Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Asli müdahil T5 tarafından dosya ibraz edilen 05/03/1992 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin Gaziosmanpaşa 1.Noterliğinde satış vaad eden davalı T3 ile asli müdahil T5 arasında imzalandığı, sözleşmenin içeriğinden dava konusu taşınmazı da kapsayan taşınmazların satışının vaad edildiği "...alıcının bu taşınmazları dilediğince tasarruf etmekte, kullanmakta yetkili olduğunu, gayri kabili rucü beyan ederim" şeklinde beyan bulunduğu, bu beyan içeriğine göre satış vaadi kabul eden T5ın taşınmazları kullanmakta ve tasarruf etmekte yetkili kılındığı, sözleşme içeriğinden anlaşılmıştır....
Mahallesi tapunun ada no:5151 parsel no:37’de kayıtlı 379 m2 miktarındaki taşınmaz arsa, davacı vasi ...’un babası ... ... ile dava dışı ... ..., ... ve ...’a aittir. Davalı yüklenici şirket bu yere inşaat yapım işini üstlenmiş, taraflar arasında ... 2. Noterliği’nde 20.11.2008 tarih ve 24566 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlenmiştir. Sözleşme uyarınca taşınmaz arsaya on adet bağımsız bölüm inşa edileceği, dört bağımsız bölümün arsa maliklerine, altı bağımsız bölümün yükleniciye ait olacağı, inşaatın ruhsat tarihinden itibaren 18 ayda bitirilip iskânı yüklenici tarafından alınıp arsa maliklerine teslim edileceği, gecikme halinde emsaline göre kira ödeneceği kararlaştırılmıştır. Eldeki davada yapılan yargılama sürecinde tapu kaydı sözleşme ... 4....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış ve eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türünü oluşturan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi, tapu kaydına konulmuş bulunan satış vaadine ilişkin şerhin kaldırılması istemine ilişkindir. Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. ... İli, ... İlçesi ......
Davanın niteliği, tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava ihtiyati tedbir talepli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, cezai şartın tahsili, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili, cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz davalı şirket adına tapuda kayıtlıdır. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır....
Davacı, ... ada ... numaralı parselde davalı adına tahsis edilen 182 metrekare yerin 1/2 hissesini 20.06.1990 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, bedelini ödediğini, tahsise konu yerin ... ada ... parsel ve 217.17 metrekare olarak davalı adına tescil edildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile 1/2 hissesinin adına tescili isteğinde bulunmuş, mahkemece istek hüküm altına alınmış, 3 numaralı parselin 1/2 hissesinin davalı adına tesciline karar verilmiştir.Ancak, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu, davalı adına tahsis edilen 31 numaralı parseldeki 183 metrekarenin yarı hissesi olup hüküm altına alınan parsel ise 217.17 metrekaredir. HUMK’nun 74.maddesi gereğince hakim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup ondan fazlasına veya bir başka şeye karar veremez....
Dava, noterde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, dayanılan satış vaadi sözleşmelerinin noterde yapılması nedeniyle geçerli sözleşmelere dayanıldığı, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
Mirasçı Yıldız Belecan'ın mirasçılarından T10 T11 T19 T15 T12 ve T20 müvekkiline vekalet veren 9 kişi arasında olduğunu, taşınmazların bedellerinin gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine göre ödendiği de dikkate alınarak bedelsiz olarak ihtiyati tedbir konulmasını ve müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Davacı, 14.08.2000, 07.08.2000, 02.08.2000 ve 03.08.2000 tarihli olmak üzere dört adet satış vaadi sözleşmesine dayanarak eldeki davayı açmışlardır. Satış vaadi sözleşmeleri biçimine uygun olarak düzenlemiş geçerli sözleşmelerdir. Satışa konu taşınmaz tapuda muris adına kayıtlı olduğu takdirde tüm mirasçılarının satış vaadi yapması durumunda bu sözleşmenin ifa olanağı vardır. Veraset ilamları ve satış sözleşmelerinin incelenmesinden, davacının tüm mirasçılar ile satış sözleşmesi yaptığı ve sözleşmenin ifa olanağının bulunduğu anlaşılmıştır. olacağı açıktır....
Her ne kadar 775 sayılı yasanın 34. maddesinin 1. fıkrasında "Bu kanun hükümlerine göre belediyelerce tahsis olunan arsalar, yapılar ve bu arsalar üzerinde yapılan bina ile meydana gelen taşınmaz mallar tahsis tarihinden itibaren 10 yıl süre içinde devir ve temlik olunamaz, rehin ve diğer ayni haklarla takyit edilemez, satış vaadi sözleşmesine konu teşkil edemez..." hükmü yer almış ise de bu düzenleme, takyit süresi içinde satış vaadi sözleşmesi yapılmasına engel teşkil etmez. 10 yıllık takyit süresinin geçmesinden sonra da satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı doğmuş olduğundan mahkemece, yasal takyit süresi dolduktan sonra açılan tapu iptali ve tescil davası yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davanın 500 parsel sayılı taşınmaz yönünden reddine, 1900 parsel sayılı taşınmaz yönünden tescil isteminin kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden ise tazminat yönünden kabulü ile bilirkişi raporunda belirtilen 3.335,84 TL bedelin davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan, edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....