Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, coğrafi yer adlarının, coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla yanlarına ilave yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olduğu, nitekim Dairenin 04.06.2018 tarih, 2016/11850 E.,2018/4241 K. sayılı ilamında da, aynı ilkelere yer verildiği ve kötüniyetli yapılmadığı sürece başkalarının da aynı coğrafi yer adını farklı bir takım eklerle marka olarak tescil ettirmesinin mümkün olduğu, somut olayda davacının itirazına mesnet "Kocaeli" ibareli markaları karşısında dava konusu "Kocaeli Danışmanlık" ibareli başvurunun tescilinin mümkün olduğu, zira davalı şirketin itiraza mesnet markalarda kullanılan yer adını farklı bir ekle marka olarak tescil ettirmek istemekte olup, açıklanan ilkeler çerçevesinde söz konusu başvurunun tesciline engel bir durum bulunmadığı, öte yandan, her ne kadar davalı şirket başvurusunun kötüniyetli olduğu ileri sürülmüş ise de davalı şirketin...
İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/243 KARAR NO : 2021/170 DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/07/2020 KARAR TARİHİ : 06/04/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 12/10/2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini tüm Türkiye çapında bilinirliğe sahip ... internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, 2009 yılından bugüne ... internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdüren müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli "..." ibareli birçok markanın ve...sayılı "..." ibareli, ... sayılı "..." ibareli tanınmış markaların hak sahibi konumunda olduğunu, bu anlamda davalının hukuka aykırı kullanımlarının tespiti için ... 1....
İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/402 Esas KARAR NO : 2021/53 DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 11/12/2020 KARAR TARİHİ : 08/02/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 12/10/2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini tüm Türkiye çapında bilinirliğe sahip ... internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, 2009 yılından bugüne ... internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdüren müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli "..." ibareli birçok markanın ve ... sayılı "..." ibareli, ... sayılı "..." ibareli tanınmış markaların hak sahibi konumunda olduğunu, bu anlamda davalının hukuka aykırı kullanımlarının tespiti için ... 2....
Ancak; Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumları ayrı olacağından konumları keşfen saptanıp haritasına işaret ettirilerek, bu taşınmazların ... köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk toprak nevinden veya miri arazi niteliğinde bir yer olup olmadığı belirlenmeden ve Yargıtay denetimi açısından taşınmazın durumu ile köy, kasaba ve şehirlerin durumu müşterek paftaya işaret ettirilerek bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmadan sadece dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesine bağlı kalınarak bir sonuca ulaşılamaz. Zira uygulama ayni vakfiye kapsamındaki bir kısım yerlerin sahih bir kısım yerlerin ise gayrisahih kabilinden vakıf olabileceğini ortaya koymuştur....
Ancak; Vakfıye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumları ayrı ayrı olacağından konumları keşfen saptanıp haritasına işaret ettirilerek, bu taşınmazların ... köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk toprak nevinden veya miri arazi niteliğinde bir yer olup olmadığı belirlenmeden ve Yargıtay denetimi açısından taşınmazın durumu ile köy, kasaba ve şehirlerin durumu müşterek paftaya işaret ettirilerek bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmadan sadece dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesine bağlı kalınarak bir sonuca ulaşılamaz. Zira uygulama ayni vakfiye kapsamındaki bir kısım yerlerin sahih bir kısım yerlerin ise gayrisahih kabilinden vakıf olabileceğini ortaya koymuştur....
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk toprakları içinde olup olmadığının dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkartılması doğru olmaz. O yüzden incelemenin keşfen yapılması, taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi gerekir. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır....
Bu şekilde davacıların marka tescilinden kaynaklanan haklarını kullanma yetkilerinin bulunduğu saptandıktan sonra, davacı markasının hükümsüz sayılmasını gerektiren sebeplerin bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Kararname'nin “Marka Tescilinde Red İçin Mutlak Nedenler” başlıklı 7/1 .a bendinde; 5. madde kapsamına girmeyen işaretler ve c bendi gereğince, ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretlerin tescil edilemeyeceği hükme bağlanmıştır....
Bu şekilde davacıların marka tescilinden kaynaklanan haklarını kullanma yetkilerinin bulunduğu saptandıktan sonra, davacı markasının hükümsüz sayılmasını gerektiren sebeplerin bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Kararname'nin “...” başlıklı 7/1 .a bendinde; 5. madde kapsamına girmeyen işaretler ve c bendi gereğince, ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretlerin tescil edilemeyeceği hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Ankara 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 28.5.2009 gün, 1566-7256 sayılı, 11.Hukuk Dairesinin 2.2.2009 gün 11703-1140 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, fikri haklara tecavüzden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, taraflar tacir değillerdir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 08.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle poliçe ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-2. maddesinde "Bu sigorta Türkiye sınırları içinde geçerlidir." düzenlemesine yer verilerek sigortanın coğrafi sınırının Türkiye olarak belirlenmiş olmasına ve sigorta poliçesinde, teminatın yurt dışında da geçerli olacağına dair özel hüküm bulunmamasına göre (Bknz. Yargıtay 17. HD'nin 09.12.2019 tarihli 2018/616 E.- 2019/11713 K. Sayılı ilamı) yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır....