SMK’nın 5/1-c maddesi uyarınca ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren yani tanımlayıcı işaretler marka olarak tescil edilemezler. Bu çerçevede bir markanın tanımlayıcı olup olmadığı incelenirken, önce bu işaretin, tescili istenen mal ve hizmetler tespit edilmeli, markanın anlamsal, görsel ve fonetik özellikleri dikkate alınmak suretiyle bütünsel bir yaklaşımla, ortalama tüketicinin bu işarete ne şekilde bir anlam yükleyeceği, markanın konusunu oluşturan ibarenin bir marka olarak mı yoksa bir ürünün genel adı ya da birtakım özelliklerini gösteren bir işaret olarak mı algılanacağı incelenmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2019 tarih, 2017/611 E. ve 2019/49 K. sayılı kararıyla; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre coğrafi yer adlarının tek başına marka olarak tescil edilemeyeceği ancak bu tür markaların yanına ek veya ürün isimlerinin alınması durumunda marka olarak tescillerinin mümkün olacağı, dava konusu olayda davalı ... adına tescil edilmiş olan "Trabzon Kart" isimli markanın Trabzon il ismi yanında ürün adı olan "Kart" ibaresi ile birleştiği, bu yönüyle dava konusu olayda davalı tarafın markasının coğrafi kaynak bildirme gerekçesiyle hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, davacı idare adına "Trabzon Kart" markasına ilişkin Türk Patent Enstitüsü ve Marka kurumu nezdinde yapılan tetkiklerde tanınmış marka olduğuna ilişkin bir kaydın olmadığı, dava konusu "Trabzon Kart" isimli markanın Trabzon ve Kart ibarelerinden oluştuğu, bu ibarelerin ilgili düzenlemede belirtilen...
FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/641 KARAR NO : 2022/245 DAVA : Markadan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi DAVA TARİHİ : 31/12/2021 KARAR TARİHİ : 02/11/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka'dan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ve yetkilisinin İstanbul'da yıllardır kahve dükkânları işletmeciliği yaptığını, 2019 senesi sonunda ..... tescil no ile "....." markasını, Bakırköy ... sokak üzerinde bulunan dükkânına da aynı ismi vermek suretiyle TPMK'da tescil ettirdiğini, müvekkilinin yerel ve uluslararası kahve çeşitleriyle hizmet verdiği işletmesinde ..........
İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/48 Esas KARAR NO : 2024/72 DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref'i, Önlenmesi Ve Tazmini DAVA TARİHİ : 13/03/2020 KARAR TARİHİ : 04/04/2024 Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref'i, Önlenmesi Ve Tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu eserin müvekkiline ait ... isimli hikaye ve dizi projesi olduğunu, ... isimli dizinin müvekkilinin hiçbir bilgisi ve onayı olmadan intihal oluşturmak suretiyle ... ekranlarında yayınlandığını, müvekkilinin eserlerinde töre mağduru kadınları,, çocuk gelinleri, berdeli, göç sorunlarını işleyen ödüllü bir yazar olduğunu, ... dizisinin giriş bölümündeki çıkış hikayesinin '' ...'' kitabındaki yine yazara ait ... isimli öykü olduğunu, müvekkilinin bu hikayesinin ... 5....
Her iki taraf markasında yer alan ... ibaresinin ortalama tüketici nezdinde yemekleri , kültürü ve tarihi ile bilinen coğrafi yeri işaret ettiği, bu nedenle coğrafi yer adının kimsenin tekeline bırakılamayacağı açıktır. Söz konusu ... ibareli markaların, kullanıldıkları yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri bakımından coğrafi kaynak bildiren zayıf ibare olduğundan davacı taraf bu ibareye ekler getirilerek kullanılmasına tahammül etmek durumundadır. Yaptırılan bilirkişi incelemesi ile , mahallinde yapılan tespitlere göre ; davalının markasal kullanımlarının, iş yerinde tabelasında, çalışanların iş kıyafetlerinde ve fiş üzerinde " ..." şeklinde olduğu, davalının "... ibaresini, broşür ve yemek tepsisi üzerinde kısmen kullandığı , daha önce davalı işyerinde "..." markası kullanılmakta iken daha sonra ağırlıklı olarak "... " ibaresinin kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu hali ile davalı kullanımlarının tescilli markası kapsamında olduğu anlaşılmıştır....
Davalı ... vekili, markada bulunan ... ibaresinin ürün adı olarak herkesin kullanımına açık tasviri bir kullanım olduğunu, ... ibaresinin coğrafi bir yer adı olduğunu, ... ürünüyle birlikte yaygın ve tasviri kullanımının bulunduğu, coğrafi yer adlarının kimsenin tekeline bırakılamayacağını, davacının markalarında ... ibaresinin bulunmadığını, taraf markalarının bütünlüklerinin tamamen farklı olduğunu, davacının markasında ... ibaresi ile birlikte davalının marka başvurusundan farklı renk ve şekil unsurlarının yer aldığını, taraf markalarında yer alan ... ve ... ibarelerinin farklı anlamları ifade ettiğini ve bu nedenle belirgin anlamsal farklılık oluştuğunu, davacının tanınmışlık ve kötüniyet iddialarının da ispat olunmadığını, dava konusu kararın yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Ancak bu maddenin uygulanabilmesi için başvuru konusu işaret ile redde mesnet markanın ya aynı yahut da ayırt edilemeyecek kadar benzer olması gerekli olup, ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten kastedilen de biçim, renk, sözcük ve düzenleme tarzı itibariyle iki işaret arasında çok dikkatli bakılmadıkça farkedilemeyecek derecede bir benzerliktir....
ŞEKİL” markası için 29 ve 30. sınıfta yer alan mallar için başvuru yaptığını, bu başvurudan 30. sınıfta yer alan "...lar, makarnalar, erişteler, pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar, mayalar, kabartma tozları, her türlü un, irmik, nişasta" emtialarının çıkartılmasına karar verildiğini, bu karara karşı ... nezdinde itiraz edildiğini, ancak itirazın reddedildiğini, verilen bu red kararının hukuka aykırı olduğunu, başvuruda yer alan “...” ibaresinin coğrafi olduğunu, tek başına ayırt ediciliği olmasa da bu tür coğrafi adların yanına “baklavacı”, “restaurant”, “balıkçılık”, “...” gibi faaliyetleri bildiren kelimelerin getirilmesi halinde tescil edilebileceğinin kabul edildiğini, başvurudan çıkartılan malların “...” İline özgü, ... İli ile ünlenmiş ürünler olmadığını, ... ...” ibaresi ile 30. sınıfta yer alan kısmi redde konu olan mallar arasında sıkı bir ilişki bulunmadığını ileri sürerek dava konusu “... ......
sayılı KHK'nın 7/b maddesinde yazılı mutlak ret nedenini aşmasının olanaksız olduğu, zira markanın tekliği ilkesinin sonucu olarak kanunda böyle bir yol bulunmadığı, kötüniyetle yahut tanınmış markadan doğan haklara tecavüz suretiyle gerçekleştirilmiş dahi olsa, TPE'nin tescili kesinleşmiş bir markayı nazara almamasının mümkün olmadığı, bu sebeple YİDK kararının yerinde olduğu, davacının ... ibareli markasının, 9 ve 11. sınıf mal ve hizmetler için, davalının kuruluş ve marka tescil başvurusunun tescil tarihinden çok önceki tarihlerden bu yana dünyanın bir çok ülkesinde yerel ve bölgesel tescillerinin bulunduğu, tescilli olduğu ülkelerde yazılı ve görsel tanıtım araçlarıyla gerçekleştirilen kuvvetli reklâm ve yaygın dağıtım ve haberlerle davacı teşebbüsüne sıkı sıkıya bağlandığı, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin, ilgili sektörde yer alan tüm insanlar tarafından refleks hâlinde hemen hatırlanan tanınmış marka olduğu kanısına ulaşıldığı, ... tanıtıcı işaretini 1942 yılından...
. - 2020/185 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, davalı adına TPMK nezdinde 2011/75424 sayı ile tescilli “GÖRÜKLE TAKSİ+şekil" ibareli markanın 556 sayılı KHK'nın 7.maddesi kapsamında tescil edilemeyeceğini, zira tescilli olduğu 39.sınıf bakımından tür ve cins belirtiğini, “Görükle” ibaresinin de bir coğrafi yeri işaret ettiğini, ayrıca dava konusu markanın 23/09/2011 tarihinde tescil için başvurulduğunu, oysa müvekkillerinin sahibi olduğu durağın 24/06/2011 tarihli UKOME kararı ile “Görükle Sakarya Taksi Durağı” ismini aldığını, bu bakımdan müvekkillerin öncelik hakkı bulunduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini...