izin ücreti, promosyon ücreti, eşit işlem borcuna aykırılık tazminatı alacağını talep etmiştir....
Dairemiz tarafından 2017/1981 Esas-2018/456 Karar numaralı kararı ile davalı üniversitenin harçtan muaf olduğuna ilişkin istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1- b-2,maddesi gereğince; İzmir 6.İş Mahkemesinin 07.06.2017 tarih ve 2015/670 Esas-2017/281 Karar numaralı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Davanın KABULÜ ile, 1- 45.413,97- TL net kıdem tazminatının fesih tarihi olan 02/11/2015 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2- 10.000,00- TL net eşit davranmama tazminatının dava tarihi 02.12.2015 tarihinden; 6.608,82- TL net eşit davranmama tazminatının ıslah tarihi olan 11/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3- Davalı üniversite harçtan muaf olduğundan davalıdan harç alınmasına YER OLMADIĞINA, karar verilmiştir....
Davacı vekilinin 17.03.2022 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ettiği görülmüştür....
HÜKÜM: 1- Davacı ve davalı tarafın istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan yönlerden kabulüne, 2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA, a- Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, Asıl dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile; a) Fazla mesai ücreti talebinin KABULÜ ile; 32.555,31 TL fazla mesai ücreti alacağından 8.000,00 TL'sine, dava tarihi olan 04.10.2013 tarihinden, bakiye miktara talep arttırım tarihi olan 04/10/2016 tarihinden itibaren, taleple bağlı kalınarak işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b) Genel tatil ücreti talebinin KABULÜ ile; 4.305,80 TL genel tatil ücreti alacağından 1.000,00 TL'sine dava tarihi olan 04.10.2013 tarihinden, bakiye miktara talep arttırım tarihi olan 04/10/2016 tarihinden itibaren, taleple bağlı kalınarak işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,...
Hareketlerin gerçekleşmesi ile suç tamamlandığından bu yönüyle sırf hareket suçudur. (Caner Yenidünya TCK'da Ayrımcılık Suçu Çalışma ve Toplum Ekonomi ve Hukuk Dergisi, 2006/4 sayı 11. İstanbul 2006 s. 107) Suçun Manevi Unsuru: Bu suç sadece kasıtla işlenebilen bir suçtur. Ancak genel kast yeterli değildir. Ayrıca failin maddede belirtilen seçimlik ve bağlı hareketlerden en az birini nefret saiki ile işlemesi gerekir. 6521 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile ayrımcılık niteliğindeki hareketlerin nefret saiki ile işlenmesi manevi unsur olarak eklenmiştir. 5237 sayılı Kanun'un 122 nci maddesinde ırk, devlet, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefrete dayalı ayrımcılığı suç saymıştır. Yasa koyucu burada açık bir şekilde on koruma grubu belirlemiş ve bu on koruma gurubuna yönelik seçimlik ve bağlı hareketleri suç olarak düzenlenmiştir....
Kanun'un 5. maddesinin ikinci fıkrasında tam süreli-kısmî süreli işçi ile belirli süreli-belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcu vurgulanmıştır. Bununla birlikte, işverenin işin niteliği ile biyolojik nedenlerle faklı davranabileceği bahsi geçen hükümde açıklanmıştır. Eldeki davada, davacının 09/08/2019 tarihli savunması, Mahkemece dinlenen tanık ifadeleri, dosya arasına alınan CD içeriği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı işyerinde çalışan Ayetullah Açar arasında müşteriler ile kimin ilgileneceğine yönelik anlaşmazlık yaşandığı, yaşanan anlaşmazlığın tartışmaya dönüştüğü, tarafların birbirlerine hakaret ettiği, ardından birbirlerini darp ettikleri anlaşılmaktadır....
Mahkemece verilen karar 6100 sayılı HMK.’un 297 ve 298/2 maddelerine aykırıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur....
Gazetesi ile röportaj yaptığını, ameliyatı ile ilgili sırları ilk elden kamuoyu ile paylaştığını, bu haberlerden sonra bir anda kamuoyunun gündemi halinde geldiğini, ... Tabip Odası'na davalı hakkında şikayette bulunduğunu, şikayetin sonucunda davalı hakkında hasta sırlarını açıklamak ve hasta ile ilgili bilgileri reklam amaçlı olarak basına verme nedeniyle meslekten geçici ihraç ve para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, tarafına 200.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3- Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- Kullanılmayan gider avanslarının talep halinde ilgililere iadesine, 5- HMK'nın 359. maddesinin 4. fıkrası gereği kararın tebliği ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 9. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK'nun 362. maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere 26/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Yasanın 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında tam süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli - belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcu vurgulanmıştır. Bununla birlikte, işverenin işin niteliği ile biyolojik nedenlerle farklı davranabileceği bahsi geçen hükümde açıklanmıştır. Yine değinilen maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında, işverenin ücret ödeme borcunun ifası sırasında ayrım yapamayacağından söz edilmektedir. Burada sözü edilen ücretin genel anlamda ücret olduğu ve ücretin dışında kalan ikramiye, pirim v.b. ödemleri de kapsadığı açıktır. Bundan başka 4857 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sözü edilen sendikal nedenlere dayalı ayrım yasağı da mutlak ayrım yasağı kapsamında değerlendirilmelidir....