Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin 28.03.2022 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ettiği görülmüştür....

Kısaca dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım veya am süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli - belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapılması gerekir. Aynı Kanunu’nun 18/3.d maddesine göre “Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler” geçersiz neden olarak kurala bağlanmış ve bunun bir ayrımcılık olduğu belirtilmiştir. İşçinin hamileliği nedeni ile farklı işlemlere tabi tutulması, ayrımcılık olarak kabul edilmiştir. Anılan maddenin son fıkrasına göre ise “eşit işlem borcuna aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur”....

Buna göre davacının brüt 46.401,19 TL kıdem tazminatı ile çalışma süresine göre 8 haftalık ücreti tutarında hesaplanan brüt 9.845,02 TL ihbar tazminatı isteği yerindedir. Davacının çalışma süresi içerisinde hizmet dönemine göre 266 gün izin hakkı olup 31 gün izin hakkının davacı tarafından kullanıldığı anlaşılmakla 235 gün karşılığı izin için brüt 40.058,36 TL yıllık ücretli izin alacağının davalılardan tahsili gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı işçi muvazaa iddiasıyla fark ücret alacağı talebinde bulunmuş olup davacıya emsal olarak sunulan çalışana ait ücret bordrolarına göre ve zamanaşımına uğrayan kısım dışlanarak brüt 62.438,11 TL fark ücret alacağı hesaplanmış ise de taleple bağlı kalınarak brüt 58.858,42 TL ücret farkı alacağı talebi yerindedir....

Somut uyuşmazlıkta; fesih konusunda işverence eşit işlem borcuna aykırı davranılması halinde haklı nedenle fesih geçerli nedenle feshe dönüşeceğinden davacının iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli nedenle feshedildiği sabit olmakla birlikte bunun dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebebe dayandığı iddia ve ispat edilemediğinden, şartları bulunmayan ayrımcılık tazminatı talebinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup davalı temyizi bu yönden yerindedir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Kısaca dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım veya tam süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli - belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belge ve delillere göre; 4857 sayılı Kanunun 5. maddesi ve yerleşik uygulamasına göre işverenin her eşit işlem borcuna aykırılık hali için tazminat yaptırımı öngörülmemiş, bu yaptırımın olması için maddede mutlak olarak belirtilen ayrımcılık nedenlerinden (örneğin dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce v.b.) birinin gerçekleşmesi şartı aranmıştır....

    Somut olayda; 13.9.2005 tarihinde sanık ...’ün kızı ...’ün rahatsızlanması üzerine sanık ...’ın oğlu ...’a ait sağlık karnesiyle tedavi ettirmek istediği, cinsiyet farkı nedeniyle eylemin fark edilmesiyle tedavinin tamamlanamadığı, ...’ün rahatsızlığının acil müdahaleyi gerektirmesi nedeniyle sağlık sigortası kapsamında olmasa dahi müdahale ve tedavisinin yapılmasının zorunlu olması nedeniyle başkasına ait sağlık karnesinin kullanılmasının tıbbi müdahale ve tedaviye etkisinin bulunmadığı, muayene ve tedaviden sonra ücretin tahsil edileceği,müdahale ve tedavi sırasında incelenen sağlık karnesinde adı yazılı ...’ın cinsiyetinin erkek olması, tedavi edilenin ise kız olması nedeniyle farkın hemen anlaşıldığı, karnenin kullanılmasında ki amacın tedavi giderini ödememek olması nedeniyle kullanılan hilede aldatma yeteneğinin bulunmadığı, bu nedenle suçun unsurlarının oluşmadığı, sanık ...’ın da suça katıldığına dair iddia dışında mahkumiyet için yeterli, kuşkudan uzak kanıt bulunmadığı gerekçeleriyle...

      İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 07/09/2020 tarihinde gerçekleştirilen yayında sunucusu ile konuk arasında geçen diyaloglarda imam hatip mezunları hakkında sarfedilen sözlerin eleştiri sınırlarını aşan küçük düşürücü ve aşağılayıcı nitelikte olduğu, söz konusu programda sunucu ile konuğu arasında geçen diyaloglarda sarfedilen söz ve açıklamaların içeriği itibarıyla ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edecek veya toplumda nefret duyguları oluşturacak nitelikte olmadığı, 6112 sayılı Kanun'un 8/1(ç) maddesi uyarınca işlem tesis edilmesi gerekirken 6112 sayılı Kanun'un 8/1(b) maddesi uyarınca işlem tesis edildiği; bu durumda 6112 sayılı Kanun'un 8/1(b) maddesinde yer alan ilkenin 07/09/2020 tarihinde yayınlanan "..." isimli program yayını ile ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun'un 32/1 maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, eşit davranmama tazminatı ile ilave tediye farkı, ücret zammı farkı, sorumluluk zammı farkı, ikramiye farkı, hizmet yılı prim alacakları farkı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

          HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile; 1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2. Davanın REDDİNE, 3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 160.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.800 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, Kesin olarak 31/05/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Yapılacak iş, kavgaya karışan diğer personel ... hakkında işlem yapılıp yapılmadığını ilgililerden sorarak işverenin eşit davranma yükümlülüğünü ihlal edip etmediğini haklı feshin geçerli nedenle feshe dönüşüp dönüşmediği değerlendirerek çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. 3-Dosyaya sunulan izin kullanım formlarına göre davacının imzasını taşıyan belgelere göre 21, 14 ve 6 gün izin kullanım talepli dilekçeleri ve izni onaylayan imzalı belgeler vardır. Davalının bir kamu kurumu olması karşısında bu yazılı belgelere değer verilerek yıllık izin ücrete talebinin değerlendirilmesi gerekirken belgelerin dikkate alınmamış olması isabetsizdir. O halde davalı Bakanlık vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu