gerekirken, gerekçeli karara dikkat edildiğinde menfi tespit davası için ayrı, istirdat davası için ayrı vekalet ücreti verildiğini, davacı tarafın istirdat talebi ve tazminat talebi konusunda davalı T3 sorumlu olduğu tespit edilirken yargılama masrafları ve vekalet ücretinden davalı şirketin sorumlu tutulmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu ileri sürerek Nevşehir 2....
Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” düzenlemesini içermekte olup, bu madde hükmünde de menfi tespit ve istirdat davaları özel olarak düzenlenmiştir. Davalı-alacaklı tarafından var olduğu savunulan bir hukukî ilişkinin var olmadığının tespiti için davacı-borçlu tarafından açılan davaya, menfi tespit davası denilmektedir. Borçlu, icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilir. Borçlu açtığı davada, maddi hukuk temelli çeşitli nedenlere dayanarak borçlu olmadığının tespitini isteyebilir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi, "(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır....
Tüketici Mahkemesi 25/10/2018 tarih, 2017/491 Esas, 2018/739 Karar sayılı "Davanın Kabul" Kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili, yapılan alışveriş nedeniyle Selin İlter'in asıl borçlu davacının ise kefil olarak senetleri imzaladığını, davacının icra takibine itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, davacının senetlerdeki imza nedeniyle müteselsil kefil ve müteselsil borçlu konumunda olduğunu, davacının 5.475,00 TL'lik bedel üzerinden dava açtığı ancak mahkemece 6.000,00 TL'ye hükmedildiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı taraf dava dilekçesi ile menfi tespit ve icra takibinin durdurulması talepli dava açtıktan sonra 13/03/2018 tarihli celsede geçen süre zarfında 8.553,00 TL'lik ödeme yaptığını, kefil olduğu 2.000,00 TL'ye bir itirazının olmadığını ancak 6.000,00 TL'nin iadesini talep etmiştir. Davacının bu talebi ile birlikte açılan dava menfi tespit ve istirdat davasına dönüşmüştür....
talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.'' hükmü çerçevesinde "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında," şeklinde değiştirildiği, yine aynı Kanunun Geçici 1. maddesinde; ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır.'' hükmüne yer verilerek, zorunlu arabuluculuk müessesesinin menfi tespit davaları için 01/09/2023 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, bu kapsamda ticari mahiyetteki menfi tespit ve istirdat davalarının da zorunlu arabuluculuk müessesesine tabi tutulduğu ve arabuluculuk başvurusu yapılmasının dava şartı olduğu kararlaştırıldığı, dava dosyası incelendiğinde arabuluculuk son anlaşamama tutanağı...
Somut olayda, davacı vekili, davalı tarafından yapılan şikayet üzerine Tüketici Hakem heyeti tarafından alınan karar gereğince davalının hesabına ilgili tutar yatırıldığı halde, davalı tarafından Hakem Heyeti kararının icra dosyasına konu edildiği ve müvekkil şirketin istirdat hakkını saklı tutarak ikinci kez ödeme yaptığını iddia ederek, cebri icra tehdidi altında ödenen tutarın faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteğiyle dava açmış olup Tüketici hakem heyeti tarafından verilen karara itiraz edilmediği gibi davalının yetki itirazı da bulunmadığı ve takip ... ilçesinde yapıldığı ve davalı ... İlçesinde ikamet ettiği halde ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1....
Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır. Ancak menfi tespit davası ile itirazın iptali davasında alacağın var olup olmadığı, yani aynı vakıa tartışılacağı için farklı sonuçlar çıkmaması amacıyla iki davanın birleştirilmesi, davaların birleştirilmesi mümkün olmazsa duruma göre davalardan birinin bekletici mesele yapılması gerekir (Kuru, s.88, Akkan, M.: İcra Hukukunda Menfi Tespit ve İtirazın İptali Davası Arasındaki Derdestlik ve Kesin Hüküm İlişkisi, DEÜHFD 2010, Cilt 12, Sayı 2, s. 1-41)..." şeklinde tespit değerlendirmeler bulunduğu görülmüştür. Dosya kapsamı ve ... 8....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 28/10/2014 NUMARASI : 2014/927-2014/1409 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kefil tarafından açılan menfi tespit (ödemeyle istirdat) istemine ilişkindir....
Sayılı tedbiren durdurulmasını, sözleşmenin feshine, imzalanan senetlerlerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazlarının bulunduğunu, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiğini, davacının sözleşmeden doğan borçlarını müvekkili şirkete ödenmediğini, davacının cayma hakkının bulunmadığını, davacı tarafın istediği zaman sözleşmeden dönerek davalı şirketi yarı yolda bırakma hakkının bulunmadığını, haklı fesih sebeplerinin oluşmadığını, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince,"..Mahkememizin yetkisizliğine, -Yetkili mahkemenin Yalova Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) olduğuna, .." şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın menfi tespit ve istirdat davası olduğunu, İİK.'nın 72....
Davalı ..., sözleşmeye göre davacının sorumlu olduğu vergi, elektrik, su, SGK vergi, ceza ve primlerin ödemediğini, Şefika Ongun'un talimatı ile ödenmeyen paralar için senedi doldurup ...'e ciro ederek verdiğini, sözleşmeye aykırı senet düzenlenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı borçlunun ödeme emrine itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, davacı borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İcra takibinin kesinleşmiş olması borçlunun İİK'nun 72.maddesine göre menfi tespit davası açmasına engel değildir. Başka bir anlatımla icra takibine itiraz etmemiş olan borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir....
Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davacının davalıya takibe konu çeke ilişkin olarak 9.000.TL ödeme yaptığı, ancak ödeme tarihleri itibariyle istirdat davasının İİK'nun 72/7. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre sonunda açıldığı, bu nedenle istirdat davasının dinlenemeyeceği, bu durumun menfi tespit davasını da etkileyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, icra takibi nedeniyle sahtecilik iddiasına dayalı açılan menfi tespit ve ödenen bir kısım paranın istirdatı talebine ilişkindir.İİK'nun 72. maddesinin 7 ve 8.fıkrası "istirdat davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılacağı, bu sürenin borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren başlayacağını" düzenlemektedir. Borcun kısım kısım ödenmesi halinde süre son kısımın ödenmesinden itibaren başlayacaktır(Baki Kuru,İcra İflas Hukuku Ders Kitabı, 9.bası, s.191)....