Sayılı 26/11/2021 tarihli kararı gereğince boşandığını, tarafların müşterek çocukları Azra Kök ile Ayşe Erva Kök'ün velayetinin annelerine verildiğini, davacı müvekkilinin ise müşterek çocukların dedesi olduğunu, taraflar arasında yaşanan tatsız olaylar nedeniyle davalının müşterek çocukları davacıya göstermediğini, davacı müvekkilinin Türkiye'de olduğu dönemler torunları ile kişisel ilişki kurmak istediğini, aile bağlarının korunmak istediğini beyan ederek torunları Azra ve Ayşe ile davacı arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep etmiştir....
Müşterek çocuklarla davacı baba arasında her ayın belirli hafta sonları yatılı olacak şekilde daha uygun kişisel ilişki kurulması gerekmektedir. Ancak bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
O halde; müşterek çocuklarla anne arasında çocuğun yatıya kalacağı şekilde kurulacak kişisel ilişki; küçüklerin güven duygusunun ve anne sevgisinin gelişmesi bakımından onların üstün yararının gereği olduğu gibi; annelik duygusunun tatminini de sağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, küçükler ile anne arasında, yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md. 438/7)....
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3.bendinde yer alan müşterek çocuklarla davalı kadın arasında kişisel ilişkinin düzenlendiği bölümünün hükümden çıkartılmasına, yerine “Her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günleri saat 10:00'dan Pazar günü akşam saat 18:00'e kadar, dini ve milli bayramların ilk günü saat 10:00'dan akşam saat 18:00’a kadar, öğrenim döneminde yarıyıl tatilinin ilk haftası Pazartesi günü saat 10:00'dan sonraki Pazartesi günü saat 18:00’a kadar, her yıl 1 Temmuz günü saat 10:00'dan 31 Temmuz günü saat 18:00'a kadar davalı anne ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine," cümlesinin yazılmasına, hükmün şahsi ilişkiye ilişkin bölümünün bu şekliyle DÜZELTİLEREK, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak...
talebi yönünden harcı yatırılarak açılmış usulüne uygun bir karşı dava bulunmadığından karşı davada kişisel ilişkinin azaltılması talebi yönünden herhangi bir hüküm kurulmamış..."...
Davacı-davalı baba 13.03.2012 tarihinde açtığı davada annenin çocukla kişisel ilişki kurmaması ve annenin yeniden evlenmesi nedeni ile çocuğun anne yanında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Annenin yeniden evlenmesi tek başına kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için yeterli sebep değildir. Davacı-davalı baba kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirir maddi bir hadisenin varlığını kanıtlayamamış, çocuğun menfaatinin bunu gerekli kıldığına ilişkin bir olgu da ortaya konulamamıştır. Öyleyse davacı-davalı babanın kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebini içerir davasının reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma sonrası verilen kararda yeniden “davalı-davacı anne ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir.” Bozmaya uyulmakla, mahkeme, bozma gereğince hüküm vermek zorundadır....
ile yaşamaya başlaması nedeni ile müşterek haneye ilişkin kira ödeme yükümlülüğünün kaldırılmasına, çocuklar ile davacı arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tedbir nafakası, kişisel ilişki ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece ayrıca her hafta Cumartesi günü kişisel ilişki kurulması velayet verilen babayı eve bağımlı tutacağı gibi, velayet görevini yerine getirmesini de engeller niteliktedir. Müşterek çocuklarla davacı anne arasında yazılı şekilde kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Uyuşmazlık, ortak çocuklarla anne arasında şahsi ilişkinin şekline dairdir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davalı anne ile ortak çocukların uzun yıllar boyunca görüşmedikleri, anne çocuk bağının ciddi anlamda zedelendiği, idrak çağında bulunan çocukların anneleri ile görüşmeyi reddettikleri anlaşılmaktadır. Her ne kadar idrak çağındaki çocukların görüşüne önem verilmesi gerekmekte ise de bu görüş çocuğun üstün menfaatine aykırı ise çocuğun görüşüne aykırı karar da verilebilir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararı olup ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur. Ancak çocuğun gözetim olmaksızın ana veya babasından birisiyle kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi onun yüksek yararına değil ise ana veya babasıyla gözetim altında, yatılı olmadan dahi kişisel ilişki kurma imkanı öngörülebilir. (Yargıtay 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı baba tarafından kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, boşanma ile velayeti davalı babaya bırakılan müşterek çocuklar ... ve ...'nun velayetlerinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiştir. Davacının velayetin değiştirilmesine yönelik talebi reddedilmiş ancak müşterek çocuklar ile davacı anne arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir. Davacının, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin bir talebi olmadığı halde, mahkemece talep aşılarak (HMK md.26) kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi doğru görülmemiştir....