Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafın, davadan sonra yapılan icra takibi sebebiyle çek bedelini davalıya ödediği, menfi tespit isteminin bu suretle istirdada dönüştüğü, bu durumda artık davacının takip dayanağı çeke dayalı icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığı, bu nedenle mahkemece davacının menfi tespit davasının kabulü gerekirken menfi tespit istemi yönünden ayrı bir hüküm kurulmamasının doğru görülmediği, istirdat talebine gelince, istirdat davalarında, davacının, paranın verilmesinin lazım gelmediğini ispatla mükellef olduğu, somut olayda davacı yanca çek bedelinin ödenmemesi gerektiği noktasında kesin delil sunulamadığı, bu nedenle istirdat talebinin dinlenemeyeceği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, menfi tespit davasının kabulüne, istirdat davasının ise reddine karar verilmiştir....

    Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili asıl davada müvekilinin davalı şirkete toplam 5.889.00 TL. bedelli 2 adet çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, birleşen davada ise, ödenen 30.000.00 TL.'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, birleşen dosyada, 19.03.2002 tarihli celsede, menfi tespite konu çek bedellerinin istirdat davasına dahil olmadığını beyan etmiş, ayrıca 05.10.2010 tarihli dilekçe ile bilirkişi tarafından tespit edilen 19.699.72 TL. tutarın 5.889.00 TL.'sinin menfi tespit davasının, bakiye 13.810.72 TL.'sinin istirdat davasının konusunu oluşturduğunu, harca esas değer olarak gösterilen 30.000.00 TL.'nin bakiye 10.300.28 TL.'lik kısmından feragat ettiğini belirtmiştir....

      DELİLLER : Yazılı beyanlar, bilirkişi raporu, hesap özeti ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, kredi kartından kaynaklı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355....

      Bir başka anlatımla bir borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığında borcun tarafından yatırılması halinde alacaklıya ödeme yapılmayacak, menfi tespit davası açmayan borçluların durumu bu tedbirden etkilenmeyecek; alacaklı da dilediği borçluya keşideciye başvurabilecektir. Davacının asıl davada davalı-alacaklıya yönelttiği diğer talep ise istirdat istemidir. İstirdat son hamile yöneltilir. Son hamilin de asıl davada davalı olduğu anlaşılmaktadır. İstirdat davasında ise menfi tespit davalarından farklı olarak davacı kıymetli evrak üzerinde hak iddia etmektedir. İcra takibinin konusu alacak üzerinde aslında gerçek hamil olduğunu iddia eden kişi lehine çek borçlusunun veya keşidecinin, yatırdığı bedelin alacaklıya ödenmemesine ilişkin bir ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür....

        Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının 30.000,00 TL'lik kısmı dava ilk açıldığı andan itibaren 2004 sayılı İİK m. 72'ye göre istirdat davasına dönüşmüştür. Mahkememizde açılan davada davacının davalıya 24.12.2020 tarihinde yaptığı 30.000,00 TL'nin istirdatına ilişkin olup davacı aynı talebini ikinci kez mahkememiz dosyasından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 500,00 TL olarak talep etmektedir. Aynı konuya ilişkin olarak açılmış bir menfi tespit ve istidat davası varken tekrar istirdat davası açılamayacağından davalının derdestlik itirazının kabulüne ve 6100 sayılı HMK m. 114/I-ı ve 115'e göre davanın usulden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

          Hukuk Dairesi'nin 2021/157 esas, 2021/60 karar sayılı ilamı tüketici uyuşmazlıklarında, menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin davalarda arabulucuya başvurusu yapılması gerektiği hususunda emsal niteliktedir.)..." şeklindeki gerekçe ile, 6100 Sayılı HMK'nın 114/2. maddesinin atfı ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun 73/A ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 maddeleri uyarınca özel dava şartı noksanlığına dayalı olarak açılan davanın usulden reddine, dair karar verilmiştir....

          Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise davacı vekili, davalı tarafından yapılan şikayet üzerine tüketici hakem heyeti tarafından alınan karar gereğince davalının hesabına ilgili tutar yatırıldığı halde, davalı tarafından hakem heyeti kararının icra dosyasına konu edildiği ve müvekkil şirketin istirdat hakkını saklı tutarak ikinci kez ödeme yaptığını iddia ederek, cebri icra tehdidi altında ödenen tutarın faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteğiyle dava açmış olup tüketici hakem heyeti tarafından verilen karara itiraz edilmediği gibi takibi yapan icra dairesinin ...... 4. İcra Dairesi olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı ...... Tüketici Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 72/8'de “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.”...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalı banka tarafından, kredi kartı alacağının dayanak gösterilmesi suretiyle, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkili ile davalı banka arasında herhangi bir kredi kartı sözleşmesi imzalanmadığını ve müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını belirterek, müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile,...8. İcra Müdürlüğünün 2005/11617 sayılı takip dosyasında müvekkilinin emekli maaşından yapılan kesintilerin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” düzenlemesini içermekte olup, bu madde hükmünde de menfi tespit ve istirdat davaları özel olarak düzenlenmiştir. Davalı-alacaklı tarafından var olduğu savunulan bir hukukî ilişkinin var olmadığının tespiti için davacı-borçlu tarafından açılan davaya, menfi tespit davası denilmektedir. Borçlu, icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilir. Borçlu açtığı davada, maddi hukuk temelli çeşitli nedenlere dayanarak borçlu olmadığının tespitini isteyebilir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi, "(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır....

                TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/09/2021 NUMARASI : 2017/241 ESAS 2021/555 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: A) DAVACININ İDDİASI VE İSTEMİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından "Şehitlik Mah. 66. Sok. Enes Apt....

                UYAP Entegrasyonu