Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

VE TİC. LTD.ŞTİ. Arasında ; 14/05/2020 tarihinde Amasya 4. Noterliğinde 004537 yevmiye ile düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı ; sözleşmeye göre ; Amasya İli Merkez İlçesi Şeyhcui Mah. 962 Ada 8 Parsel Sayılı taşınmazdaki 4. Katta bulunan 50 nolu bağımsız bölümün davacıya 90.000,00- TL bedelle satılmasının vaad edildiği, ve sözleşmede taşınmaz satış bedeli olan 90.000,00- TL'nin davalı şirkete ödendiğinin belirtildiği ve sözleşmenin ekinde de; satış vaadi sözleşmesi imzalayan yüklenici müteaahit firmanın; arsa sahipleri ile imzalamış olduğu 22/09/2017 tarihinde Amasya 2. Noterliğinde 07913 yevmiye no lu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin mevcut olduğu ; Amasya 2. Noterliği’ nden Onaylı 22.09.2017 Tarih ve 7913 Yevmiye Numaralı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Amasya 4....

Noterliğinin 04/11/1988 tarih ve 27963 yevmiye sayılı akdi ile noterde "düzenleme satış vaadi senedi" ve "düzenleme ibra senedi" tanzim ve imza altına alındığını, davacı T1 Zekiye Doğan ve Hayriye Ünal'dan satın aldığı miras hisselerine 1987 yılından beri malik ve fiilen zilyet olduğunu bildirdiğini, müvekkili T1 rızai taksim sonucu kendisine düşen yerlere, köy içindeki yerlere, üç adet ev yaptırdığını, iki adet ahır yaptırdığını, zeytin bahçesi yaptığını, portakal, nar, dut ağaçları ektiğini, imar ve ihya ettiğini, evler ahırlar ve bahçe yaptığını, davalıların sattıkları bu miras hisselerinin tapularını bugüne kadar davacı üzerine vermedikleri için artık bu davanın açılması ve noter satışlarına konu bütün taşınmaz hisselerinin davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tescilinin gerektiğini, bu nedenlerle muris Mehmet Palta adına kayıtlı iken davalılar Zekiye Doğan varislerine ve T11 intikali lazım gelen taşınmaz hisselerine ait tapu kayıtlarının, noter satış vaadi...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 30/12/2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17/03/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ve tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat istemine ilişkindir....

    Noterliği’nin 08.02.2012 tarih, 4332 sayılı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde sözleşme tarihi itibariyle tapu sicilinde inşaat yapılmasını engelleyecek herhangi bir şerh olmadığı, davalı ...’nın eşinin açtığı boşanma davasında aldığı ihtiyati tedbir kararı ve bunun sonucu sözleşmenin imzalanmasından sonraki tarihte tapu kaydına koydurduğu aile konutu şerhinin taşınmazın şerhli olarak devri, inşaat yapılması ve yapılacak inşaatta arsa sahibine kalacak bağımsız bölümlerin aile konutu şerhi ile arsa sahibi adına tescili mümkün olup, inşaat yapılmasına engel değildir. Engel olduğu kabul edilse dahi sonradan ortaya çıkan bu imkânsızlıkta davalı ...’nın dava dışı eşiyle anlaşarak tapu siciline aile konutu şerhi koydurduğu somut ve yasal delillerle kanıtlanamadığından imkânsızlıkta kusurlu kabul edilmesi mümkün değildir....

      Noterliği'nin 20/11/1975 tarih 23694 yevmiye 09/11/1979 tarih 21705 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca, dava konusu Sarıçam İncirlik Mevkii 266 parsel ve Adana 5.Noterliğinin 09/11/179 tarih ve 21705 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile 7 pafta 258 parsel sayılı taşınmazdaki, murisleri Durmuş T10 ve Süleyman Kocahan'dan davalıya intikal edecek payın, davacılar murisi Muhittin Kocahan'a satılmasının vaad edildiğini, Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi ile de sabit olduğu üzere taşınmaz payının davacılar murisine devredildiğini ve taşınmaz pay bedelinin davalılar murisine nakden ve peşinen ödendiğini ancak, tapuda ferağ işleminin yapılmadığını gerekçe olarak belirtip davanın kabulü ile Adana ili, Sarıçam ilçesi, İncirlik Mahallesinde bulunan 14361 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kök muris Süleyman Kocahan adına olan tapu kaydının, davalının Adana 4....

      Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Somut olayda, dava konusu ... 1. Noterliğinin 11.12.1996 tarihli ve 19307 yevmiye no'lu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinin üçüncü sayfasında, taşınmazın zilyetliğinin vaat alacaklısına devredildiği belirtildiğinden zamanaşımı savunması ve bu yöndeki mahkeme gerekçesi yerinde değildir. Ayrıca, mahkemece bedelin ödenmediği kabul edilmiş ise de davalı tarafça bu yönde bir iddia ileri sürülmemiştir. Kaldı ki satış vaadi sözleşmesinin üçüncü sayfasında satış bedelinin tamamının tahsil edildiği belirtilmiştir....

        Davadaki istemin dayanağı 5.12.2005 günlü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesidir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmeleri kaynağını Borçlar Kanununun 22.maddesinden alır. Bu tür sözleşmeler alacaklısına doğrudan taşınmaz mülkiyetini geçirmez. Ancak, ilerde taşınmaz mal mülkiyetinin alacaklıya aktarılmaması halinde Türk Medeni Kanununun 716.maddesine dayanılarak hükmen tescil isteme hakkı sağlar. Açıkçası, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmeleri, asıl işlem ileride yapılmak üzere yapılan bir ön akit (akit yapma vaadi)dir. Türk Medeni Kanununun 683/son fıkrası hükmünce de eşyayı haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi eşyanın malikine tanımıştır. Her ne kadar, 5.12.2005 günlü sözleşmede satış vaadi ile birlikte taşınmazın zilyetliğinin devredildiği yazılı ise de zilyetliğin devredilmediği davalının yedinde kaldığı iddia ve savunma ile sabittir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, şikayet dilekçesinde de belirttikleri üzere müvekkili ile taşınmaz maliki Aslan Kıranç arasında 23.05.2018 tarihinde Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini ve sözleşmenin 08.06.2018 tarihinde tapuya şerh edildiğini, tapuda devir işleminin Aslan Kıranç tarafından gerçekleştirilmemesi üzerine 12.02.2020 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve Ödemiş 1....

          tahsile engel bir durum bulunmadığını, bu nedenle HMKnın 389/1 maddesinde belirlenen şartların oluşmadığı açık olup ihtiyati tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Talep, taraflar arasında imzalandığı ileri sürülen taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı ve/veya hasılat paylaşımı inşaat sözleşmesi ile noterde düzenleme şeklinde yapılan 20/07/2017 tarih ... yev nolu satış vaadi sözleşmesi ve yine bu sözleşmeyi tadil eden noterde düzenleme şeklinde yapılmış sözleşmelerin feshi nedeniyle sözleşmeler gereğince davalı adına tapu devri gerçekleştirilen taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili ve zararın tazimini davasında dava sonuçlanıncaya kadar anılı taşınmazların 3. kişilere devrinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması talebi üzerine mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü kararına itiraza ilişkindir....

            Karar sayılı ilamında "Davacı tapu iptal ve tescile ilişkin talebini taşınmaz satış vaadine ilişkin adi yazılı sözleşmeye dayandırmıştır. Davacının dayandığı bu sözleşmenin tapu siciline şerh edilmesi durumu ise sözkonusu değildir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verilmesi ile sözleşme- den doğan kişisel hak güçlendirilmiş olur ve bu hak sonraki malikler yanında satıcının sonra- dan iflası halinde iflas masasına karşı da ileri sürülebilir. Böyle bir satış vaadine dayanan davacının tapu iptal ve tescil davasını taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açması da mümkündür. Davacının dayandığı ve geçerli olduğu varsayılan sözleşmenin tapu kütüğüne işlenmemiş olması karşısında masaya karşı tapu iptali ve tescil talebinde bulunulması müm- kün değildir. Bu durumda bu hakka dayanılarak açılan davanın görülme yeri de taşınmazın bulunduğu yerdeki genel yetkili mahkeme olamaz yani taşınmazın bulunduğu yer mahkeme- sinin kesin yetkili mahkeme olduğundan söz edilemez....

              UYAP Entegrasyonu