Maddesindeki hakkaniyet ilkesi nazara alındığında; mahkemece, davalı babanın öğrenim gören davacı oğluna ödemesine karar verilen aylık 1000,00 TL yardım nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup, nafakanın indirilmesi gerekmediğinden davalı vekilinin nafaka miktarına ilişkin itirazları haklı bulunmamıştır. Hükümde, dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının tabii olarak yardım nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki yazılara, ilk derece mahkemesi kararının dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının dosyada tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir husus bulunmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince; davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Mahkemece; davanın kabulü ile davalılar lehine ayrı ayrı hükmedilen 350 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir. 4721 sayılı T.M.K'nun 328/1 maddesine göre; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. ... olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Davalı ... 10.09.1991 doğumlu, Z. Tuçe ise 21.09.1987 doğumlu olup, dava tarihinde 18 yaşını doldurmuşlardır. Reşit olan çocuk adına velayeten annesi veya kendisi iştirak nafakası isteyemez. Şartları var ise reşit çocuk yardım nafakası talebinde bulunabilir (TMK. md. 364)....
Davalı ile davacının babası (yani eski eşi) anasındaki boşanma davasında; 13.11.2014 tarihli kararla tarafların boşanmalarına karar verildiği, temyiz ve karar düzeltme taleblerinin reddiyle kararın boşanma, nafakalar ve manevi tazminat yönünden 08.02.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Kararda, davalı anneye 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Yoksulluk nafakası alan kişi aleyhine nafakaya hükmedilemeyeceğinden, mahkemece, açılan yardım nafakası davasının reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Somut olayda, davalı baba emekli maaşı dışında bir geliri olmadığını, babasından kalan birikimlerini bitirdiğini, iki kızı için 3 yılda toplam 118.000TL nafaka ödediğini, kredi çektiğini iddia etmektedir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların davacının çocukları olduğunu, davalıların eğitimlerine devam etmeleri nedeniyle aylık 350'şer TL yardım nafakası bağlandığını, davalıların okullarından mezun olduklarını ve öğrencilik hallerinin sona erdiğini belirterek, aylık 350'şer TL olan yardım nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir . Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalıların nafaka ihtiyaçlarının devam ettiğini, davalı ...'nin yüksek lisansa hazırlandığı, davalı ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; davacının davasının kısmen kabulü ile, davacı lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen miktarın fazla olduğunu, ödeme gücünün olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE : Dava; yardım nafakası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı kararın tümü yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Aile Mahkemesinin 2017/31 Esas ve 2017/255 Karar sayılı dosyasından davacı lehine 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacının okuyabilmek için babasına bu davayı açmak zorunda kaldığını ileri sürmek suretiyle eğitim ve bakım gideri olarak aylık 2.000,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, dava tarihinden itibaren bağlanan nafakaya yasal faiz işletilmesine, belirlenen bu nafakaların her yıl TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı lehine dava tarihinden itibaren aylık 1.200,00 TL yardım nafakası takdiri ile bu nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yardım nafakasının her yıl TÜİK'in belirleyeceği ÜFE oranında arttırılmasına hükmedilmiştir....
Davacı kurum tarafından T.M.K 364-365/4 göre açtığı yardım nafakasının yıllık miktarı talebi 9.000,00 TL olup, karar tarihi itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında kaldığından bölge adliye mahkemesi kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan sebeple davacı kurumun bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Davacı kurumun yardım nafakası talebine yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 13.12.2021 (Pzt.)...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davanın kısmen kabulü ile; Dava tarihinden (19/10/2021) itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine aylık 850,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafakanın TÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece hükmedilen yardım nafakası miktarının yüksek olduğunu, davacının geliri olduğunu, yardım nafakası şartlarının oluşmadığını, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Yardım Nafakasına ilişkin davada; ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı taraf, hükmün tamamına yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 364/1. maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür....