Aile Mahkemesince 12.07.2012 tarihinde boşanmalarına karar verildiğini, kararla müşterek çocuğun velayetinin davalıya bırakıldığını, aynı kararla kendisi ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, kararın temyiz edilmesi sebebiyle henüz kesinleşmediğini, davalının “karar kesinleşmedikçe” çocuğu göstermeyeceğini söyleyerek, çocukla kişisel ilişki kurmasına rıza göstermediğini ileri sürerek, çocukla dava dilekçesinde belirttiği tarihler arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece; “... 1. Aile Mahkemesince verilen boşanma kararının kesinleşmesine kadar” çocukla davacı arasında kararda gösterilen sürelerde kişisel ilişki tesisine karar verilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davacı, annenin çocuğu göstermediğini belirterek, boşanma kararı kesinleşinceye kadar çocukla kişisel ilişkinin düzenlenmesini istediğine göre, istek kişisel ilişkinin tedbiren tesisi niteliğindedir....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe ve geçerli bir sebep olmadıkça çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti babada bulunan çocuklarla anne arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocukların anne yanında, ayın belirli hafta sonları, yatılı da kalacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davalı-karşı davacı kadının maddi tazminat talebi ziynet alacağına ilişkin olup Türk Medeni Kanununun 174/1. kapsamında değildir. Bu talep nispi harca tabi olup başvuru harcı bu talebi de kapsar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkeme kararlarının infazda güçlük yaratmayacak nitelikte kurulması gerekmektedir. Tarafların müşterek çocuklarından Hiranur'un velayetinin anneye, ... ile..ın velayetlerinin ise babaya verildiği anlaşılmaktadır. Velayetleri kendilerine verilmeyen müşterek çocuklarla anne - baba arasında kurulan kişisel ilişkinin infaza elverişli olması gerekir....
yaşına uygun olmayarak bir kaç kere altını bezlemesi haricinde çocuklara yönelik sözel, fiziksel, cinsel nitelikte olumsuz bir eyleminin olmadığı, baba ile kişisel ilişkinin dosya kapsamına göre kısıtlanmasının çocuklarla baba arasındaki duygusal ve psikolojik bağı zedeleyeceği ancak 2014 yılında tarafların anlaşma protokolüne göre düzenlenen kişisel ilişkinin çocukların düzenli bir yaşantı kurmalarına, yine anne veya baba ile kaliteli sürekli olan ve bazı kısımları yönünden infaza elverişli olmayan kişisel ilişki sürelerinin çocukların menfaatleri ve yaşları da gözetilerek PDR raporuna uygun olacak şekilde değiştirilmesinin gerektiğine kanaat getirildiğinden boşanma ilamında belirtilen kişisel ilişki düzenlemesinin kaldırılmasına, çocukların yaşlarına, ihtiyaçlarına ve infaza ilişkin yeniden baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar vermek gerekmiş, yine davacı tarafın iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin talebinin değerlendirilmesinde, boşanma ilamında çocuklar...
Başsavcılığının 2021/1838 soruşturma sayılı dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, ancak kişisel ilişkiye yönelik davalı erkeğin her hangi bir karşı davası olmadığı halde kişisel ilişkinin sınırlandırılmasının hatalı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına yönelik hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
alındığını, babanın görüşmesinin çocuğa zarar verdiğini, çocuğun First Learning School isimli ana okuluna devam ettiğini, okulun aylık ücretinin 1.600 TL olduğunu, davalı babanın müşterek çocuğun hiçbir giderine katkı sağlamadığını, davacı, eşi ve yeni eşinden olan çocuğunun İspanya vatandaşı olmak yolunda olduğunu, davacının müşterek çocukla birlikte yurt dışına çıkmak istediğini, davalının bu duruma engel olduğunu ve muvafakat etmediğini belirterek davalı baba ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına, müşterek çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının her yıl ÜFE artış oranında artırılarak davalıdan alınmasına, davacının müşterek çocuğu yurt dışına çıkarırken davalı babanın muvafakatinin aranmamasına karar verilmesini talep etmiştir....
maaşlarına uygulanan zam oranında yapılmasına, müvekkili ile müşterek çocuklar arasında şahsi ilişkinin sınırlandırılması ve yeniden düzenlenmesi talebinin reddine, müşterek çocuk Osman Fatih ile müvekkili arasında kurulan şahsi ilişkinin diğer çocuklarla aynı olacak şekilde yeniden düzenlenmesi, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
gerekçesi ile; "1- Davacının müşterek çocuklarla ile kurulan şahsi ilişkinin düzenlenmesi talebinin KABULÜ İLE Alanya 1. Aile Hukuk Mahkemesinin 2020/117 Esas-2020/248 Karar sayılı ilamı ile tarafların müşterek çocukları İlayda ve Mehmet Efe ile davacı baba arasında kurulan ŞAHSİ İLİŞKİNİN DEĞİŞTİRİLEREK davacı baba T1 ile ortak çocuk İlayda ve Mehmet Efe arasında her ayın son haftasında bulunan Cumartesi günü saat 10.00’dan 18.00’e kadar, sonraki gün Pazar saat 10.00’dan 17.00’ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00’dan 18.00’e kadar ve babalar günü saat 10.00’dan 18.00’e kadar başlangıç saatinde anneden alınıp bitiş saatinde anneye bırakılması sureti ile ŞAHSİ İLİŞKİ TESİSİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili hükmün; çocuklarla ayrı şehirde bulunması ve devlet memuru olması hususları gözetilerek kişisel ilişkinin talepleri gibi düzenlenmesi gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
yeniden düzenlenmesine, davacı için takdir edilen yoksulluk nafakasının aylık 1.500,00TL'ye çıkarılmasına, müşterek çocukların her biri için takdir edilen nafakanın ayrı ayrı 1.500,00'er TL den toplam 3.000,00TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı, müvekkil ile müşterek çocukları arasında tesis edilmiş kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve nafakanın artırılması talebi ile huzurdaki davayı açtıklarını, karşı tarafın dava dilekçesinde yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı-karşı davalının müşterek çocuklar ile davalı baba arasında kişisel ilişkinin kurulduğunu belirttiğini, ancak tesis olunan kişisel ilişkiye dair bilgi vermeyip aynı şekilde kişisel ilişkinin ne şekilde şekillendirilmesi gerektiğini de belirtmediğini, öncelikle, müvekkil baba davacı-karşı davalıda olan müşterek çocuklarını tesis edilen kişisel ilişki doğrultusunda 2/3 ayda bir...
Yine aynı raporda davacı tarafından iddia edilen ve davalının da ifade ettiği obsesif kompulsif bozukluk, paranoya rahatsızlığının başlangıcı, seyri, hangi aşamada olduğu, bu rahatsızlığın müşterek çocuklarla olan iletişimine engel olup olmadığı hakkında görüş sorulup gelen cevaba göre değerlendirilmesinin doğru olabileceği bildirilmesine rağmen bu konuda davalının tedavi gördüğü doktorundan her hangi bir görüş sorulmadan karar verildiği görülmekle davalının halen tedavi gördüğü doktoruna dosya içerisinde bulunan dava dilekçesi, sosyal inceleme raporları ve tanık beyanlarının bir örneği de eklenerek yazılacak müzekkere ile obsesif kompulsif bozukluk, paranoya rahatsızlığının başlangıcı, seyri, hangi aşamada olduğu, bu rahatsızlığın müşterek çocuklarla olan iletişimine engel olup olmadığı hakkında görüş sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davacının istinafının kısmen kabulü ile sair istinaf talepleri inelenmeksizin HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi...