Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Paz. ve Tic. A.Ş.'den alınarak davacıya iadesine, davacının ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine yönelik isteminin ve sair istemlerinin reddine, davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalı .... İhtiyaç Mad. A.Ş vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadına ilişkin olup davalılar, davacının şirket ortağı olduğunu ve TTK'nın 329-405. maddeleri gereğince ödediği parayı geri isteyemeyeceğini savunmuşlar, mahkemece de bilirkişi raporu alındıktan sonra davalıların eylemi nitelikli dolandırıcılık olarak değerlendirilmek suretiyle davalıların zamanaşımı def''inin reddiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar Dairemizin 07/12/2012 tarihli kararı ile bozulmuştur....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/447 Esas KARAR NO : 2022/806 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/01/2020 KARAR TARİHİ : 08/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: ASIL DAVADA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, ... Cumhuriyet Başsavcığı'nın ... soruşturma sayılı dosyasında kııymetli evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçları sebebiyle ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili şirketin davaya konu çeklerdeki şirketlerle hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, çeklerdeki mevcut imzalarda kendisine ve şirket ortağı olan ...'ya ait olmadığını, keşidecisi ...A.Ş olan ... Bankası ... şubesine ait ... çek numaralı 06/01/2020 keşide tarihli 300.000 TL bedelli çek ile keşidecisi ...AŞ olan ...bank ......

      GEREKÇE : Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacı vekili, müvekkili hakkında 2014/6863 E sayılı borç nedeni 188.298,00 TL(90.000,00 Amerikan Doları karşılığı) olan 17.12.2002 tarihli 2011, 2012, 2013 yılı kar payı alacağı konulu takiple ilgili olarak menfi tespit isteminde bulunmuştur. Dosyadaki belgelere göre takip konusu sözleşmede geçen şirketin 1996 yılında % 50'şer pay ile dava dışı ... ve ... tarafından kurulduğu, davacı ...'ın dışardan müdür olarak atandığı, sözleşme tarihinde ortak olmayan davacının 2004 yılında şirket ortağı olduğu anlaşılmaktadır. Takip konusu sözleşmede davalı ...'ün şirketin gizli ortağı, ... , davacı ve davalının % 25 oranında kar payı sahibi sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı, imzası bulunanların davalı ...'...

        Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, davalı tarafından başlatılan takip konusu borcun muvazaalı olduğundan dolayı takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

          anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, TTK'nın 336. maddesi uyarınca davalı ...'...

            nin şirketi temsil yetkisi bulunmadığı, ancak şirket ortağı ve temsilcileri olan diğer sanıkların bilgisi ve rızası dahilinde şirket adına işlem yaptığı, dava konusu senedin hukuken geçerli olduğu ve takip yapılarak bedelinin tahsil edildiği, sanıkların suç işleme kastıyla hareket ettiklerine dair yeterli delil bulunmadığı ve atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla; sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 05/07/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              Bu durumda, mahkemece, sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, davalı şirketlerce SPK'ya yazılan 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazılar ekindeki listeler ve yapılan ödemeler de nazara alınarak tespit edilen alacağın tahsiline dair hüküm kurulması gerekirken, yanlış değerlendirme ile davacının şirket ortağı olduğunun kabulü ile söz konusu listedeki miktarlardan hisse senetlerinin nominal bedeli düşülerek hesaplama yapılması hatalı ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış, açıklanan nedenlerle davalılar ... Holding A.Ş. ve ... İnş. Tarım ve San. İşt. Tic. A.Ş. (birleşerek yeni unvanı ... Holding A.Ş.) vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bette açıklanan açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... Holding A.Ş. ve ... İnş. Tarım ve San. İşt. Tic. A.Ş. (birleşerek yeni unvanı ......

                Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi talep formu başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, TTK'nın 336. maddesi uyarınca...

                  Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, TTK'nın 336. maddesi uyarınca davalı...

                    Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkillerinin murisi ...den de hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkillerince istenilmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkillerin murisinin şirket ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının...

                      UYAP Entegrasyonu