Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, 9.10.2003 tarihli ara kararı ile davaya Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılıp sonuçlandırıldığının anlaşılmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 7.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Karar davacı vekili ve davalı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir....

      Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 18. İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dava dilekçesinde hem menfi tespit hem de istirdat talebinde bulunduğunu, davacı taraf istirdat talebine ilişkin olarak arabulucuğa başvurmadığından ve bu talebine ilişkin gerekli harçlar ödenmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini, takibin dayanağı olan bono, borçlu-murisin Adem Genç'ten aldığı mobilyalara karşılık keşide edildiğinden tüketici senedi olduğunu, Tüketici senetlerine ilişkin açılan menfi tespit-istirdat davalarında görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğunu, bu nedenle görev yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından sunulan evraklardan anlaşıldığı kadarıyla borçlu-murisin dava dilekçesinde davacı olarak belirtilen mirasçı dışında da mirasçıları bulunduğunu, Yargıtay kararları doğrultusunda borçlunun diğer mirasçılarının da davaya dahil edilmesi gerektiğini, Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde dava açılması mümkün olmadığından davanın 6100 sayılı HMK 114/2-115/1,2 maddeleri uyarınca...

          Davacı vekili her ne kadar açmış olduğu davanın menfi tespit davası olduğunu ileri sürmüş ise de dava dilekçesi incelendiğinde davacı vekilinin menfi tespit isteminin yanı sıra icra takip dosyasına ödenen bedelin ödenmesini de talep ettiği görülmektedir. Bu nedenle davacı vekilinin davası menfi tespit isteminden ibaret değildir. Davacı vekili menfi tespit isteminin yanı sıra icra takip dosyasına ödenen bedelin de iadesini talep etmiş olduğundan uyuşmazlık 6502 Sayılı Yasanın 73/A maddesine göre zorunlu arabuluculuk müessesine tabidir. Tüm bu nedenler ile ilk derece mahkemesi kararı mevzuata uygun olduğundan istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür....

          Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu bono bedelinin ödendiği, davalının borç miktarının daha fazla olduğunu ispatlayamadığı, davacının yargılama aşamasında 7.455,96 TL ödemede bulunduğundan davanın istirdat davasına dönüştüğü, dolayısıyla bu bedelin davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği, yasa gereği menfi tespit davaları için tazminata hükmedilebileceği, istirdat davalarında tazminata hükmetmenin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 7.455,96 TL alacağın ödeme tarihi olan 10.05.2010'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yan menfi tespit davası devam ederken borcu ödemek zorunda kalmış, işbu menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/571 KARAR NO : 2021/1025 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 31/05/2021 KARAR TARİHİ : 14/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı banka tarafından müvekkilinin vasisi bulunduğu eşi ...'a müvekkilinin bilgisi ve onayı bulunmaksızın kredi kartı ve kredi kullandırılmış ve borçlandırılmış olduğunu, tüketici kanununa aykırı işlemler yapıldığını ve bu bağlamda ... ve eşi olan vasisinin mağdur olduğunu, davalı tarafından haksız şekilde icra takibi başlatıldığını ihtiyati haciz kararı alınarak icra tehdidi altında borç kısıtlı müvekkilinden tahsil edildiğini belirterek davanın kabulü ile hukuki açıdan sakat kredi sözleşmeleri nedeniyle kısıtlı ...'ın davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, İstanbul ......

              Mahkemece, ödeme emrinin davalıya 28.04.2006 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla Sincan İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davanın reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği, ayrıca icra takibine konu alacağın ödendiği, bir yıllık süre içerisinde İİK 'nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davası açılmadığı ve davalı tarafça süresi içinde hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden itiraz edildiği gerekçeleriyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiş ve ödenen meblağlar yönünden istirdat hakkını saklı tuttuğunu belirtmiştir. Mahkemece menfi tespit davasının hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

                Fıkrası uyarınca icra takibinden sonra açılan ödeme iddiasına dayanılarak açılan menfi tespit davasıdır. Dava sırasında takip konusu borcun davacı ... tarafından ödenmesi nedeniyle bu davacı yönünden davaya İİK’nun 72/6. Maddesi uyarınca istirdat davası olarak devam olunmuştur....

                  Davacı tarafça Mezitli Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 24/12/2015 tarih ve 2015/29165 sayılı kararına, 24/12/2015 tarih ve 2015/29166 sayılı kararına ve yine 24/12/2015 tarih ve 2015/29167 sayılı, davalıya toplamda 520,20 TL 'nin ödenmesine ilişin kararına itiraz edilmeksizin kesinleştiği, tarafları bağlayıcı olduğu anlaşılmakla, açılan menfi tespit/istirdat davası bakımından tüketici hakem heyeti kararının ilam niteliği taşıdığı ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu anlaşıldığından Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir. 2-Dava dosyasındaki diğer bir uyuşmazlık konusu ise menfi tespit talebine ilişkin davada Tüketici Hakem Heyeti’nin görevli olup olmadığına ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu