Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/05/2013 NUMARASI : 2011/323-2013/205 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi dışında davacılar vekili ve süresi içinde katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davacı Seval'in yolcu olarak içinde bulunduğu aracın davalının sorumluluğunda olan yol yapımı sırasında yola serili mıcır ve gevşek zemine ilişkin uyarı/işaret levhası konulmaması nedeniyle tek taraflı trafik kazasına karıştığını ve olayda davacının yaralandığını ileri sürerek, davacı Seval için 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat ile Seval'in eşi davacı Mehmet için 25.000,00 TL, davacı çocuklar için de 10.000,00'er TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilahare; sigorta şirketi aleyhine açtıkları başka davada lehe karar verildiğinden bu davadaki maddi tazminat...
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, coğrafi yer adlarının, coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla yanlarına ilave yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olduğu, nitekim Dairenin 04.06.2018 tarih, 2016/11850 E.,2018/4241 K. sayılı ilamında da, aynı ilkelere yer verildiği ve kötüniyetli yapılmadığı sürece başkalarının da aynı coğrafi yer adını farklı bir takım eklerle marka olarak tescil ettirmesinin mümkün olduğu, somut olayda davacının itirazına mesnet "Kocaeli" ibareli markaları karşısında dava konusu "Kocaeli Danışmanlık" ibareli başvurunun tescilinin mümkün olduğu, zira davalı şirketin itiraza mesnet markalarda kullanılan yer adını farklı bir ekle marka olarak tescil ettirmek istemekte olup, açıklanan ilkeler çerçevesinde söz konusu başvurunun tesciline engel bir durum bulunmadığı, öte yandan, her ne kadar davalı şirket başvurusunun kötüniyetli olduğu ileri sürülmüş ise de davalı şirketin...
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) KARAR TARİHİ: 22/09/2022 İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin uzun yıllardır İstanbul’da şube sayısı dokuzu bulan "..." olarak bilinen restoranlar zincirini işlettiğini, müvekkili ... adına ... numaralı "..." ve ... numaralı "..." markalarının tescilli olduğunu, müvekkili ... adına ... numaralı "......
Davacı vekili, 15.07.2015 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat yönünden talebini 62.182 TL'ye çıkararak bu tutara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiştir. Davalı, tabelalarını sadece bir hafta kullandığını, gerçekten bir marka ihlali varsa muhatabının Metro Grossmarketleri olduğunu, zaten anılan firmanın ihtarı ile tabelayı kaldırdığını savunmuştur....
Temyize konu kararda, davalı aleyhine hükmolunan maddi tazminatın 541,00 TL, manevi tazminatın ise 1.500,00 TL olduğu görülmektedir. Karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, hüküm altına alınan maddi tazminat kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalı vekilinin maddi ve manevi tazminatlara ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin, davacı lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminatlara ilişkin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, 25/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer.(4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez. 6769 sayılı SMK'nun 150.maddesinde "(1) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.(2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.(3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar...
Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/111 E., 2016/53 K. sayılı kesinleşen kararında belirtilen maddi tazminat miktarı dikkate alınarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri hükümlerine göre takdiren 16.159,50 TL maddi tazminat taktir edildiği, manevi tazminat yönünden Türk Borçlar hukukunda objektif görüş kabul edildiğinden, şahsiyet haklarından yararlandıkları ölçüde tüzel kişilerin de 6098 sayılı Kanun’un 49 ve 58 inci maddeleri koşulları gerçekleştiği ölçüde manevi tazminat isteyebilecekleri, somut olayın özelliği, kullanımın niteliği, haksız rekabetin şumulü, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak ve nesafet kuralları, İstanbul 1....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davacı ... tarafından açılan maddi tazminat istemli davanın kabulü ile 2.013,04 TL. tazminatın dava tarihi olan 02.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ... tarafından açılan madditazminat istemli davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm davacı ... vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.085,00 TL’ye çıkarılmıştır. Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davalı aleyhine hükmedilen 2.013,04 TL tazminat miktarı davalı yönünden kesin niteliktedir....
Davalı marka başvurusunda ise “...” ibaresinin bilhassa 41/01-03. sınıftaki hizmetler açısından tasviri olması itibarıyla ikincil önemde olması yanında UÇYK ibaresinin altında oldukça küçük puntolarla tertip edilmiş olması görsel olarak bu müşterek unsuru geri planda bıraktığı, Duysal olarak da aynı şekilde UÇYK’nin markanın başında olması ve ...’nin daha ziyade coğrafi kaynak bildiren bir unsur olarak algılanması UÇYK’nin başvuruda esaslı unsur olmasına neden olduğu, Öte yandan, hem coğrafi bir kaynağa işaret ettiği için hem de başvurudaki yeri, önemi itibarıyla “...” ibaresinin başvuruda markalar arasında irtibat kurulmasına neden olacak bir bağımsız ayırt edici özelliğinin de bulunmadığı, Netice itibarıyla somut olayda karşılaştırılan markalar arasında benzerlik oranının bütünsel olarak düşük olduğu, Karıştırılma riski halkın mal ve hizmetlerin aynı veya bağlantılı kaynaktan geldiği yönünde yanılgıya kapılma riskidir { 1.......
Madencilik Tic San Ltd Şti aleyhine, 29.06.2010 tarihli dilekçe ile 1.0000,00-TL maddi tazminat istemli ikinci bir dava açmış ve bu davanın ... aleyhine açılan ilk dava ile birleştirilmesine karar verilerek ana dosyada sürdürülen yargılama sırasında 30.09.2011 tarihli dilekçe ile maddi tazminata ilişkin istem her iki davalı bakımından 48.621,65-TL artırılmakla, maddi tazminata ilişkin istem; davalı ... Bakımından 58.621,65, TL davalı şirket bakımından ise 49.621,65-TL olmuştur. Mahkemenin ise her iki davalıyı istemle bağlı kalındığından bahisle 59.621,65-TL maddi tazminata mahkûm ettiği görülmektedir. Öte yandan taleple bağlı olarak karar verilmesi gerektiği HUMK’nun 74 ve HMK ’nun 26. Maddelerinin emredici kuralıdır. Hal böyle olunca da maddi tazminata karar verilirken talebin aşılması isabetsiz olmuştur....