Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, uyuşmazlığın kredi kartı borcu nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davanın tüketici sıfatına sahip davacı tarafından 26/07/2012 tarihinde açıldığı dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Yasanın 23.maddesi uyarınca uyuşmazlığa bakma görevinin Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2020/1E. 2020/265K. DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : İSTANBUL 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİnin 19/11/2020 tarihli ve 2020/1E. 2020/265K. sayılı dosyasında verilen karar; davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

    Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, davalıya ödeme yaptığı ve davalının aleyhine yaptığı takipten dolayı borçlu olmadığı ve ödemenin iadesini istediği, eldeki uyuşmazlık 2004 sayılı İİK'nun 72. maddesinden kaynaklı mahkemede açılmış menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup, 2004 sayılı İİK'nun 72. maddesinde mahkemeden bahsedildiği için işbu menfi tespit ve istirdat talebine konu uyuşmazlığın, yargı organlarının niteliklerine ve sıfatlarına sahip olmayan tüketici hakem heyetince çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bu anlamda, söz konusu uyuşmazlık tüketici hakem heyetinin görev alanı dışında kalmaktadır. (bkz. Yargıtay 3. HD'nin emsal nitelikteki 15.11.2021 tarihli ve 2021/3977 Esas-2021/11400 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.Yargıtay 13. HD'nin 25/06/2018 gün ve 2017/4573 E.-2018/7254 K. sayılı kararı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/8176 Esas 2016/17895 Karar, Yargıtay 19....

    Somut olayda, takip dayanağı .....04.03.2016 tarih ve 2014/472 E. - 2016/196 K. sayılı ilamının incelenmesinde; davacı ......tarafından davalı ... hakkında açılan menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne, 20.06.2008 düzenlenme tarihli 3324615 çek numaralı 50.000 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3324609 - 3324610 - 3324612 - 3324613 numaralı çeklerden dolayı toplam 200.000 TL’nin çeklerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, alacaklının da istirdat davası nedeni ile lehine hükmedilen 200.000 TL’yi ve davanın kabulü nedeni ile de hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretini takibe koyduğu görülmektedir....

      Dava bu haliyle B.K'nun 72. maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davalı süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuş olup en son 25.1.2001 tarihinde ödemede bulunarak borcu kapatmıştır. Bu davayı ise 14.4.2003 tarihinde açmış olup, İİK'nun 72/7 maddesi hükmüne göre bir yıllık süreyi geçirerek açılan bu davanın, reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 5.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılmış istirdat davasıdır. Davaya konu uyuşmazlık davalı -----tarafından düzenlenen ------- adet faturadan dolayı davacının borçlu olup olmadığı, davacının yaptığı ödemelerin iadesini isteyip isteyemeyeceği hususlarına ilikindir. ------- Menfi Tespit ve İstirdat Yönünden Sıfatı Değerlendirilidiğinde; Davaya konu kaçak elektrik tutanakları ve faturalar davalı ---- tarafından düzenlenmiş, davacı tarafından yapılan ödemeler de yine davalı---- yapılmıştır. Bu nedenle husumetin davalı----- değil, diğer davalı ----- yöneltilmesi gerektiği anlaşılmakla, ----- açılan menfi tespit ve istirdat davasının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak kısa kararda sehven eksik yazılan "menfi tespit ve istirdat" reddine ibaresi gerekçeli kararda düzeltilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre , davalı tarafından davacı hakkında İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/163 E. 2020/310 K. Sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı icra takibinde bulunulduğu ,takibe konu ilamda menfi tespit isteminin hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine ,istirdat talebinin kabulüne karar verildiği ,davacı vekili tarafından ilamın icrası için kesinleşmesi gerektiği ileri sürülerek şikayette bulunulduğu ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi İstirdat istemine ilişkin olarak açılan davada......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit , sözleşmenin feshi, hakem heyeti kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR 1-Davacı, birleşen ... 7. Tüketici Mahkemesinin 2005/2318 Esas sayılı menfi tesbit ve istirdat davasında; 973,00 YTL için menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuş, mahkemece 05.04.2007 gününde 602,70 YTL için kabul kararı verilmiştir. 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2007 tarihinden itibaren 1.170.000.000 TL.ye çıkarılmıştır....

              Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı ve davanın devamı sırasında cebri icra tehdidi altında ödeme yapılması durumunda menfi tespite ilişkin talebin istirdat talebine dönüşmesi kuvvetle muhtemel olduğu , alacak ve tazminat ilişkin istirdat taleplerinin arabuluculuk dava şartına tabi olduğu tartışmadan varestedir....

              UYAP Entegrasyonu