan D2 (96.55 m2) bölümünün mülkiyetinin ...'e ait olduğunun tespitine, D1-B.f bölümleri orman nitelikli olmakla mülkiyetin tespiti isteminin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil ve mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve arazi kadastrosu yapılmamıştır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 28/03/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Dava konusu araç her ne kadar 31/03/2015 tarihinde odaya kayıt edilerek tescil edilmiş ise de bu suretle de bu tarihten sonra yapılan devirlerin noter üzerinden yapılması gerekiyor ise de tarafların da kabulünde olduğu üzere davaya konu iş makinesinin 24/04/2013 tarihinde davalı tarafından davacıya satıldığı ve satım bedelinin davalıya ödendiği, satım tarihi itibari ile iş makinesinin odaya tescil edilmediğinden noter yolu ile devirinin gerekmediği, taşınır hükmünde olduğundan taşınırlarda mülkiyetin teslim yolu ile geçeceğinden davalı tarafından davacıya dava konusu aracın teslim edilerek mülkiyetinin geçirildiği, ancak aracın mülkiyetinin geçirildiği tarih yani teslimden sonra davalının beyanı kapsamında 31/03/2015 tarihinde Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odasına iş makinesi olarak tescilinin yapıldığı, ancak yapılan bu tescilin dava konusu iş makinesinin satılarak davacıya teslim edilmesinden dolayı mülkiyetinin davacıya geçtiğinin sabit olduğundan yüzden yolsuz konumunda bulunduğu, yani...

      Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davaya konu evin davacı tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, evin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır....

        yapmış ve çok uzun yıllardır burada ağaç yetiştirmekte olduğunu, davaya konu taşınmaz içinde tamamen müvekkilinin kendisi tasarrufta bulunmuş olduğunu, davacının, davalı müvekkili adına tescil edilen taşınmazlarla ilgili hiçbir tasarrufunun bulunmamakta olduğunu, davacının, davalı müvekkilinin zilyetliğinde olan ve yıllardır kendisinin zilyeti olduğunu iddia ettiği arazi üzerinde hiçbir dikim yapmamış olduğunu ve kesinlikle tasarrufta bulunmamış olduğunu, iddialarının asılsız olduğunu, belirterek bu nedenlerle davanın usulden, hak düşürücü süre ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

        İnfaz imkanının doğması 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 12, 14 ve 50. maddeleri hükümleri gereği kat irtifakı veya mülkiyetinin kurulmasına bağlıdır. Söz konusu taşınmaz mal üzerinde henüz kat mülkiyetinin kurulmamış olması; Borçlar Kanunu'nun 117/1. maddesinde yer alan ve borcun sübutuna yol açan objektif imkansızlık olarak nitelendirilemez. Dava konusu 22.02.2012 tarihli vasiyetnamede; "Ölümümden sonra geçerli olmak üzere, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain ve tapunun 15 pafta -- ada 1760 parselinde kayıtlı taşınmaz üzerindeki Yener Caddesi, no 73 ..., ... adresindeki 3 katın tamamını söz konusu dairelerin yapılmasını ve masraflarını yapan kızım ... kızı ... olma ... ile damadım ... vasiyet ediyorum. Ben öldükten sonra hiçbir mirasçımın bu gayrimenkuller üzerinde hak talep etmemelerini ve vasiyetnamenin açılması ile bu taşınmazın mülkiyetinin vasiyet edilene devri konusunda engel çıkarmamalarını vasiyet ediyorum....

          O halde, Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, 2918 sayılı Kanun'da motorlu araçların tesciline yönelik mahkemelere yetki ve görev verilmediği dikkate alınarak, asıl davanın kabulü ile davaya konu araca ilişkin tescil kararı istenilmiş olmakla çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle, araç satış işleminin iptali ile aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 4. Birleşen davaya konu somut uyuşmazlığa gelindiğinde ise; davacının, davaya konu aracı davalı ... 24. Noterliğince düzenlenen 08.03.2013 tarihli ve 7506 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile vekaleten araç satış işlemini gerçekleştiren dava dışı ... ...'...

            Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu