Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasında .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile .... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'na göre alacak ve menfi tespit davalarında görev dava değerine göre belirlenir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasında .... 2. Asliye Hukuk ile .... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'na göre alacak ve menfi tespit davalarında görev dava değerine göre belirlenir....

      Hükme göre menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Anılan hükümde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davaları yönünden yetkili mahkeme özel olarak düzenlenmiştir. Somut olayda icra takibi İstanbul'da başlatılmış olup, davalı şirketlerin muamele merkezleri İstanbul'da bulunduğundan Kilis mahkemeleri yetkili değildir. Mahkemece davalının süresinde yaptığı yetki itirazı gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine İSTİRDAT davası açmıştır. Konuyla alakalı olarak İİK 72. Maddesinde"Menfi tesbit ve istirdat davaları: Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.)...

          Somut davada borçlu olan davacı tarafından ... tarihinde dava tarihinden önce mezkur borç icra dairesi vasıtası ile ödenmiş olduğundan dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşemez. Davacının doğrudan istirdat davası açması gerekli iken menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

            Mahkemenin 22/09/2021 tarih ve 2021/787 esas, 2021/770 karar sayılı kararı ile, yapılan araştırmada davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğu, tacir olduğu anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuş ise de, davacı davaya konu 31.05.2020 tarihli çeki ödediğini dava dilekçesinde açıkça beyan ettiğinden istirdadını ve 31.06.2020 tarihli çekin iptalini talep ettiği, İstanbul BAM kaldırma kararı ile davaya ödenen çekler bakımından istirdat, ödenmeyen çekler bakımından menfi tespit davası olarak devam edilmesi gerektiğinden bahsedilmiş olup, 31.06.2020 tarihli çek bakımından dava tarihinde ödenmemiş olması bakımından menfi tespit talebinde bulunduğu ve menfi tespit davalarında arabuluculuk dava şartı olmadığından yargılamaya devam olunmuş ise de, dava tarihi itibari ile ödenen 31.05.2020 tarihli çek bakımından açılan istirdat davasının konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, dava...

              Bu tür davada, davacı sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip konusu borç, 3.kişi tarafından, yani davacı tarafından ödenmiş olsa bile; davacı sıfatı asıl borçluya aittir. Çünkü, burada borçtan kurtulan takip borçlusudur. Borcu ödemiş olan 3.kişi, yani davacı takip alacaklısına karşı istirdat davası da açamaz. Tüm bu bilgiler ışığında .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasında davalının alacaklı, dava dışı ... Turizm Gıda Ltd. Şti'nin borçlu, davacı ... Turizm Ltd. Şti'nin ise 3. Kişi konumunda olduğu, menfi tespit ve istirdat davasını ancak icra takip borçlusunun açabileceği, üçüncü şahıslar tarafından bu davaların açılamayacağı anlaşılmaktadır....

                Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve ----- olaya gelindiğinde; dava, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle hak sahibine yapılan tazminat ödemesinin, rücuen tazmini amacı ile davacı ve aracın sürücüsü hakkında icra takibi yapması nedeniyle, malikin ve işletenin dava dışı 3. kişi olduğundan bahisle davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine ve miktarın istirdatına dair menfi tespit ve istirdat davası olup, davacının talebinin dayanağını, davalı ile aralarındaki---- poliçesi ve ----oluşturmaktadır. Araç hususi oto olup ve davacı tacir olmayıp, davacı ile davalı arasında da herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlıkta davalı sigortacı hizmet sunucusu; davacı sigortalı ise tüketici konumunda olup, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davacının davalı bankadaki hesabını kapatırken haberinin olmadığı bir 30.000 TL tutarlı kredinin ve kredi kartının kullanılmış olduğunu öğrendiğini, kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığını, kredi kartının da davacıya teslim edilmediğini belirterek davacının bilgisi ve haberi olmadan kullandırılan krediden ve kredi kartı borcundan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödemek zorunda kalınan bedellerin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    Zira menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilmekte ve savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebilmektedir. Somut olaya gelindiğinde, davacı kendisi aleyhine Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/459 E....

                    UYAP Entegrasyonu