Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şirketinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini, davalıların alacağın %20'si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davacı mahkememizin ... esas sayılı dosyasında açtığı davanın dilekçesinde; müvekkili ile davalıların ... Şirketinin üç ortağı olduklarını, şirket aleyhinde Ankara.... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasında ve Ankara .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasında icra takipleri başlatıldığını, bu takiplerin muvazalı olduğunu, mahkememizin ... esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığını, bu sefer muvazalı işlemin tarafı olan şirket ortakları aleyhinede husumet yönelttiğini, her iki dosyanın birleştirilerek yapılacak yargılama neticesinde; icra takiplerinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini, davalıların %40 oranında tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davalı vekili; müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilen Kaçak Elektrik Tespit ve Tahakkukunun mevzuata uygun olduğunu, davalı müvekkil şirket personellerince, ... nolu tesisatın bulunduğu mahalde, 17/04/2018 tarihinde yapılan kontrolde, ... nolu kayıtsız sayaçtan elektrik enerjisi tüketildiğinin tespiti üzerine, iş bu tüketimin, zabıt tarihinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 42/1-c maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile 17/04/2018 tarihli ve H/... nolu Kaçak Elektrik Tespit Tutanağının tanzim edildiğini, H/... nolu tutanağa istinaden, davalı müvekkil şirket tarafından, zabıt tarihinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 43/2, 44/1 ve 45/1 maddeleri ışığında tespit edilen 29089 kwh kaçak elektrik tüketim miktarı karşılığı olarak zabıt tarihinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 46. maddesi ışığında, 18.898,90 TL kaçak elektrik faturasının tahakkuk edildiğini, bu itibarla müvekkil şirket tarafından...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2014 tarih ve 2014/101-2014/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, Davacı iddiasında davalıların söz konusu şirketlerde gizli ortak olduklarını, ancak şirketlere ait vergi borcundan sorumlu olmamak için açıkça şirket ortağı ve yöneticisi olmadıklarını ileri sürerek, Ticaret Sicil Yönetmeliği'nin 37.maddesi uyarınca şirket ortağı ve kanuni temsilci sıfatlarının ticaret siciline tescilen karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuştur....

        Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığından menfi tespitini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; dava konusu uyuşmazlığın kaçak elektrik kullanımından kaynaklı zarara ilişkin olup kaçak elektrik tespit ve tahakuku davalı müvekkili şirket tarafından mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacı asilin ortağı olduğu ... Ltd Şti’nin sözleşmesiz sayaçtan enerji kullandığının tespit edilmesi üzerine 26.11.2019 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı tanzim edildiği kaçak tespit tutanağına 37 907 kwh olduğunun tespiti üzerine 51 162.36 TL TL kaçak elk bedeli tahakkuk ettirildiğini, davacı asilin kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan zarardan ortağı olduğu ......

          Davalı vekili şirket ortağı olan davacıların ------ kefil sıfatıyla imzaladıklarını ve bu nedenle borçtan sorumlu olduğu savunmaktadır. ----tarihli sözleşmenin incelenmesinde, davacıların sözleşmeye imza attıkları tespit edilmiştir. Ancak kefaletin geçerli olması için kefillerin el yazısıyla borç tutarını ve müteselsil ifadesini yazmaları gerekir....

            A.Ş. ortağı diğer davalıya ciro edildiğini ve icra takibine konulduğunu iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının haksız ve kötüniyetli takip yapmış olması nedeniyle kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davacı iddialarının asılsız olup, icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, müvekkilinin senedi ciro yolu ile edindiğini, senette teminat niteliğinde olduğuna dair bir kayıt bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir....

              ın vekaletnamede tek tek sayılan işlemler dışında hiçbir şekilde, davacı şirketi temsil yetkisi bulunmadığı halde davacının borçlu olmadığını bildiği halde, davacı şirket kaşesini kullanarak, ortağı bulunduğu .... lehine dava konusu bonoları sahte olarak tanzim ettiği, anılan senetler nedeniyle davacının borçlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, sahtelik iddiasına dayanan menfi tespit davasının iyiniyetli hamillere karşı da açılabileceği belirtilerek, davanın kabulü ile davaya konu senetler nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                ın eli ürünü olduğu ve bu şahsın şirketin eski ortağı olduğunun açıkça ikrar edildiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  yapılan inceleme sonucu çekin şirketin eski ortağı tarafından imzalandığına dair delile ulaşamadığını, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kararın bir suretinin mahkemeye sunulduğunu, ancak bu durumun mahkemece göz önüne alınmadığını, 5- Tahrifatın, senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defi olması nedeniyle, bu haklarını tüm davalılara karşı ileri sürmeleri nedeniyle davanın kabulü gerektiğini, tahrifata ilişkin olarak şirket yetkililerinin imzası veya onayının bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı menfi tespit davasının reddine ilişkin İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2018 Gün ve 2013/288 E. 2018/790 kararının ortadan kaldırılmasına ve müvekkili şirket tarafından davalılar aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne, vekalet ücreti ve masrafların davalılara yüklenmesini talep etmiştir....

                  sonucu çekin şirketin eski ortağı tarafından imzalandığına dair delile ulaşamadığını, tahrifatın, senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defi olması nedeniyle, bu haklarını tüm davalılara karşı ileri sürmeleri nedeniyle davanın kabulü gerektiğini, tahrifata ilişkin olarak şirket yetkililerinin imzası veya onayının bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı menfi tespit davasının reddine ilişkin kararının ortadan kaldırılmasına ve müvekkili şirket tarafından davalılar aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne, vekalet ücreti ve masrafların davalılara yüklenmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu